Ekonomi 26.04.2017 13:28

Ağbal: Türkiye'de mali disiplin vardır bundan sonra da aynı şekilde devam edecektir

Maliye Bakanı Ağbal, kamu maliyesinin görünümüne ilişkin yapılan değerlendirmelerle ilgili "Hükümet olarak hiçbir dönemde mali disiplini göz ardı etmedik. Türkiye'de mali disiplin bugüne kadar vardır bundan sonra da aynı şekilde devam edecektir" dedi
Ağbal: Türkiye'de mali disiplin vardır bundan sonra da aynı şekilde devam edecektir

Maliye Bakanı Naci Ağbal, Mali Suçları Araştırma Kurulu (MASAK) ve Türkiye Bankalar Birliğinin (TBB) düzenlediği Türk Bankacılık Sektöründe Suç Gelirlerinin Aklanması ve Terörün Finansmanı ile Mücadele Çalıştayı'nın açılışında yaptığı konuşmada, Türkiye'nin kara para aklama ile mücadelesinin çok uzun yıllara dayanan, köklü bir geçmişe sahip olduğunu, Türkiye'nin bu noktalardaki çabalarına devam edeceğini söyledi.

Maliye Bakanı Ağbal, 2009'da, küresel krizin yaşandığı dönemde Türkiye'nin kamu borcunun milli gelire oranının yüzde 43,8 olduğunu, bunun 2000'li yıllardan sonraki en yüksek oranı oluşturduğunu ifade ederek, "Şu anda Türkiye'nin kamu borcunun milli gelire oranı yüzde 28,3. Yani 2010 ila 2016 arasında borcun milli gelire oranında yüzde 15,5'lik bir azalma sağladık." dedi. 

Türkiye ekonomisinin, karşılaştığı iç ve dış şoklara karşı alınan doğru, rasyonel ve isabetli kararlar sonucu ciddi anlamda kendisini toparlama kabiliyetine sahip olduğunu vurgulayan Ağbal, şunları kaydetti:

"Kamu maliyesinin görünümüne ilişkin zaman zaman değerlendirmeler yapılıyor. Bu değerlendirmeleri hayretle izlediğimi söylemem lazım. Türkiye, mali disiplinden hiçbir zaman vazgeçmedi. Hükümet olarak hiçbir dönemde mali disiplini göz ardı etmedik. Her zaman dedik ki; 'ekonomimizin en temel itici güçlerinden bir tanesi sağlam kamu maliyesidir ve mali disiplindir.' 2002 yılından bu yana sürekli bir şekilde gerek 2009'a kadar uyguladığımız program dönemlerinde gerekse 2009'dan sonra hükümet olarak kendi yapmış olduğumuz Orta Vadeli Program dönemlerinde bütçe disiplinini, mali disiplini en ön plana koyduk. Biraz önce ifade ettiğim oranlar da çok net bir şekilde gösteriyor ki, Türkiye'de mali disiplin bugüne kadar vardır ve bundan sonra da aynı şekilde devam edecektir."

"EKK'da yasal düzenleme önerilerinin üzerinden geçeceğiz"

Ağbal, konuşmasının ardından basın mensuplarının gündeme ilişkin sorularını yanıtladı.

Bir gazetecinin İstanbul Finans Merkezini geliştirme amacıyla üzerinde çalışılan vergi yüklerinin kaldırılmasına ilişkin soru üzerine Ağbal, İstanbul Finans Merkezi programında, kapsamlı bir yasal düzenleme yapılması gerektiğini, Maliye Bakanlığı olarak bunun koordinasyonunu üstlendiklerini anımsattı.

Ağbal, burada birçok boyutu itibarıyla yasal çalışmayı yürüttüklerini dile getirerek, şunları kaydetti:

“Sermaye Piyasası Kurulumuz, Bankalar Birliğimiz, bankalarımız, Finansal Aracı Kurumları Birliğimiz, Hazine Müsteşarlığı, Kalkınma Bakanlığı yine finansal piyasalarla alakalı diğer sivil toplum örgütlerinden görüş, öneri ve yasal düzenleme taslakları aldık. Çok kapsamlı bir öneri paketi ortaya çıktı. Burada hem finansal piyasaların kurumsal yapılarının iyileştirilmesi var hem finansal piyasalara finansal enstrümanların kazandırılması, yine finansal piyasalardaki regülasyonlarda liberalleşme öngören düzenlemeler var hem de kurumlarımız tarafından gönderiler önergeler içerisinde finansal işlemlerin yapılması sırasında ödenen vergilerle ilgili bunların ya kaldırılması ya da indirilmesi yönünde öneriler var. 

Şu anda birkaç defa teknik toplantılar yaptık kurumlarla birlikte. Maliye Bakanlığı olarak önerilerin etki analizlerini yaptık. Sanıyorum mayısın 10'u ya da 11'i gibi Ekonomi Koordinasyon Kurulu'nda (EKK) bütün bu önerilerin üzerinden geçeceğiz. Maliye Bakanlığı olarak getirilen önerilere 'hayır bu olmaz' şeklinde yaklaşımımız yok."

Ağbal, özellikle Brexit sonrası dönemde, aslında Türkiye bakımından son küresel gelişmelere de bakıldığında İstanbul'un gerçekten küresel finans merkezi olabileceğini vurgulayarak, "Eğer bu fırsatı iyi değerlendirirsek, bu konuyla ilgili yasal çerçeve ile ilgili rekabet halinde olduğumuz diğer finansal piyasalardaki regülasyon düzeyini yakalayabilirsek Türkiye gerçekten tarihi fırsatı değerlendirmiş olur. Son derece yapıcı çerçevede meselelere bakıyoruz. Ümit ediyorum mayıs ayında yapacağımız toplantıda (EKK) kararları verdikten sonra Bakanlar Kuruluna bunu süratle getireceğiz. Vergiler ve diğer kamusal maliyetlerin azaltılması konusunda da tabii ki mali disipline dikkat edeceğiz, ama bir taraftan da finansal piyasaların gelişmesi ve derinleşmesi için rekabet halinde olduğumuz ülkelerle rekabetimizin önünde engel oluşturabilecek bir takım vergiler varsa onları da kaldırmaktan kaçınmayacağız." diye konuştu. 

"Şaşırdık' diyenler matematik öğrensinler"

CHP'nin verdiği akaryakıt ile ilgili soru önergesinin anımsatılması üzerine Bakan Ağbal, Maliye Bakanı olarak ne söylediğini, ne cevap verdiğini gayet iyi bildiğini, bu işi yıllarca yaptığını söyledi.

Ağbal, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bir mal üzerindeki vergi yükü nasıl hesaplanır? O malın perakende satış fiyatına bakılır, yani akaryakıtın petrol istasyonunda perakende satış fiyatı ne ise ona bakılır, bir de onun üzerindeki vergiler ona bakılır birbirine bölünür. Ortaya vergi yükü dediğimiz bir oran çıkar. Benim söylediğim Maliye Bakanı olarak evet, şu anda akaryakıt üzerinden aldığımız maktu vergiler zaman içerisinde artmış olsa da oran olarak bakıldığında vergi yükü azalma eğiliminde. Yüzde 66-67 mertebesindeki oranlardan, bunu motorin için söylüyorum, şu anda yüzde 59 oranındayız. 

Diyebilirsiniz ki 'vergi yükü bu haliyle de yüksek bu ayrı bir şey.' Verdiğim cevap gayet net. Yıllar itibarıyla mukayese yaptığımızda akaryakıt üzerinden alınan vergi yükü azalan bir trend izliyor. Bu da gayet doğal aslında. Biz zaman zaman akaryakıt üzerinden aldığımız maktu vergiyi artırıyoruz ama bunu her yıl da yapmıyoruz. Birçok yılda hiç akaryakıttaki vergiyi değiştirmiyoruz. Zaman içerisinde vergi yükünün oran olarak aşağı gelmesi de gayet doğal. Ben bunu ifade ettim. Burada şaşıracak bir şey yok. 'Şaşırdık' diyenler matematik öğrensinler." 

"(KGF ile ilgili iddialar) Öyle bir şey varsa üzerine gideriz"

Ağbal, Kredi Garanti Fonu'nun amacı dışında kullanıldığı iddiasına ilişkin, KGF üzerinden kullandırılan kredilerle ilgili bu yönde söylenti duymadığını belirtti.

KGF'nin her ne kadar kefalet ve teminat da verse bu verilen kredilerden dolayı bankaların hem bankacılık mevzuatı hem de kefaleti ve teminatı aşan risk bakımından sorumlu olduğunu vurgulayan Ağbal, bankaların bu konuda müşteri seçerken, kredi kullandırırken basiretli davrandıklarına inandığını kaydetti.