Seyahat - Turizm 26.08.2020 03:00 Güncelleme: 26.08.2020 08:32

Uzaktaki cennet: TAHİTİ

Tahiti'nin geniş beyaz kumlu plajları, şelalenin yüklü suyu, gölgeli dağları, iddiasız güzel siyah kumlu plajları, korunaklı mavi lagünleri ve belirgin bir Polinezya doğası.
Uzaktaki cennet: TAHİTİ

Hakan DİKMEN

Güftesi Osman Nihat Akın'a bestesi Şükrü Tunar'a ait olan, muhteşem bir hüzzam eser vardır. “Bir zamanlar maziye bak ne şendik” ben de kendimi bugün öyle hissettim. Meğerse gezebilmek başka diyarlara gidebilmek ne muhteşem bir duyguymuş. Bazen uçak korkuttu, bazen yırtıcı bir hayvan ama yılmadan geziyorum yıllardır. Size bu sayfada da gittiğim yerleri anlatmaya çalışıyorum. Bugün size yazmak istediğim ülke, Tahiti. Diğer adıyla Fransız Polinezyası, dünya haritasını önünüze koyduğunuz zaman Türkiye’den gidebileceğiniz en uzak kara parçası neresi diye bakarsanız bu güzel ülke karşınıza çıkar. Bir diğer adı da Bora Bora, çok meşhur. Çok pahalı, çok güzel, çok farklı. Gitmek için dört farklı uçak kullanarak yolculuk yapıyorsunuz. Bir günden fazla yolda gidiyorsunuz. Ama değer. Çünkü, cennete uçuyorsunuz. 

Tahiti'nin geniş beyaz kumlu plajları, şelalenin yüklü suyu, gölgeli dağları, iddiasız güzel siyah kumlu plajları, korunaklı mavi lagünleri ve belirgin bir Polinezya doğası. Burası, Pape'ete'nin kakofonik, tozlu, ancak gülümseyen ve enerjik başkentinde tüm takımadalardan kültürlerin karıştığı adaların kalbidir. Bu arada Adanın görünümü tavaya benziyor. 

"Şehrin dışında nereleri gezelim?" derseniz, "4 çeker jeeplerle görkemli, dağlık adanın iç mekanlarını keşfedin" derim ben de. Pırıl pırıl saydam lagünde dalmayı öğrenin, mistik arkeolojik alanlar arasında dolaşın ve Temmuz'dan Ekim'e kadar balina izlemeye gidin. 

Turkuaz rengi denizin üzerindeki bungalovlar rüya gibi. Odanızın zemini cam. Aşağıdaki renkli dünyayı seyredip, akvaryumda gördüklerinize benzer balıklarla yüzüyorsunuz. Bazen o kadar alışıyorsunuz ki neredeyse kendinizi de renkli bir vücuda sahip sanıyorsunuz. Yok ben deniz sevmem derseniz, dağlardaki yeşilin envayi rengi sizi büyüleyecek bu şirin adada. 

1045 kilometre karelik bir yüzölçümüne sahip bir ada olan Tahiti, yemyeşil doğası, kumsalları ve turkuaz deniziyle yıllardır misafirlerini kendisine hayran bırakıyor.

Bu ada bana benim için sürpriz olan bir bilgiyi öğretti. İstanbul aşığı Pierre Loti, 1880’de "Loti’nin Evliliği" isimli kitabını burada yazmış. Yahu ben modern zamanlarda neredeyse iki günde zor gidebiliyorum. Pierre bey 1880 İstanbul'u bırakıp nasıl gitmiş dünyanın öbür ucuna. Evlilik adama neler yaptırıyor demek ki. 

Aslında, Fransız Polinezyası 19. yüzyılda Avrupalı gezginlerin dikkatini çekmiş bir yer. Ünlü ressam Paul Gauguin de Tahiti’ye gelmiş, adalarda yaşayanları tuvaline yansıtmış.  Kaptan Cook durur mu o da 1769’da adaya gelmiş. O zamanlar pek beğenmemiş. Adayı çok küçük yerleşim yeri olarak görmüş. Burada aynı zamanda astronomik çalışmalar yapmış. Onun adıyla bir denizci feneri var.  Zamanla Avrupalı göçmenler gelmiş, 20’nci yüzyılın başında 5 bine ulaşan nüfus bugün 170 bin kişi.

Ünlü Pape’ete, Marche pazarı 250 yıllık bir geleneği sürdürüyor. Bu pazar turistlerin çok ilgisini çekiyor. Aslında pazar kültürüne sahip bir ülkede olduğumuz için bize normal geliyor. Fakat birbirinden renkli kumaşlar, başta inci olmak üzere yerel mücevherler, taze meyveden balığa her şeyi bulabilirsiniz. Bu farklı bir kokuya sahip pazarın cumartesi günleri en en rağbet gören zamanı. 

Adadaki Marau Dağı’na tırmanın ve Tahiti Krallığı'nın son kraliçesi olan Kral Pōmare V'nin eşi Kraliçe Marau'nun hikayesini dinleyin. Adı Tahiti dilinde "çok-benzersiz-temizleyici-sıçrama" anlamına geliyor. 

Faarumai Şelaleleri

Siyah kumlu bir plajın etrafından geçen yol bir anda Tiarei köyündeki, aşırı yüksek Faarumai Şelalelerine götürecek sizi. Sanki bir film dekoru içindeymişsiniz gibi hissedeceksiniz. Hemen şelalenin altındaki muhteşem gözüken göle girmek isteyeceksiniz. Ama, bir turistin başına düşen bir kaya nedeniyle maalesef burada yüzemiyorsunuz yasak. Üzülmeyin görmek bile yetiyor. Fakat bazı insanlar uyarılara uymayıp atlayıveriyorlar suya. Size başka bir uyarım var lütfen buraya gelirken sivrisinek kovucu getirin ve manzaranın tadını öyle çıkarın.

Teahupoo Plajı’nda sörf yapmak çok popüler. Dünya cenneti ile eşanlamlı olan Fransız Polinezyası, birden fazla açıdan istisnai bir yer. Zengin bitki örtüsü, zümrüt lagünleri, plajlarının güzelliği ve yerel halkın sıcak karşılaması, ülkeyi Güney'in en büyülü yerlerinden biri yapıyor. Pasifik'te, bir sörfçü için Tahiti ve adaları, cennet gibi bir ortamda mükemmel dalgalar sayesinde tropikal sörf destinasyonları için bir merkez üssüdür.

Bora Bora 

Bu adı mutlaka duymuşsunuzdur. Orijinal adı Tahiti dilinde "ilk doğum" anlamına gelen "Pora Pora"'dır. Başkentten 40 dakikalık uçuşla Bora Bora’da denizin üzerindeki havaalanına doğru giderken sanki denize iniyorsunuz. Uçak bu küçük havaalanına inince yolcular alkışlıyorlar. Uçaktan terminale yürüyerek gidiyorsunuz, yol boyunca da değişik fotoğraflar çekiyorsunuz. Bu havaalanında güvenlik kontrolü yok. Keşke dünyanın her yerinde böyle olsa. Özgür hissediyorsunuz kendinizi. Sizi karşılamaya gelen rehberiniz, boynunuza çiçeklerden yapılmış bir kolye takıyor, bavulunuzu almayı beklerken bir kenarda üç ya da dört kişilik yerel orkestra eşlik ediyor. Ardından bir tekneye binip otelinize doğru hızla gidiyorsunuz. Aslında otel dediğim yer ada gibi evler.  Oteller denizin üzerinde inşa edilmiş. Herkes güler yüzlü. Size merhaba anlamındaki "Ia ora na" ve teşekkür için "Mauruuru" kelimelerini hemen öğretiyorlar. Nereye giderseniz gidin, Dünyanın en iyi dalış merkezi bence Burası. Tahiti’deki adaların çoğu dalmayı sevenler için tam bir cennet. 

 Bu adada öne çıkanlar

Uzaktaki "Fenua Aihere" ve "Te Pari"'yi ziyaret etmek için Teahupoo'da yolun sonunda bir tekneye binip keyif gezisine çıkabilirsiniz.

Renkli Marche de Pape'ete'yi inceleyin ve Pape'ete'deki çok yerel tarzdaki yemekleri sunan Roulottes'da leziz bir yemek yiyin.

Papenoo Vadisi'nin gürlüğünü ve arkeolojik alanlarını keşfetmek için jeep ya da atv denilen motosiklet ile gezi yapmalısınız.

Tetiaroa Atoll'un kuşlarla dolu cennetinde gün boyu vakit geçirin.

Mt Aorai'nin tepesine mutlaka çıkın Manzarayı beyninize nakşedin.

Balina izleme gezisinde 30 tonluk kambur balinalarla yüzebilirsiniz. Ama bence teknede olmak daha hayırlı.

Dinlenmek istiyorsanız, günü güneşlenmek, sörf yapmak ve Plage de Taharuu'nun muhteşem siyah kumlarında gezinerek de geçirebilirsiniz. .

Bugün de size Tahiti'yi anlatmak istedim. Umarım yine özgürce gezebileceğimiz bir dünyaya sahip olabiliriz.