Dünya 22.09.2020 11:08 Güncelleme: 22.09.2020 12:43

Suriyeli Jeffrey(!)

 ABD'nin Suriye Özel Temsilcisi James Jeffrey'nin yürüttüğü Suriye'de bir "terör devleti" kurma çabalarında sona gelindi. Jeffrey, PYD ile ENKS arasında nihai anlaşmayı duyurmak için bölgede. Amaç önce PYD'yi meşrulaştırıp Türkiye'nin hedefi olmaktan kurtarmak, sonrasında özerklik veya federasyon ilanı.
Suriyeli Jeffrey(!)

Faruk AKTAŞ

ABD’de 3 Kasım’da yapılacak kritik seçimler öncesinde, Suriye’nin kuzey ve kuzeydoğusunda PKK’nın uzantısı PYD denetiminde bir “terör devleti” kurma çabalarına hız verildi.

Trump’ın yeniden seçilmesi halinde planlarının sekteye uğramasından ya da tümden suya düşmesinden endişe eden güçler çabalarını yoğunlaştırıyor.

Bu planın ilk ayağı olarak uzun süredir üzerinde çalışılan PYD ile ENKS arasında bir anlaşma sağlanması çabalarında sona gelinirken ABD’nin Suriye Özel Temsilcisi James Jeffrey, kalan bazı pürüzlerin giderilerek anlaşmayı duyurmak için önceki akşam PYD’nin denetimindeki bölgeleri ziyaret etti.

Ayağının tozuyla hem PYD hem de ENKS’li yetkililerle görüşen Jeffrey, ardından Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi yetkilileriyle görüşmek için Erbil’e geçti.

Yapılan açıklamalar ve gelişmeler ABD’nin hesaplarında sorunlar oluştuğu ve Jeffey’in bunları gidermeye çalıştığına işaret ediyor.

Jeffrey’in Kuzey Suriye ve Kuzey Irak ziyaretlerinin önemini, bölgede hayata geçirilmeye çalışılan planları anlamak için süreci özetlemekte fayda var.

Bilindiği üzere eski Başkan Obama’nın ikinci döneminde Ankara-Washington ilişkilerinin gerilmesiyle birlikte ABD, DEAŞ ile mücadele kılıfı altında PKK’nın Suriye kolu PYD’yi desteklemeye başlamış, bu örgüte binlerce TIR dolusu silah ve askeri destek sağlamıştı.

Bu destek daha sonra Suriye’nin kuzeyinde bir “terör devleti” oluşturma planına dönüşmüş, aynı plan yeni başkan Trump döneminde de başta Pentagon olmak üzere ABD’nin bölgedeki etkin güçlerince devam ettirilmişti.

Bu köşede bugüne kadar bir çok kez dile getirdiğimiz gibi ABD’nin bu planları, Türkiye’nin önce Fırat Kalkanı, ardından Zeytindalı operasyonlarıyla sekteye uğradı.

 KİRLİ PLANIN MİMARI JAMES JEFFREY

 Ancak planın mimarları bu hesaplarından vazgeçmedi.

Söz konusu güçler, Türkiye’nin ne pahasına olursa olsun bölgede bir “PKK devleti”ne izin vermeyeceğini anlayınca planlarında revizyona gitti.

Söz konusu bölgenin denetimine PKK/PYD’nin dışındaki Kürt grupların da dahil edilmesi halinde hem PYD’nin meşrulaştırılmasının sağlanması hem de Türkiye’nin buna müdahalesinin zorlaşacağı hesap edilerek “Kürtlerin birliği” adı altında yeni bir proje devreye sokuldu.

İki yılı aşkın süredir devam eden bu projenin öncülüğünü de James Jeffrey üstlendi.

PKK, ABD’nin bu planını öncelikli hedeflerinden biri haline getirdi.

Geriye PKK dışındaki Kürt grupların ikna edilmesi kalmıştı ki ABD’nin Suriye Özel Temsilcisi Jeffrey, tüm çabasını Suriye meselesinin çözümü yerine bu konuya yoğunlaştırdı.

Gerek Suriye’nin kuzeyindeki Kürt gruplar gerekse de onların bağlantılı olduğu Kuzey Irak’taki Barzani yönetimiyle sayısız görüşme gerçekleştiren Jeffrey, geçtiğimiz Ocak ayında İstanbul’da görüştüğü ENKS’li yetkililere bu planlarını açık açık dile getirdi.

Erbil merkezli Rudaw televizyonunun haberine göre Jeffrey, söz konusu görüşmede, “PYD ile birlik olursanız sizin için güzel şeyler olacak” dedi.

Jeffrey’in vaad ettiği “güzel şey”, Kuzey ve Kuzeydoğu Suriye’de önce Kuzey Irak’takine benzer özerk veya federal bir yapının kurulması ardından buraların birleştirilerek “bağımsız bir Kürt devleti”nin kurulmasıydı.

 ÖNCE BARIŞ PINARI HAREKATI ARDINDAN PENÇE-KAPLAN OPERASYONU

Bu oyunları fark eden Türkiye bir yandan Barış Pınarı Harekatı ile sahada bu kirli hesapları dağıtmaya çalışırken bir yandan da söz konusu Kürt gruplarla görüşerek “PKK’yla işbirliği yapmanız halinde onlarla aynı muameleyle karşılaşırsınız” uyarılarında bulundu.

Türkiye’nin hem sahadaki varlığı hem de uyarıları Kürt gruplar arasında bazı geri adımlara yol açsa bile ABD ve Fransa’nın girişimleriyle geçtiğimiz Haziran ayında PYD ile ENKS arasında işbirliği konusunda ilk anlaşma sağlandı.

Türkiye aynı günlerde Kuzey Irak’taki PKK hedeflerine yönelik başlattığı Pençe-Kartal ve Pençe-Kaplan operasyonlarıyla bir yandan terör örgütüne ağır kayıplar verdirirken bir yandan da başta Barzanilerin KDP’si olmak üzere diğer tüm Kürt oluşumlarına “Sırtınızı kime dayarsanız dayayın, PKK ile işbirliği yapmanız halinde hedef olmaktan kurtulamazsınız” mesajı vermiş oldu.

Bu mesajı alan ve Türkiye’yi karşısına alması halinde büyük felaketlerle karşılaşabileceğine gören Erbil, Ankara ile işbirliğine yöneldi.

Bu durum KDP ile PKK ilişkilerinin gerilmesine yol açarken ABD ve Fransa’nın öncülüğündeki ENKS ile PYD arasındaki işbirliği görüşmeleri devam etti.

Geçtiğimiz hafta sonuna doğru hem ENKS hem de PYD yetkilileri tarafından yapılan açıklamalarda taraflar arasında anlaşmanın sağlandığı ve projenin mimarı Jeffrey’in bunu tüm dünyaya duyuracağı bildirildi.

Söz konusu açıklamalarda dile getirilen anlaşmaya göre PYD’nin denetimindeki bu bölgelerin yönetimi ENKS ile yüzde 40, yüzde 40 ortak yönetilecek, geri kalan yüzde 20’lik kontenjan ise diğer partiler ve bazı etkin aşiretler arasında paylaştırılacak.

Bu çerçevede “Kürt Yüksek Konseyi” adı altında bir kurulun oluşturulduğu ve tüm bu bölgelerin bu kurul tarafından yönetileceği de belirtildi.

YA TÜRKİYE İLE BERABER YA DA TÜRKİYE’YE KARŞI

 Bu açıklamaların hemen ardından ve Jeffrey’nin ziyareti öncesi ABD’nin PYD’nin denetimindeki bu bölgelere hem zırhlı araç hem de askeri güç takviye ettiği haberleri geldi.

ABD Dışişleri Bakanlığı’nın Fırat’ın doğusundaki temsilcisi tarafından yürütülen söz konusu görüşmelerde bu noktaya gelinmesinin ardından nihai anlaşmanın sağlanarak kamuoyuna duyurulması önceki gece taraflarla görüşen James Jeffrey’nin Barzanilerle görüşmek için Erbil’e geçmesi anlaşmayla ilgili sorunlar olduğu yönünde değerlendirmelere yol açtı.

ENKS’nin önde gelen isimlerinden İbrahim Biro’nun Erbil merkezli K24 televizyonuna yaptığı açıklamalar da bunu teyit eder nitelikte.

PYD ile aralarında beş anlaşmazlık konusu bulunduğunu belirten Biro, şunları söyledi: “Eğer bu konular netleşmezse anlaşma sağlanmayacaktır. Tartışmalı konular arasında PKK sorunu, eğitim, zorunlu askerlik, sosyal sözleşme ve tutuklular sorunu bulunuyor. PKK’nın Rojava’daki varlığı halkımız için tehlikedir… PYD ile SDG, PKK ile ilişkilerini ve pozisyonlarını netleştirmelidir.”

Biro’nun bu sözleri ENKS’nin PYD ile anlaşmamak için ABD’nin baskısından kurtulmaya çalışmak olarak değerlendirmek gerek.

Zira Biro da herkes gibi PYD’nin PKK ile ilişkilerini kesmesinin mümkün olmadığını biliyor.

Dolayısıyla Jeffrey’nin PYD ve ENKS yetkilileriyle görüşmesinin ardından Erbil’e geçmesi, Barzanilerin ENKS üzerinde baskı oluşturmasını sağlama ve onları anlaşma konusunda ikna etme çabasına işaret ediyor.

Şimdi Barzaniler ve ENKS karar verecek.

Ya ABD’nin bu baskılarına boyun eğerek, Türkiye’yi karşılarına alma pahasına PKK/PYD ile anlaşacaklar ya da ABD’nin baskılarına direnip PKK yerine Türkiye ile işbirliğini yeğleyecekler.