Vakıf Katılım web
Röportaj 14.01.2018 14:00 Güncelleme: 14.01.2018 14:12

​Leyla Alaton: Ruh sağlığım için negatif insanlardan uzak dururum

Leyla Alaton'la tanışmamız 20 yıl öncesine dayanıyor. Yıllar içinde ikimizin odak noktasındaki konulardan biri de sağlık oldu.
​Leyla Alaton: Ruh sağlığım için negatif insanlardan uzak dururum

Esra KAZANCIBAŞI

Girişimsel sağlık teknolojileri üreten Alvimedica Yönetim Kurulu Başkanlığı’nı yürüten Leyla Alaton ile bu sefer sağlık çerçevesinde bir sohbet yapmak için biraraya geldik.

Leyla Alaton’la tanışmamız bundan 20 yıl öncesine dayanıyor. O yıllarda Kadınca’nın genel yayın yönetmenliğini yürütüyordum. Leyla Alaton da derginin yazarıydı. Köşesinde, kadınların iş dünyasında başarılı olmaları için tavsiyelerde bulunuyor; çalışan kadınların karşılaştıkları sorunların medyadaki sesi oluyordu. Sık sık buluşuyor; yaşama, kadınların çalışma ve siyaset dünyasındaki sorunlarına dair derin sohbetler ediyorduk. Yıllar içinde ikimizin odak noktasındaki konulardan biri de sağlık oldu. Ben, gazetecilikteki asıl uzmanlık alanım sağlıkla ilgili medyada haber ve televizyon programlarına imza atarken, Leyla Alaton da girişimsel sağlık teknolojileri üreten yüzde yüz Türk sermayeli Alvimedica Yönetim Kurulu Başkanlığı’nı yürütüyordu. Bu sefer sağlık çerçevesinde bir sohbet yapmak için Leyla Alaton ile biraraya geldik. Yaş aldıkça daha da güzelleşen, gözlerindeki ışığın pırıltısı artan kadınlar vardır ya; işte Leyla Alaton tam bu tanıma uyuyor. Özgüveniyle, neşesiyle, duruşuyla bulunduğu mekanı doldurup, aydınlatıyor. İşte, Leyla Alaton ile sohbetimiz:

“70 ÜLKEDE FAALİYET GÖSTERİYORUZ”

- Sağlık alanına; yani medikal cihaz sektörüne nasıl adım attınız?

“Medikal cihaz sektörü, babam İshak Alaton’un önemini çok önceden fark ettiği ve yüksek bir ihracat potansiyeli yaratmak adına girdiği bir sektör. Bu alanda ilerlemek istedik ve İtalya’da zaten bu işi çok iyi bir şekilde yapan bir şirketi bünyemize kattık. Dünyada girişimsel sağlık teknolojileri üreten ve yüzde yüz Türk sermayeli diyebileceğimiz bir firmayız. Şu anda da karbon kaplama stent teknolojisini ülkemize taşımak için son dönemdeyiz. Özellikle diyabetik kalp hastalarında çok daha etkili olan ve yaşam kalitesini yükselten özelliğe sahip stentler geliştirdik. Malezya, İran, Brezilya gibi ülkeler de dahil olmak üzere 70 ülkede faaliyet gösteriyoruz. Amerika pazarına girebilmek için tüm süreçleri yavaş yavaş aşıyoruz. Girişimsel kardiyoloji alanında stent, kateter, balon gibi ürünler açısından çalışmalarımız var. Kalp kapağı üzerine de araştırmalarımız devam ediyor. Bunu başarırsak diğer çalışmalarımız gibi ülkemiz için yine bir ilk yaratacağız. Heyecanla takip ettiğimiz, vizyoner bir proje bu.

“KALP KONTROLLERİMİ AKSATMAM”

- Kalp sağlığı alanında girişimsel sağlık teknolojileri üreten bir şirketin yöneticiliğini yapıyorsunuz. Peki, kendi kalp sağlığınıza dikkat ediyor musunuz? 

“Kalp sağlığı çok önemli bir konu. Zaten babam da kalp kapağı değişim ameliyatı olmuştu. Ailemizde de var olan bir problem olduğu için kalp sağlığıma özellikle çok dikkat ediyorum. Bunun için düzenli spor yaparım. Sağlık kontrollerimi ihmal etmem. Çevremi de mutlaka bu konularda bilgilendiririm. Sosyal medyayı da kalp rahatsızlıkları başta olmak üzere sağlıkla ilgili konularda oldukça yoğun kullanıyorum. Örneğin en son sosyal medyada yaptığım ‘Meme kanserinde erken tanı için mamografi yaptırın’ hatırlatması üzerine doktora giden ve bir kitle fark edilen bir hanım daha sonra bana ulaştı. Erken dönemde bir hastalığın yakalanmasına yardımcı olmak gerçekten güzel bir duygu.”

“YEMEKLERDE TUZ KULLANMIYORUM, ŞEKERİ HAYATIMDAN ÇIKARDIM”

- Bir röportajda ‘Ne yersen O’sun’ demişsiniz. Siz ne yiyorsunuz? 

“Sağlıklı olmamızı belirleyen şeyler tükettiğimiz besinlerdir. Sonuçta ne yerseniz o olursunuz. Beslenmem konusunda okuduklarım, anladıklarım ve deneyimlediklerimden yola çıkarak bazı kriterler belirledim kendime. Artık asla yemeklerde tuz kullanmıyorum. Şekeri hayatımdan çıkardım diyebilirim. Zaten gerekli olan şekeri meyve ya da kuruyemişle de alabiliyorum. Eğer, bir yemeğe davetliysem ve canım çok çekmişse, dayanamıyorsam tabii ki yiyorum; ama ertesi gün mutlaka yaptığım kaçamağı dengeliyorum. Yoğurt ve peynir benzeri süt ürünlerini aşamalı tüketiyorum. Böylelikle karaciğerimi dinlendiriyorum. Börek, çörek olmadan kinoa ya da pancar ile yaptığım salatalarla çok güzel, renkli sofralar kurabiliyorum.”

“NEGATİF İNSANLARI HER ZAMAN HİSSEDERİM”

-Pozitif düşünen bir insansınız, bunun hayatınızdaki yeri nedir?

“Evet, hayata pozitif bakan insanlardanım. Çevremdeki insanların da öyle olmasını isterim. Ne kadar sert gözüksem de, son derece duyarlı ve hassas biriyim. Karşımdaki kişinin enerjisi ve o andaki ruh hali beni etkiler. Nasıl beden sağlığım için şeker, tuz gibi maddelerden uzak duruyorsam; ruh sağlığım için de negatiflikten ve negatif insanlardan uzak dururum. Çünkü  negatif insanlar sizi yorar. Bunun için hayata benimle aynı pozitiflikle bakan dostlarımla vakit geçirmeye çalışıyorum. Negatif insanları her zaman hissederim. Kişinin konuşması, bakışı kendiyle ne kadar barışık olduğunu ve nasıl bir özgüveni olduğunu gösterir.”

“İNSAN YAŞ ALDIKÇA YAŞAM BULMACASINI ÇÖZÜYOR”

- Bir kadın olarak iş dünyasında var olma mücadeleniz nasıldı? Kariyer basamaklarını tırmanırken ya da yönetici koltuğuna oturduğunuzda ne tür engellerle karşılaştınız? 

“İnsan yaş aldıkça yaşam bulmacasını net bir şekilde çözüyor. Çoğunlukla erkeklerin var olduğu iş dünyasında ayakta kalabilmek için kendi kendimi koruma potansiyelim direkt gelişti; çünkü ben her yerde tektim. Kendimi savunma ve bir suçlama ihtimaline karşı durma halimin tüm bunlara karşı gelişen kaslarım olduğunu söyleyebilirim. Yaşadığım olumlu, olumsuz tecrübeleri de çevremle paylaşırım; çünkü onlara da böylelikle yardımcı olabilir, yol gösterebilirim.”

“STRESİ YOK ETMEK İÇİN HAYATIMI DOĞRU PLANLARIM”

- Hem iş hayatının, hem de kent yaşamının getirdiği bir problem de stres. Siz, stres kontrolünü nasıl sağlıyorsunuz?

“Öncelikle hayatımı çok iyi planlamaya çalışıyorum. Zamanı doğru bir şekilde kullanırım. Eğer, doğru bir planlama yaparsan hiçbir yere koşturmazsın, her şey yolunda gider ve stres yaşamazsın. Bu şehirdeki trafiği, koşulları bilen biri olarak, kendini strese sokacak bir zamanlama, planlama yaparsan sınıfta kaldın demektir. Stres yaşamamak adına doğru zamanlama yapmak önemli.”

“HAYAT HER ZAMAN SEÇİMLERDEN İBARET”

- Son olarak bize hayat felsefenizi anlatabilir misiniz?

“Şunu bilmeliyiz ki; herkesi memnun edemeyiz ve herkese ‘evet’ diyemeyiz. Bunun için herkes kendi hayatındaki öncelikleri belirlemelidir. Benim için artık, daha çok manevi tatmin yaşayacağım kişi ve konular öncelikli diyebilirim. Tabii ki ilk sırada çocuklarım yer alıyor. Daha sonra kendimi daha iyi hissettiğim ve beni daha çok tatmin eden işler. Örneğin, bir üniversiteye konuşmaya gitmek, yararlı projeler üretmek, bir kadın topluluğuna destek vermek gibi. Kişi önceliklerini belirler, seçer ve yaşar. Unutmayalım ki; hayat her zaman seçimlerden ibarettir. Kendimiz için en doğru olanı seçmeliyiz.”