Vakıf Katılım web

AİLE ŞİRKETLERİNDE PANDEMİ "KRİZİ ZİYAN ETMEYİN"

Dr. İlhami FINDIKÇI
Tüm Yazıları
Ülkemizde her 100 aile şirketinin sadece 20'si ikinci kuşağa ve sadece 5'i üçüncü kuşağa geçebilmektedir.

Aile şirketlerinin; ailede geçimsizlik, liderlik mücadelesi, paylaşma, mülkiyet, marka üretme, kurumsallaşma, yeni kuşaklara devir gibi geleneksel sorunlarına, küresel salgınla mücadele de eklendi.  Zira bütün hayatı etkileyen küresel salgın, iş dünyasının yüzde 95’ini oluşturan aile şirketlerini derinden etkileyen bir krize dönüşmüştür.

Ülkemizde her 100 aile şirketinin sadece 20’si ikinci kuşağa ve sadece 5’i üçüncü kuşağa geçebilmektedir. 100 yaşını devirmiş, faaliyette olan şirket sayımız 60 civarındadır. Oysa özellikle batılı ülkelerde 100 yıldır faaliyette olan binlerce aile şirketi vardır. Uzun yaşayan aile şirketleri, birliklerini koruyan ve krizlerden kazançlı çıkanlardır.

Pandemi sürecinin, aile şirketleri için ürettiği riskleri ve bunları fırsata çevirecek temel önlemleri özetlemeye çalışalım:

* Bir yanda duygu kökenli aile, diğer yanda mantık ve kâr amaçlı işletme. Her iki yapının birlikte idaresini, karmaşık hale getiren dinamik; küçük esnaftan, KOBİ’lere ve daha büyük aile şirketlerine kadar kurumların, gelişmelerini sağlayan “birlik hazinesi”nin yeterince farkında olmamaları ve sürdürülebilir bir alt yapıyı oluşturmamalarıdır. Aile şirketlerinin sürekliliğini engelleyen yegâne zorluğun, benlik illeti ve krizlerle baş edememek olduğunu öncelikle hatırlayalım.

KRİZLER GELİŞTİRİR

* İş dünyası ve çalışma hayatı, pandemi süreci ve sonrasından ciddi biçimde etkilenecektir.  Zira arz talep dengesi, küresel işsizlik, çalışma hayatı, çalışanın ve işletme sahibinin gelir gider dengesi, ekonomik canlılık, yeni yatırımlar ve benzeri göstergeler etkilenmiştir ve etkilenecektir.  

* Uluslararası Çalışma Örgütü’nün (ILO), pandemi sonrası iş dünyasına yönelik en düşük işsizlik tahmini senaryosuna göre; küresel GSMH’nin yüzde 2 azalacağı ve mevcuda 5,3 milyon, en yüksek işsizlik tahmini senaryosuna göre ise küresel GSMH’nin  yüzde 8 azalacağı ve mevcuda 24,7 milyon işsizin ekleneceği yönündedir (ILO Covid 19 ve Çalışma Yaşamı, 18.03.2020).

* Aile şirketinin genellikle kurucu liderin öncülüğünde zorluktan geldiğini, birlik, beraberlik gücüyle hızla geliştiğini, zamanla kurallı bir yaşama geç(e)mediğinden ve yine çoğunlukla aile ilişkilerinden dolayı zayıfladığını biliyoruz. O halde tam da bu dönemde küresel salgını, bizi geliştirecek bir fırsata çevirmek ve bozulan dengeyi yeniden yakalamak için daha fazla akılla hareket etmek zorundayız.

* Aile şirketlerinin dağılmasında ekonomik sebepler değil aile ilişkilerindeki sorunlar, birinci sırada rol oynamaktadır. Dolayısıyla aile şirketlerinin temel amacının süreklilik ve sürdürülebilirlik olduğu unutulmamalıdır. Bu ise sağlıklı ve kaliteli aile ilişkilerine bağlıdır. İletişim sorunlarınızı ve kavga konularınızı öncelikle çözün.

* Aile şirketi, elbette kurumun üretimi, pazarı ve mali işleriyle ilgilenmelidir. Ama daha önemlisi kurumsal yapınızı, iş süreçlerinizi, hızlı karar ve hareket kabiliyetinizi gözden geçirerek stratejik planınızı oluşturun.

* Kurumdaki personel yağlanması, genel giderler, fireler, kalite, verimlilik, yeni pazarlar, organizasyon şemaları, toplantı düzenleri gibi konular, detaylı biçimde yeniden çalışılmalıdır. Pandemi sürecinde bazı kurumlarda daha az iş gücüyle aynı işlerin aynı kalitede yapılabildiğini unutmayın.

* Devletlerin, bilim kurullarıyla bu süreci yönetmeleri gibi aile şirketleri de kendi aklıyla yetinmemeli, kuruma özel bir bilim kurulu, danışma kurulu yahut bağımsız yönetim kurulu üyesiyle hareket etmelidir. Zira yeni dönemde işi bilmek, paradan ve üretimden anlamak yetmeyecektir.

ÖMRÜ AŞAN AMAÇLAR

* Kurumsal bir yapı, hissedar aile üyelerinin ilişkileri, paylaşım, lider yedeklemesi, yeni kuşakların iş hayatına uyumları gibi konular, yazılacak bir aile şirketi anayasasıyla yahut mevcut anayasanın güncellenmesiyle yeniden düzenlenmelidir.

* Yeni normların ve normallerin şekillendireceği aile ve iş yaşamını, eski duruş, alışkanlık, takıntılar ve beklentilerle sürdürmek mümkün değildir. Temel insani ve ahlaki değerlerden ödün vermeden hızlı değişim ve dönüşüme uyum sağlayacak bilimsel bir arayış ve düşünce üretimi içinde olmak zorunludur.

* Pandemi süreci ve sonrasında sürekli şikâyet eden, devlet destekleri dışında bir çabası olmayan, küçülmeyi düşünen, aile içi sorunları aşamayan birinci tablo. Konuyu bilimsel verilerle yakından izleyen, süreci yöneten, çok çalışan, değişimin gerektirdiği adımları ve yeni girişim fırsatlarını araştıran, ailede birliği sağlayan ikinci tablo. Aile şirketi olarak bu iki tablodan hangisine daha yakın olduğunuza kafa yormalısınız.

* Unutmayalım ki hayat, krizlerle doludur. Bir anda işiniz durabiliyor, fabrikanız var çalıştıramıyorsunuz, pazarınız var satış yapamıyorsunuz, paranız var yatırım yapamıyorsunuz. Krizler elimizde değil ama onları gelişmemiz için kullanmak elimizdedir. Aile ve kurum olarak zor günler için yedek akçeniz olmalıdır.

* Aile şirketlerinin, kurum sahiplerine ürettiği maddi değerler, sağlıklı, mutlu ve sürdürülebilir bir hayat için yeterli değildir. Ömrünüzü aşan değerleriniz ve amaçlarınız yoksa daha fazla gecikmeyin ve Churchill’in ifadesiyle “Krizi ziyan etmeyin”.