İzmir 07.05.2022 08:12 Güncelleme: 06.05.2022 20:06

Hekimlikten kazandı, müzeye yatırdı  

Doç. Dr. Levent Köstem, destek almadan, hekimlikten kazandıkları ile, eşi emekli biyoloji öğretmeni Güler Köstem'le birlikte, Urla Uzunkuyu'da dünyanın en büyük zeytinyağı müzesini kurdu ve İzmir'in tanıtımına büyük katkı sağlayacak bir eser kazandırdı.
Hekimlikten kazandı, müzeye yatırdı   

Ortopedi ve sporcu sağlığı alanında dünya çapında marka bir hekim olmasına rağmen mütevazılığı, insanlığı ve İzmir sevdası ile büyük hayranlık duyulan Doç. Dr. Levent Köstem, şehre kazandırdıkları ile tam bir çılgın Türk. Hiçbir destek almadan, hekimlikten kazandıkları ile, eşi emekli biyoloji öğretmeni Güler Köstem’le birlikte, Urla Uzunkuyu’da dünyanın en büyük zeytinyağı müzesini kurdu ve İzmir’in tanıtımına büyük katkı sağlayacak bir eser kazandırdı.

Başarılarla dolu hikaye

Türkiye’nin, hatta dünyanın sayılı ortopedi hekimlerinden. Özellikle sporcu sağlığı konusunda otoritelerden. Türkiye’nin gerçek anlamda ilk artroskopik cerrahi merkezini İzmir’de kuran isim. Almanya ve ABD’de bu konuda aldığı eğitimlerle 23 yıl Altay’ın, yaklaşık 4 sene de Ümit Milliler’in takım doktorluğunu yaptı. 8 yıl Futbol Federasyonu Sağlık Kurulu Üyeliği’nde bulundu.

UNIVERSIADE’ın sağlık organizasyonunda görev aldı. Aynı oyunlarda olimpiyat milli takımının doktorluğunu da üstlendi. “Spor hayatı bitti” denilip de onun neşterinin altına yatıp şifa bulan ve kariyerine devam edenlerin sayısı kendisinin bile hatırlamakta zorlandığı kadar çok.

Dr. Levent Köstem, İzmir Büyükşehir bünyesinde 2010 yılında “Engelsiz İzmir Projesi”ni başlatarak düzenledikleri kongreler sonrasında şehre “ Engelli Farkındalık Merkezi” kurulmasına da önderlik etti.

Müze fikri organik zeytin çiftliği ile başlıyor

Levent Köstem’in zeytin sevdası, Urla Nohutalan Köyü’nde 10.000 zeytin ağacı dikerek kurulan “Köstem Organik Zeytin Çiftliği”nde hayat buluyor. Çiftlikteki zeytinler büyük bir titizlikle zeytinyağına dönüşüyor. Köstem ve Malgaca markaları yaratılıyor. Türk zeytinyağının dünyada hak ettiği noktada olmayışından yola çıkan Köstem, araştırmalarına başlıyor ve müze kurmaya karar veriyor.

6 yıl Ege köylerini gezip malzeme topluyor

Müze kurma fikrinden yola çıkarak hafta içi hekimlik yapıp, hafta sonları köyleri ziyaret ediyor.

Bu şekilde, müzede kullanacağı eski teknolojileri içeren eski fabrikaların makine, ekipman ve malzemelerini satın alıyor, hikayelerini dinliyor. Bunları bazen köylerde bazen de antikacılarda bulur. Konuya meraklı olduğunu bilen hastaları da ona çok yardımcı olur.

Müzenin yeri dünyada bilinen ilk zeytinyağı işleği Klozemenai’de

Müzenin tarzını projelendirirken belli bir tarihi takip ederek, belli bir hikayesi olmasına özen gösteren Köstem, dünyada bilinen ilk zeytinyağı üretiminin, halen kazıları süren Klozamenai'de yapıldığı bilgisinden hareket ediyor. Yani dünyanın ilk işliği Urla'da yer alıyor. Bu nedenle müze için en uygun yer burası oluyor. Müzenin başlangıcı, Klazomenai'ye

dayanmalıydı. Çünkü uzun yıllar yurtdışı yayınlarda Klazomenai'ye şiddetle karşı çıkılmış ve arkasından kabul edilmek zorunda kalınmıştı. Urla ve çevresi milattan önce de zeytin ve şarapçılık bakımından önemliydi. Dünyada 26 zeytinyağı müzesi var. Kimisini bizzat, kimisini internet üzerinden geziyor. En kapsamlı müzeler Yunanistan'da.

Levent Köstem, 10 yıl boyunca o müzelerin 10 katı kadar materyal topluyor. Urla Uzunkuyu’da 5 bin metrekare kapalı alanı olan eski bir fabrikada “Köstem Zeytinyağı Müzesi” kuruluyor.

Müze 26 Kasım 2016 tarihinde “Dünya Zeytin Günü”nde resmi olarak açılıyor.

Köstem Zeytinyağı Müzesi’nde neler var?

Müze, 5 bin metrekarelik kapalı bir alan üzerinde kurulu. Klozamanai'den yani 3 bin yıl öncesinden bugüne bütün zeytinyağı üretim teknolojileri tarihi sırasına göre konumlanmış.

İnsan ve hayvan gücünden üretilen zeytinyağından son sistem tesise kadar müzede hepsi yer almış. Müze girişinde, bin yıllık zeytin ağacı ve Klozamenai işliğinin birebir kopyası karşılıyor konuklarını. Zeytinyağının tarih içinde saklandığı kaplar, amforalar, tartı aletleri gibi pek çok materyal var.

Levent Köstem Bucalı, doğduğu ve büyüdüğü semte olan sevgi ve vefasını müze içindeki sembolik mekanlarla da yaşatıyor. Buca’da yıkılan Kadri Dayının Kahvesi, Babasının Kaporta Dükkanı, yok olan “Kanaat Bakkaliyesi”nin birebir kopyası müze girişinde geçmişle bugüne köprü kuruyor.

Müze içinde ahşap atölyesi, sanat galerisi, satış dükkanı ve çok özel bir restoran var.

Hijyen ve sabun müzesi çalışmaları da devam ediyor.

Tarladan Sofraya Polima Restoran

Köstem Zeytinyağı Müzesi içinde geçen yıl hizmete başlayan Polima Restoran’ta Levent Köstem ve Güler Köstem’in kendi çiftliklerinde ve tarlalarında ürettikleri ürünlerden geleneksel tarifler, modern yöntemlerle yorumlanıyor. Sürdürülebilir, sıfır atık misyonu ile konuklara mevsiminde, doğal ve sağlıklı lezzetler sunuluyor.

Köstem Vakfı ile çocukların ve gençlerin eğitimine destek hedefleniyor.

Levent Köstem, eşi Güler Köstem ve çocukları ile birlikte kurdukları Köstem Vakfı’nda öncelikle gelecek nesillerin doğayı sevmelerini , çevre bilinci kazanmalarını, zeytin ağacının değerini bilmelerini çok önemsiyorlar. Bu konuda okullarla çeşitli atölye ve eğitim programları planlıyorlar. Çocukların eğitimine burslarla katkıda bulunmak istiyorlar.