Güncel - Yaşam 23.11.2018 08:33

Öğretmenliğe 60'ında Başladı, Hasta Öğrenciye 'Güneş' Oldu

Yozgat'ta Kur'an-ı Kerim'i daha iyi okuyup anlayabilmek için 34 yıl sonra okul sıralarına dönerek önce lise sonra da üniversite eğitimini tamamlayan 60 yaşındaki Hülya İpek, ücretli öğretmenliğe başladı.
Öğretmenliğe 60'ında Başladı, Hasta Öğrenciye 'Güneş' Oldu

Yozgat'ta, 34 yıl sonra okul sıralarına dönerek önce lise ardından da üniversite eğitimini tamamlayıp 60 yaşında öğretmenliğe başlayan Hülya İpek, rahatsızlığı nedeniyle güneşe çıkamayan 10 yaşındaki öğrencisine evde eğitim veriyor.

Kur'an-ı Kerim öğrenmek için 2011 yılında mahallesindeki Kur'an kursuna giden Hülya İpek, 1977 yılında evliliği nedeniyle yarım bıraktığı lise eğitimini kutsal kitabı daha iyi anlayabilmek için tamamlamaya karar verdi.

Yaklaşık 34 yıl sonra okul sıralarına dönen İpek, akşam lisesinde eğitimini tamamladıktan sonra 2013'te Yozgat Bozok Üniversitesi Bilal Şahin İlahiyat Fakültesi ikinci öğretimi kazandı.

Üniversite eğitimi boyunca çocuğu ve torunu yaşındaki sınıf arkadaşlarının "Hülya teyze" diye hitap ettiği İpek, bu yıl okulunu tamamlayarak mezun oldu.

Öğretmenlik yapabilmek için son 2 yıl formasyon eğitimi de alan İpek, ücretli öğretmenlik için Yozgat Milli Eğitim Müdürlüğüne müracaatta bulundu.

Bir okulda 30 saatlik görev çıkan İpek, bu ders saatinin kendisi için fazla yorucu olacağını ve faydalı olamayacağını düşünerek, 15 saatlik evde eğitimi kabul etti.

İpek, AA muhabirine yaptığı açıklamada, okula gelemeyen öğrencilere devletin çok güzel imkan sağladığını ve eve öğretmen gönderdiğini söyledi.

Kendisinin de 3. sınıfa giden Enes'e eğitim verdiğini aktaran İpek, "Enes güneşe çıkamıyor, güneş onu yakıyor öyle bir rahatsızlığı var. Enes ile 15-17 saat eğitim yapıyoruz. Haftanın 3 gününe yaydık. Sabah 08.45'te başlıyoruz. Normal okulun verdiği eğitimi veriyorum, 40 dakika ders 10 dakika teneffüs yapıyoruz." diye konuştu.

"İnsan isterse başarıyor"

Gençlik yıllarında hep öğretmen olmayı istediğini anlatan İpek, şunları kaydetti:

"Ablam, dayım, eniştem öğretmen. Ben erken evlilik, çocuk nedeniyle bunu yapamadım. Allah bu güne nasip etti. Gönlümdeki mesleği yaşıyorum. Enes ile öğretmen olmanın keyfini çıkarıyorum. Çok güzel bir duygu. Kimse geç kalmasın, herkes zamanında okusun ama geç kalanlar da geç kaldık demesinler, hiçbir şey için geç değil. İnsan isterse başarıyor. Ben başardım, okulumu bitirdim şimdi de öğretmenlik yapıyorum."

İpek, hedeflerinin bitmediğini, İlahiyat Fakültesinde özel öğrenci olarak yüksek lisansa başladığını belirterek, "Doktora yapmak ve dekan olmak da hayallerim arasında." dedi.

Evde eğitim alan 10 yaşındaki Enes Köse de öğretmenini çok sevdiğini ve büyünce bilgisayar programcısı olmak istediğini dile getirdi.

Enes'in annesi Seçkin Köse (38) ise oğlunun "Kseroderma Pigmentozum" hastalığı nedeniyle güneşe çıkamadığı için okula gidemediğini söyledi.

Bu nedenle Enes'in evde eğitim aldığını vurgulayan Köse, "Sağ olsun hocamız çok ilgili, Enes de çok seviyor hocasını, çok mutluyuz. Keşke iyi olsaydı da okula gitseydi ama şimdi mutluyuz." ifadelerini kullandı.

Köse, Enes'in güneşe çıktığı zaman yüzünde leke ve yara oluştuğunu, evde perdeleri kapatarak oturduklarını söyledi.

Akraba evliliğinden kaynaklanan hastalığın tedavisinin olmadığını aktaran Köse, gençlere akraba evliliği yapmamalarını tavsiye etti.