Güncel - Yaşam 02.03.2019 22:59

Müzelik Eşyalarının Gelirini Şehit Ailelerine Miras Bıraktı

Bilecik'te yaşayan Mehmet Cin, tespih, ütü, radyo, saat, kılıç gibi eski yaşamda kullanılan yüzlerce malzemeden oluşan koleksiyonu ile evini adeta müzeye çevirdi.
Müzelik Eşyalarının Gelirini Şehit Ailelerine Miras Bıraktı

Bilecik'te, 32 yıldır eski eşyaları biriktirerek evini adeta müzeye dönüştüren Mehmet Cin, tespih, ütü, radyo, saat, kılıç gibi malzemelerin tamamının öldükten sonra satılarak gelirinin şehit ailelerine bırakılmasını vasiyet etti.

Babasının vefatından sonra eski eşyaları biriktirerek koleksiyon oluşturmaya merak saran Cin, şehir şehir gezerek malzeme topladı. Bilecik'te bir kamu kuruluşunda memur olarak çalışan 51 yaşındaki Cin, 32 yıldır maaşının önemli bir kısmını da bu merakı için harcadı.

Cin'in koleksiyonunda, eskiden kullanılan yüzlerce tespih, gazoz, gazoz kapağı, anahtarlık, çakmak, magnet, ütü, radyo, saat, fotoğraf makinesi, el feneri, gaz lambası, terazi, telefon, kılıç, tüfek, bıçak ve yöresel giysi bulunuyor.

Müzeye çevirdiği evindeki binlerce malzemeyi tek tek tanıyan Cin, öldükten sonra mezat yapılarak eşyaların satılmasını, gelirinin de şehit ailelerine verilmesini istedi.

"32 yıl önce başladı, ölene kadar sürecek"

Mehmet Cin, 1982 yılında vefat eden babasının da bir koleksiyonu olduğunu, bu eşyaların ağabeyine kaldığını söyledi.

Babasının merakını sürdürmek için kendisinin de eski eşyaları toplamaya başladığını belirten Cin, "İlk olarak eski dönemde insanların kullandığı silah ve kılıçları toplayarak başladım. Yöresel kıyafetlerden sonra günlük yaşamda kullanılan ev ve tarım aletlerini topladım. Farklı lambalar olsun, marangoz aletleri olsun onları topladım. Gazoz, soda, bunların açacaklarını ve kapaklarını topladım ve bu şekilde devam etti." dedi.

Birçok şehirde antika pazarlarına gittiğini anlatan Cin, bunun yanı sıra tanıdıklarından da kendisine eski eşya getirenler olduğunu ifade etti.

Merakının son nefesine kadar süreceğini vurgulayan Cin, "Aç kalsam sizden bir dilim ekmek istemem ama bir gazoz kapağı ya da bir açacak göreyim sizde, onu almadan kapınızdan ayrılmam, muhakkak alırım." diye konuştu.

Yerli üretim gazozlar ve kapaklarını topladı
Evinin girişini, yakın dönemde yöre insanının kullandığı silah, lamba, tarım aleti ve elbiselerle süslediğini aktaran Cin, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Odamızda aynı zamanda yüzlerce gazoz kapağı bölümü var. Ben bunun bir kültür olduğuna inanıyorum. Çocukluğumuzda bilgisayar, cep telefonu yoktu, gazoz kapaklarıyla oynardık. Bin 200 adet var şu anda. Tahmini 14 bin çeşidinin olduğu söyleniyor Türkiye'de. Bin 500 çeşit gazoz ve sodam var. Yüzde 95'i yöreseldir. Kayseri'nin 'Tekir', Bursa'nın 'Uludağ', İstanbul'un 'Çamlık', Adapazarı'nın 'Neşe' gazozu gibi marka çeşitleri var. Bu bölgelerde gazoz ve soda olarak ne üretilmişse onları dolu olarak toplamaya çalıştım. 30 senenin öncesine gidemiyoruz çünkü onları dolu olarak bulmam mümkün değil. Ancak kapaklarını buluyorum."

Mehmet Cin, biriktirdiği eşyalardan kazanç sağlamayı düşünmediğini dile getirdi.

Bu eşyaların hepsinin belli fiyatları olduğunu söyleyen Cin, "Ankara, İstanbul, Eskişehir, Bursa'da bu işlerin eksperi kardeşlerimiz var, fiyatlarını değerlerini bilen insanlar. Ben öldükten sonra canlı mezat yapılacak, toplanan para da şehit ailelerine teslim edilecek. Benim bu saatten sonra parayla pulla işim yok." ifadesini kullandı.