Siyaset - Politika 04.12.2021 13:08 Güncelleme: 04.12.2021 13:19

"Rusya ve Ukrayna arasında gerilimi azaltacak adımları desteklemeye hazırız"

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Kalın, Türkiye'nin hem Rusya hem de Ukrayna ile iyi ilişkileri olduğunu ve bu iki ülke arasında gerilim yaşanmasını tasvip etmeyeceğini, bu hususta tansiyonu düşürmeye yönelik üzerine düşeni yapmaya çalışacağını söyledi.
"Rusya ve Ukrayna arasında gerilimi azaltacak adımları desteklemeye hazırız"

İtalya Dışişleri Bakanlığı ve Uluslararası Siyasi Çalışmalar Enstitüsünün (ISPI) ev sahipliğinde bu yıl 7'ncisi yapılan MED Akdeniz Diyalog Forumu için Roma'da bulunan Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, Türkiye'nin çevresindeki bölgesel ve uluslararası gelişmeleri, AA muhabirine değerlendirdi.

Ukrayna ile Rusya arasında tansiyonun yükseldiği hatırlatılan ve bu iki ülkeyle de iyi ilişkileri olan Türkiye'nin krizde nasıl bir rol oynayabileceği sorulan Kalın, "Bizim hem Rusya ile hem Ukrayna ile iyi ilişkilerimiz var. Bu iki ülke arasında herhangi bir gerilim yaşanmasını tasvip etmeyiz, desteklemeyiz, gerilimin azaltılması için de üzerimize düşen görevi yerine getirmeye çalışırız." dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın bu konuda Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'e daha önce bir teklifte bulunduğunu anımsatan Kalın, şunları kaydetti:

"Öncelikli çağrımız tabii ki bu sorunu kendi aralarında çözmeleri. Eğer bunu gerçekleştirebilirlerse, bu tabii ideal bir durum olur. Ama bunun olmaması durumunda Türkiye bir rol oynayabilir. Yapıcı ve kolaylaştırıcı bir rol oynayabilir, tarafları bir araya getirebilir. Meselelerin çözümü konusunda bir adım atılmasını sağlayabilir çünkü iki tarafla da iyi ilişkilerimiz var. Birçok Batı ülkesinin Rusya ile doğrudan yapıcı ilişkileri yok ama Türkiye'nin böyle özel bir konumu var. İki tarafın da buna olumlu bakması halinde tabii ki böyle bir rol oynayabilir. Cumhurbaşkanımız, Sayın Putin ve (Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir) Zelenskiy'i bir araya getirmek suretiyle bu yönde yapıcı, gerilimi azaltmaya dönük bir adım atılmasını sağlayabilir."

"Çatışma halinde burada herkes zarar görecektir"

Kalın, gerilimin düşürülmesi konusunda herkesin atması gereken adımlar olduğunu dile getirerek, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Donbas Bölgesi dahil olmak üzere burada, özellikle askeri çatışmaya, savaşa gidecek bir sürecin önlenmesi taraftarıyız. Bunu da başından beri hep söylüyoruz. Gerilimin artırılmaması yönünde bütün taraflara düşen roller, sorumluluklar var. Rusya'nın atması gereken adımlar var, Ukrayna'nın atması gereken adımlar var, NATO'nun ve Batı bloğu ülkelerinin atması gereken adımlar var. Yani bunu karşılıklı söylemlerin tahriki üzerinden, gerilimi arttırıcı bir sürece dönüştürmemek gerekiyor. Aksi halde bir çatışma halinde burada herkes zarar görecektir. Ukrayna zaten son dönemde yaşanan bu çatışmalardan dolayı büyük zararlar gördü. Donbas bölgesinde binlerce insan öldü. Dolayısıyla burada bu çatışmaları ve gerilimi azaltacak bütün adımları biz desteklemeye hazırız. Bu sürecin, bir yönlendiricisi, başlatıcısı olarak da Türkiye'ye bir rol düşerse Cumhurbaşkanımız seve seve bu rolü oynayacaktır."

Libya'daki seçimler

Libya’da 24 Aralık'ta yapılması planlanan seçimleri desteklediklerini vurgulayan Sözcü Kalın, şu değerlendirmede bulundu:

"Birinci tercihimiz tabii ki seçimlerin zamanında yapılmasıdır. Ama bunun olmaması durumunda Doğu, Batı ve Güney'i bir araya getiren ve siyasi süreci ilerleten adımların da atılmaya devam etmesi gerekir. Seçimlerin yapılamaması durumunda neden yapılamadığına ve ne zaman yapılacağına ve o zamana kadar atılacak adımlara dair de kamuoyuna şeffaf bir yol haritasının, bir takvimin açıklanması isabetli olur diye düşünüyoruz. Bu, Trablus'taki hükümetin meşruiyeti açışından da seçimin bir sonraki tarihine kadar atılacak adımların selameti açısından da isabetli olur diye düşünüyoruz; ama dediğim gibi bizim birinci tercihimiz Libya'da seçimlerin zamanında yapılmasıdır. Seçimlerin sonuçları ne olursa olsun, Libya halkını ve meşru hükümetini desteklemeye devam edeceğiz."

Papa'nın GKRY ziyareti

Katoliklerin ruhani lideri Papa Franciscus’un bugünlerde Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'ni ziyaret ettiği hatırlatılan Kalın, "Papa, göreve geldikten sonra Türkiye'yi de ziyaret etmişti biliyorsunuz. Güzel, verimli bir ziyaret olmuştu. Bölgemize yaptığı başka ziyaretler de oldu. Şu anda da Kıbrıs Rum Kesimi'ni ziyaret ediyor. Keşke Kıbrıs Türk tarafını da ziyaret etse. Bu, Ada'nın bütünlüğünü göstermek açısından, adil bir yaklaşımın nasıl olduğunu örneklemesi açısından da güzel bir jest olur, güzel bir adım olur." dedi.

Kıbrıs Türklerinin maruz kaldığı izolasyon, yaptırım, ambargonun adil ve meşru olmadığının herkes tarafından teslim edildiğini belirten İbrahim Kalın, "Ama maalesef adım atmaya geldiği zaman bu konularda gerekli adımların atılmadığını görüyoruz. Biz Kıbrıs'ta Annan Planı olsun Crans Montana'da yapılan görüşmeler olsun, BM denetiminde yapılan bütün görüşmelerde çok yapıcı bir tutum içerisinde olduk. Kıbrıs Türk tarafı da temel haklarını koruyarak, eşitlik ilkesinden taviz vermeden, iki devletli çözümün ya da iki bölgeli bir çözümün, iki milletli bir çözümün oluşması için çok çaba sarf etti ama Rum tarafının, Türk tarafının eşitliğini, siyasi haklarını kabul etmeyi asla onaylamadığı ortaya çıktıktan sonra artık iki devletli çözümün daha gerçekçi, daha doğru, sonuç alınabilir bir çözüm olduğu bizim açımızdan netlik kazanmış durumda." ifadelerini kullandı.

Bu konuda şu anda eski konuları yeniden konuşarak yol alamayacaklarını dile getirdiklerini anlatan Kalın, "Tekrar eski parametrelere geri dönerek, kaybedecek vaktimiz yok, yeni bir çözüm üretilecekse bu ancak ve ancak Türk tarafının eşit siyasal haklarını ve egemenlik haklarını tanımak suretiyle mümkün olacaktır." diye konuştu.

"Dış politikaya 360 derece perspektifinden bakıyoruz"

Türkiye'nin bölgesindeki ülkelerle temaslarının artmasına ilişkin görüşlerinin sorulması üzerine Kalın, "Biz dış politikaya sıfır toplamlı bir oyun olarak bakmıyoruz. 360 derece perspektifinden bakıyoruz. Türkiye'nin bulunduğu bölgede çıkarları çerçevesinde barış ve istikrarı sağlayacak, hayata geçirecek bütün adımları atmaya biz hazırız. Herkesle ön yargısız bir şekilde görüşmeye hazırız ama bunun eşitlik, adalet, karşılıklı saygı, çıkarların korunması temelinde olması gerekir." yanıtını verdi.

Kalın, eşit göz hizasında muamele olmasının altını çizdi ve sözlerini şöyle tamamladı:

"Cumhurbaşkanımız her seferinde 'dünya beşten büyüktür' dediğinde aslında bir adalet çağrısında ve talebinde bulunuyor. Ne siz bana üstünlük taslayın ne ben size üstünlük taslayayım, bu yapay hiyerarşileri bir kenara koyalım, eşit aktörler olarak oturalım meselelerimizin çözümü için birlikte ne adımlar atabiliriz, bunlar üzerinde çalışalım kafa yoralım. Bu prensip üzerinden bizim görüşmeyeceğimiz, konuşmayacağımız herhangi bir aktör söz konusu değil. O konuda bir ön yargımız, ön şartımız yok ama birileri bize birtakım şeyleri dayatmaya kalktığında kendini üstün bir konuma koyup, Türkiye'ye birtakım talimatlar vermeye çalıştığında, kendi gündemini Türkiye'ye empoze etmeye çalıştığında bunu da elbette kabul etmemiz hiçbir zaman mümkün değil."