Röportaj 24.03.2019 09:00 Güncelleme: 24.03.2019 13:11

Dünya Markası TAV'ın En Etkili Lideri Sani Şener

"Gençlerimiz yabancı dili konuşacak. Ayrıca girişimci ve cesur olacak. Yönettiğim şirketlerde 55 bin insan var. 4 binden fazla Karadenizli, Trabzonlu var. KTÜ mezunu olanlar, her zaman öncelikli olmuştur, cv'leri özellikle değerlendirilmiştir."
Dünya Markası TAV'ın En Etkili Lideri Sani Şener

Musa ALİOĞLU - Aytekin AKAY

TAV, Amerika’nın en ünlü üniversitelerinden Harvard Business School’da vaka olarak incelendi. Sani Şener, Harvardlı profesörlere ve MBA öğrencilerine TAV’ı anlattı. TAV’ın hikayesi Amerika’da 25 okulda anlatılıyor.

Aslında o ve onlar için hikaye yeni başlıyor. O, Sani Şener, onlar TAV. Kurduğu hayallere inanan bir lider ve onun dünya markası. Mustafa Sani Şener, sonradan Trabzonluların unutamayacağı bakanlardan biri olacak Ahmet Şener’in son çocuğu olarak 1955’de Giresun’da doğar. Ziraat Yüksek Mühendisi baba Ahmet Şener, o dönem Giresun Fındık Araştırmaları Merkezi Müdürü’dür. 1960’da tarım temsilcisi olarak Kurucu Meclis’e seçilir, Ankara’ya gider. Orman Bakanı Ahmet Şener’in üç çocuğu, Sadri, Sezer ve en küçüğü Mustafa Sani eğitimi, hayatlarının merkezine alan bir ailede büyürler. Anne Feride Şener, Beşikdüzlü dikiş- nakış öğretmenidir, Ankara’da terzilik yapar. Bir yandan da 3 çocuğuna hayaller kurdurur. Üçüne de 10’lu yaşlara gelmeden piyano dersleri aldırır. Sonunda bu 3 çocuktan Sadri Şener, İnşaat Yüksek Mühendisi, Prof. Dr. Sezer Şener Komsuoğlu Nöroloji hekimi ve Mustafa Sani Şener de Makine Yüksek Mühendisi olur. Hepsi de sadece Trabzon’un değil, ülkenin tanıdığı isimler olurlar. Sadri Şener, ayrı ayrı dönemlerde iki kez Trabzonspor Kulübü’nde başkanlık yapar ve Trabzonspor’a büyük başarılar kazandırır. Prof. Dr. Sezer Şener Komsuoğlu, rahmetli eşi Prof. Dr. Baki Komsuoğlu ile kurduklarları KTÜ Farabi Tıp Fakültesi ile sürekli yâdedilirler. Ailenin en küçüğü Sani Şener’in ünü, havacılık deyimiyle 40 bin fit’leri bile geçer. Çünkü o, yedi ülkede havalimanı işleten bir Türk firmasının CEO’su. Hem de 1997’den bu yana. 21 farklı ülkenin 76 havalimanına hizmet sağlayan, havalimanı işletmeciliği süper liginin ilk beşinde olan firmalarla doğrudan ve dolaylı ortaklıklar yapan, dünya üzerinde 55 bin çalışanıyla dünya markası TAV’ı şantiyeden alıp dünya markası yapan isim Sani Şener.

“ODTÜ’ye de gidebilirdim, KTÜ’yü seçtim”

İnsan en sona gittiğinde aslında en başa dönmüş oluyor. Her şeyin başladığı yer, çok kültürlü bir yerleşim Tonya, Turali. Yüzyıllarca Rum, Türk ve Türkmen Akkoyunlu kültürlerinin olduğu yüksek dağ köyü. Dede, Tekautun Salih, Rus işgaline çetesi ile direnen cesur bir Tonyalı. Baba Ahmet Şener, ailenin ilk üniversite mezunu Ziraat Yüksek Mühendisi. Anne Beşikdüzü Akkise Köyü’nden Oğuzların Çepni boyundan dikiş nakış öğretmeni Feride hanım. Tüm bu kültürlerin arasında oluşan bir kimlik ve Sani Şener. TED Ankara Koleji’nde mezun olur olmaz, her yaz 3 ayını geçirdiği Trabzon’a, bu kez yüksek tahsile gider. Karadeniz Teknik Üniversitesi Makine Mühendisliği’ni kazanır ve Trabzon günleri başlar.

Niye Trabzon’u ve Karadeniz Teknik Üniversitesi’ni seçtiniz?

ODTÜ Fizik bölümünü kazanmıştım ancak makine mühendisi olmak istiyordum. O dönem ODTÜ, İTÜ ve Boğaziçi gibi üniversitelerin sınavları ayrı ayrıydı. Genel sınavda puanım KTÜ Makina fakültesine tuttu. Bir de genel seçimler vardı. Babamla seçim gezilerine katıldım ve Trabzon’u daha yakından tanıdım. Karadeniz Teknik Üniversitesi’nin deniz kenarındaki kampüsünü anlatmaya gerek yok, muhteşemdi.

Bakan oğlu gibi mi büyüdünüz?

Yok, hayır. Babam 1974’de bakan olduğunda ben makine mühendisliği öğrencisiydim. Üniversitede, kampüste, ‘bakanın oğlu’ derlerdi ama inanın makamına hiç gitmedim. Bir gün dahi bakanlığa, babamın yanına gitmedim. 1978’deki bakanlığında ise zaten İngiltere’de Sussex Üniversitesi’nde master yapıyordum. Ailem o gün neyse bugün de o. Babam sade ve bir o kadar da halka yakın bir isimdi. Devletçiydi. ‘Okuyun da bir dilekçe havale etmesini öğrenin, bir siyah araba eve getirsin sizi’ derdi rahmetli. Sonra ağabeyim Sadri Şener’le inşaat firmasında çalışmaya başladım, müteahhit olduk, cebimiz biraz para gördü. Siyah bir Mercedes arabayla eve geldim. Baba dedim, siyah arabayla geldim. Rahmetli dedi ki, ‘Reno olsaydı da devletin olsaydı.’

Cumhuriyet Halk Partili bir babanın …. oğlu desek, noktaları nasıl doldurursunuz?

O dönem ülkenin ve siyasetin şartlarıyla bu dönem arasında çok farklar var. CHP’li bir babanın demokrat ve liberal oğlu olarak kendimi tanımlayabilirim.
Rahmetli babanızı Trabzonlular sevmişti.
Partizan değildi. Trabzon için çalıştı. Adalet Partililer de, Cumhuriyet Halk Partililer de onu çok sevdi. O yıllarda Tonya’ya, Hollanda’dan Hollstein ineklerini getirilmesini sağladı. Süt verimi katlandı, hayvancılık gelişti, insanlar para kazanmaya başladı, okuma oranı arttı, dolayısıyla, kan davaları azaldı. Bütün bunlar rahmetli babamın hizmetleri. Tonya Süt ve Kaşar fabrikasını kurdurdu. KTÜ’nün kuruluşunda, Çimento Fabrikasının kuruluşunda çok emekleri var. Bakın eski Tonya’ya bir de yenisine bakın. Tonyalı Profesör ve akademisyen sayısı yüzlerle ifade ediliyor. Ve bugün Young Guru Academy (YGA) Anadolu’ya Bilim Göçü projesi, Tonya’dan, ailemizin yaptırdığı Feride-Ahmet Şener ilköğretim okulundan başlıyor. Değişimi ve güzelliği görebiliyor musunuz? Bu seviyeyi konuşabiliryorsak, işte o süt parasıyla ve hayvancılıkla geçinenlerin okumaya önem vermeleri, kan davasını bırakanları ve bunun önünü açan rahmetli babamı yadetmek lazım. Sağolsun hemşehrilerim her zaman onu rahmetle anıyor. 

TAV Dünya Başkanı Şener

2021’de Sani Şener nerede olacak?

TAV’da CEO’luğu bırakıp, yönetim kurulu başkanı olacağım. Üç ya da dört sene daha bu görevim sürecek. Allah ömür verirse, 85 yaşına kadar çalışmak istiyorum. Hatta ofiste mesaim bitsin akşam eve gideyim, öleyim diyorum. Böyle olacak herhalde! Çalışmadan bu iş olmaz. Dedem, 1884 doğumlu. Mustafa Kemal Atatürk de 1881 doğumlu. Dedem 11 sene askerlik yapmış, Atatürk’ün ve silah arkadaşlarının ömrü cephelerde savaşlarda geçmiş, bir milleti ayağa kaldırmış. Bakıyorum da o yıllarda doğanlar hep savaşmış. Bizim kuşağın işi de çalışmak, üretmek ve gelecek kuşaklara iyi bir ülke bırakmak.

TAV’ın yükselişinin AK Parti dönemine denk gelmesi. Bu tesadüf mü?

1997’de kurulduk. Atatürk Havalimanı özelleştirme ihalesini kazandık o zaman AK Parti iktidarda değildi.. Ancak TAV’ın ivme kazandığı döneme gelirsek, doğrudur, AK Parti döneminde büyüdük. Çünkü, Sayın Erdoğan ve AK Parti özelleştirmeye diğer hükümetlerden daha çok önem verdi. Özellikle havalimanı özelleştirmelerinde çok aktif davrandık. Esas başarımız TAV’ın Dünya pazarlarında ve sektörde ZAMANI YAKALAMASIDIR. 

Sıfırdan yerli bir markayla dünyanın en büyük işletmecilerinin radarına girdiniz? Bu nasıl oldu?

Avrupa’da 5 büyük havalimanı işletmecisi var. Fransız Aeroports de Paris (ADP), Vinci, Fraport, TAV ve Schiphol. ADP bizim ortağımız, Vinci ve Schiphol ADP’nin ortağı, ADP Schiphol’un ortağı, biz de Antalya’da Alman Fraport’la ortağız. Bu şirketlerin yıllık hizmet verdikleri yolcu sayısı 500 milyondan fazla ve bu platform hep birbiriyle ilişkili. Bizim işimiz yolcu; onların davranışları ve alışkanlıkları. 2000 senesinde yola çıkarken stratejimiz netti. Finansal olarak küresel, operasyonel olarak bölgesel bir firma olacağız dedik. İlk aşamada tarihi, kültürel ve bölgesel yakınlığımızın olduğu bir coğrafyada büyümek istedik. Küreselleşme sermayenin, teknolojinin, bilginin dünyada serbestçe dolaşımını kolaylaştırıyor ama kültürleri transfer edemiyor. Kültürleri ancak birbirine eklemlemek mümkün ve TAV gibi bir Türk firması bunu başardı. Kafkaslar’da, Balkanlarda ve Kuzey Afrika’daki havalimanı özelleştirmelerini alarak ilk 10 yılda 10 havalimanından oluşan bir portföy yarattık. Bunu yaparken dünyanın her yerinden ortaklarımız oldu; bize yatırım yaptılar. Kazandığımızı paylaştık ve bunu çok sevdik. İkinci 10 yıl için kendimize 100 milyon yolcu hedefini koyduk ama hayallerimizi kısa tuttuğumuzu fark ettik. Daha bu dönem dolmadan 100 milyon yolcuyu geçtik. TAV, kendi şirketleriyle işlettiği, hizmet verdiği havalimanlarında yılda 150 milyondan fazla yolcuya dokunuyor. 2014’de stratejimizi yeniledik ve o güne kadar esas olarak TAV’ın işlettiği havalimanlarında hizmet veren servis şirketlerimizi serbest bıraktık. Bizim gelirlerimiz, havacılık ve havacılık dışı olarak iki ana kalemden oluşur. Havacılık gelirleri regüledir. Havacılık dışı gelirlerimizi yolcu ihtiyaçlarını ve beklentilerini yakından takip ederek ve buna uygun inovatif çözümler sunarak artırıyoruz. Bugün itibariyle ciromuzun yüzde 47’si havacılık, yüzde 53’ü ise havacılık dışı gelirlerden sağlanır.

En etkili 10 iş insanından biri

Havalimanı işletmeciliği ve diğer yer hizmetleri dışında inşaatta da TAV markası var. Mesela Körfez bölgesinde çok büyük işleriniz var ve bu bölgede en etkili 10 iş insandan birisiniz.

Bu tip listelerin anlamı semboliktir ancak başka bir açıdan bakıldığında Türk mühendisliğinin, iş yapma modellerinin, finansal kabiliyetlerinin ve markalarının dünyanın en büyük firmalarının yarıştığı bir pazarda ulaştığı başarının da göstergesidir. Bu başarı rekabet ve teknolojik yapım açısından çok gelişmiş bir bölgede görev yapan mühendislerimizin, mimarlarımızın, teknikerlerimiz, işçilerimiz ve tüm TAV Grubu çalışanlarının emeğinin karşılığıdır. Körfez bölgesinde beş ülkenin başkent havalimanları olan Doha, Abu Dabi, Maskat, Riyad ve Bahreyn havalimanları ile İslam dünyasının ikinci en önemli şehri Medine Havalimanını yapmış olmak gurur verici. Doha, dünyada sayısı çok az olan 5 yıldızlı havalimanlarından birisidir. Medine ve Riyad projelerimiz MEED dergisi tarafından ‘yılın ulaştırma projesi’ seçilmiştir. Abu Dabi Havalimanı da dünyanın en büyük havalimanlarından birisidir ve hepsinin altında bir Türk firması, TAV’ın imzası var.

Farklı bayraklar, milliyetler, diller, dinler, 55 bin çalışan. İyi bir İK firması olmaktan başka beceriler istemiyor mu?

38 farklı ülke pasaportuna sahip çalışanımız var. Yapıp işlettiğimiz 14 havalimanı var. Türkiye dışında Gürcistan, Hırvatistan, Letonya, Makedonya, Suudi Arabistan, ve Tunus. Bunun yanında 21 ülkede toplam 76 havalimanında servis şirketlerimiz var. Mesela Trabzon Havalimanı’nda Havaş ile yerel hizmetimiz var. Amsterdam’dan Phuket’e kadar servis ve diğer yer hizmetlerimizle 24 saat üzerinde güneş batmayan bir holdingiz.

İstanbul’da da oldu. Atatürk Havalimanı’nda DEAŞ Saldırısı ve 15 Temmuz. Bu saldırılarda neredeydiniz ve ne yaptınız?

2016’da 15 gün arayla çok acı veren iki kriz yaşadık. DEAŞ saldırısından 5 saat sonra Atatürk Havalimanı’nı açtık. 15 Temmuz’da sabaha kadar buradaydım. Cumhurbaşkanımızın, havalimanlarında, meydanlarda toplanın demesiyle, 100 bin kişi buraya geldi ve darbeye karşı direndi. Atatürk Havalimanı demokrasinin merkezi durumundaydı o gece. Sayın Cumhurbaşkanımızın ucağının sağ salim buraya inmesi önce özel harekat polislerimizin ve tabii çalışanlarımızın büyük gayretleriyle gerçekleşti. Bu yüzden Atatürk Havalimanımız, GAZİ HAVALİMANI’dır.

Eskiden hız ve araba tutkunuz vardı. Tekneniz var, denize açılıyor musunuz? Sizi ne zaman uçak kullanırken göreceğiz?

Uçak kullanmaya çok heves ettim ama 24 şirket yönetiyorum. Dolayısıyla benim en büyük hobim, bu şirketlerle ilgilenmek. Sürekli problem çözmekle uğraşıyorum. Ara sıra çok kısa sürelide olsa denize açılabiliyorum..

Atatürk Havalimanı ve İstanbul için son bir mesaj.

Herşey Atatürk Havalimanı’nda başladı. Gururlu bir veda tabii ki. Beni en çok üzen, 5 bin 700 kişiyi işten çıkarmak zorunda kalmamız. Bu 5 bin 700 kişinin İstanbul Havalimanı’nda yeniden iş sahibi olabilmesi için İGA ile koordine halindeyiz ve yüzde 85’i işine orada devam etmesini sağladık. Diğerlerini de bizim havalimanlarımızda inşallah istihdam edeceğiz.
TAV Holding…
TAV, Türkiye’deki havacılığının yükselebileceğinin en güzel örneğidir. THY havada birşeyler yapmak için çırpınıyordu ancak havalimanları modern ve yeni olmadığı için hedeflerine ulaşamıyordu. TAV’ın İstanbul, Ankara, İzmir,Antalya, Bodrum,Alanya gibi havalimanları Türkiye’deki havayolu sektörünü uçurmuştur. Bunun anahtarı, açılışı, tetikleyicisi İstanbul Atatürk Havalimanı’dır ve burada ayak izimizin kalmasını istiyorum.

Cumhurbaşkanı Erdoğan
“Sayın Erdoğan, dünyada Türkiye’ye bakış açısını değiştiren en etkili liderlerden biridir. Geride kalan 16 senede başarıları çok fazla. Erdoğan’la birlikte Türkiye herşeyi kabul eden değil, direnen bir ülke oldu; çok değişik ve farklı yaklaşımları ile dünya politikasını ve dünya pazarlarını çok iyi okudu, okumaya da devam ediyor”