Eğri oturup doğru konuşalım, ülkemde bir Müge Anlı gerçeği var. Kayınpederi ile oynaşan gelinlerden, seri katillere, sapıklardan, evden kaçan sivilceli ergenlere kadar nice mahlukatla yıllardır bu kadın uğraşıyor. Şu fani dünyada görülmemesi gereken ne kadar kötülük varsa, canlı canlı gördü. Onca berbat insan, kan, dehşete ben olsam çoktan çıldırmıştım. En iyi ihtimalle; kapı pencere kilitleyip, evden çıkamayan bir obsesife dönüşmüştüm. Müge tam tersi, her yıl daha cevval cabbar karşımıza çıktı. Bu sezon yine ses getiren konuları art arda bulmayı başardı. Geçtiğimiz günlerde Müge Anlı’ya Fatma Karadağ diye bir kadın başvurmuş. Kadının iddiasına göre, sevgilisi kardeşini öldürmüş. Amma velakin işin aslı astarı bambaşka. Olay; her şahit ve telefon bağlantısı ile akıl almaz bi hal aldı. Size şurada kısaca özetleyeyim diyeceğim, mümkün değil anlayamazsınız. Ben bile tekrarlarını izleyerek konuyu tam idrak edebildim. Müge her sezon entrika ve kötülük çıtasını bir tık yukarı çıkarıyor. Bu gidişle finali Deccal’le yaparsa hiç şaşırmayalım.

Hey sen!

Müge Anlı ile güne başlarsak, “You” ile günü bitiririz tabi. “You” bize ne yapar? Yok; adam psikopatmış, katilmiş, sapıkmış… Vız gelir tırıs gider. 15 Ekim’de dizinin 3. sezonu Netfilix’e düştüğü an ekran başındaydım. Ben öyle normal insanlar gibi günde 2-3 bölüm izleyip, uyumam! Koca sezonu tuvalet molası bile vermeden izledim. Çok da beğendim! Ama yapılan yorumlara baktım da sanırım 3. sezonu bi ben sevmişim. “You”  Caroline Kepnes'in 2014'te yayımlanan romanından uyarlama. Kitaplarla arası iyi, zeki, son derece sakin ama psikopat Joe’nun hayatını konu alıyor. Bu adam aşklarını son derece takıntılı yaşıyor. İşler umduğu gibi gitmediğinde de hiç çekinmeden öldürebiliyor. 3. sezonda da; Joe ve kendi kadar psikopat eşi Love sakin banliyö hayatlarını cehenneme çeviriyorlar. Ve bu konuda da gayet başarılılar. Ama illa bi eleştiri yapamam gerekirse. “Love” aslında derinliği olan bir karakter. Fakat Victoria Pedretti tuhaf mimikleriyle bu mükemmel karakteri berbat etmiş. Hatta bazı tepkileri bana Beren Saat'i hatırlattı.

Tıklama!

Eskiden de bu mesajlar geliyordu ama… Abartmıyorum son zamanlarda günde en az 3 mesaj alıyorum. “Hakkınızda şikayet var! Telif haklarını ihlal ettiniz. Instagram sayfanızın kapatılmasını istemiyorsanız, lütfen aşağıdaki linke tıklayın!” Ya da… “Hakkınızda uygunsuz yorumların (fotoğraflar) olduğu bir site var. Görmek için aşağıdaki linke tıklayın!” Sabah gözünü açar açmaz, böyle bir mesajla uyanmak soğuk duş etkisi yaratıyor. İnsan ne yapacağını şaşırıyor. Eli ayağına dolanıyor. Amaaa… Instagram, ister telif hakkı ihlali ister diğer sorunlar olsun, kullanıcıları hiçbir şekilde özel mesaj (DM) yoluyla uyarmıyor. Şirket kullanıcıyı bir ihlalle ilgili uyarmak isterse, bunu uygulama üzerinden bildirim ya da mail yoluyla yapıyor. Bunu asla unutmayın! Ve siz siz olun hiçbir şeyi tıklamayın!