​AVRUPA'NIN SAHTE DEMOKRATLARI

Ozan CEYHUN 19 Tem 2017

Ozan CEYHUN
Tüm Yazıları
Bir yıl önce 15 Temmuz 2016 tarihinde Türkiye'de kanlı bir darbe girişimi oldu.

Bir yıl önce 15 Temmuz 2016 tarihinde Türkiye'de kanlı bir darbe girişimi oldu. Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) mensubu asker ve subaylardan oluşan az sayıda olmalarına rağmen savaş uçakları, helikopterler ve tanklara sahip bir grup terörist Ankara ve İstanbul ve de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın tatilde olduğu Ege kıyısında bir kasabada terör estirdiler. Neler olduğunu uzun uzun yazmama gerek yok. Tüm dünya kamuoyunun gözü önünde insanları katlettiler, yaraladılar ve resmi binaları bombaladılar.

Türk Milleti bu darbe girişimi karşısında korkup evine saklanmadı. Sokağa çıktı. Demokratik seçimle işbaşına getirdiği Cumhurbaşkanını ve hükümeti kısacası demokrasiyi savundu. Ölüm saçan uçaklara, helikopterlere, tanklara ve tüfeklere karşı elinde Türk bayrağı ile kahramanca direndi. Aynı şekilde ordunun büyük bir bölümü ve polis teşkilatı da darbecilere karşı milletin yanında yer aldı. Darbeci faşist teröristler amaçlarına ulaşamadı ve kaçamayanlar şimdi mahkemelerde hesap vermekteler.

Peki Avrupa ne yaptı?

15 Temmuz gecesi suskun bir şekilde darbenin gidişatını izledi. Avrupalı politikacılar o gece nedense geçmişte Macaristan'da, Çin'de, Şili'de, İspanya'da ya da Yunanistan'da tankların karşısına dikilen demokratların yanında tavır aldıkları gibi tavır almadılar. Aynı Mısır'da olduğu gibi kanlı darbecilerin kazanmasını istercesine sessiz kaldılar!

Avrupa'nın sahte demokratları nedense İslam ülkeleri söz konusu olduğunda demokratik seçimle gelen iktidarları değil darbeci faşist generalleri desteklemeyi tercih etmekteler. Müslümanlar için demokrasi söz konusu olduğunda Avrupa'nın demokrasi, özgürlükler ve insan hakları alanındaki tüm değerleri birden bizzat Avrupalı politikacılar tarafından unutulmakta.

“Demokrasi sadece Hristiyan ülkeler söz konusu olduğunda savunmalı. Müslümanların neyine!” diye mi düşünmekteler acaba Avrupa'nın demokrasi üzerine nutuk atmayı seven ama Mısır ya da Türkiye söz konusu olduğunda faşist cuntalardan medet uman “sahte demokratları”?

15 Temmuz gecesi ve 16 Temmuz sabahı hiç sesleri çıkmadı. Beklediler. Türkiye'nin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan kaybeder umuduyla kayıtsız kaldılar!

Ancak bekledikleri olmadı. Türk milleti demokrasinin ayaklar altına alınmasına canını feda ederek izin vermedi.

16 Temmuz'da faşist darbecilerin kaybettiği netleştikten sonra Avrupa'dan mesajlar gelmeye başladı. Ve bu mesajlar hiç inandırıcı olmadı. Daha da kötüsü darbecilerden medet uman sahte demokratlar öylesine bir hayal kırıklığı yaşamış olmalılar ki demokrasisini kahramanca savunan Türkiye'ye “dayanışma amaçlı” ziyaretler gerçekleştirmeleri de çok uzun sürdü.

Yunanistan gibi “Albaylar Cuntası Faşizmini” yaşamış bazı AB ülkeleri bırakın Türkiye ile dayanışma ziyaretlerini 16 Temmuz 2017 sabahı askeri bir helikopter ile Yunanistan'a kaçan katil darbecileri iade etmeyerek kendi tarihinden ders çıkarmamış olduklarını ve tüm AB değerleri konusunda samimi olmadıklarını gösterdiler.

Başta Almanya olmak üzere Belçika, Avusturya ve Hollanda neredeyse Fetullahçı Terör Örgütü mensubu canilerin ve 15 Temmuz'da Türkiye'yi kana bulayanların “oteli” haline geldiler. Türkiye'yi çok iyi bilen bir Alman gazetecinin geçen gün bana “darbe girişimin başında sivil halka ateş etme emri veren iki darbeci generalin geçtiğimiz haftalarda Yunanistan üzerinden Almanya'ya gelip burada barınabilmelerinden utanıyorum” dediği gibi Avrupalı gerçek demokratların da aklının almadığı şekilde “canilerin korunmakta” olması çok üzücü bir durum.

Türkiye'nin her türlü kanıtları sunmasına ve hatta hiç bir şekilde Türkiye dostu olarak tanımlayamayacağımız “Der Spiegel” gibi Avrupa medyasında takip edilen yayın organlarının Türkiye'yi iyi tanıyan gazetecilerinin de “15 Temmuz darbesini Fetullahçı terör örgütü (FETÖ( mensubu teröristler yaptı” demelerine rağmen Avrupa “üç maymunu” oynamayı sürdürmekte.

Tam bir yıl sonra Hollanda ve Avusturya gibi ülkelerin “15 Temmuz Demokrasi Direnişi” konulu toplantılara Türkiye Cumhuriyeti bakanlarının katılmasını engellemeye kalkmaları tam bir “rezalet”.

Pazar Günü Viyana'da “15 Temmuz şehitlerinin yakınları ve gazilerle” bir anma toplantısının konuğuydu. Viyana'da yaşamakta olan ve Türkiye'de demokrasiye sahip çıkan demokratların Türkiye'den bir bakanı davet etmelerini engelleyenlerin FETÖ'cülerle hiç bir sorunlarının olmadığına tanık oldum. FETÖ'cüleri çok sevdiklerinden değil sadece Türkiye'ye karşı işlerine yaradıkları için elbette!

Bu nasıl bir demokrasi anlayışıdır?

Hadi Türkiye'nin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı sevmiyor olabilirler. AK Parti iktidarından rahatsız olabilirler. Tüm bunları anlayabiliriz. Sonuçta demokratik, sosyal ve güçlü bir Türkiye istemediklerini ve hep kendilerine bağımlı bir Türkiye'yi tercih ettiklerini biliyoruz.

Ancak buna rağmen binlerce insanın katletmiş bir PKK terör örgütüne destek vermek ya da demokratik rejimi devirmeye kalkarak insanları katleden FETÖ'yü “darbeyi bu terör örgütü yapmamış” yalanları söyleyerek savunmaya kalkmak hangi “vicdana sığar”?

Avrupa'nın sahte demokratları bu yaptıkları ile tüm İslam Alemi nezdinde inandırıcılıklarını kaybetmekteler.

“Demokrasi sadece kendileri içinmiş. Biz Müslümanlar söz konusu olduğunda eli kanlı darbeci diktatörleri bize reva görmekteler” diye düşünmekte milyonlarca Müslüman.

Aynı şekilde AB ülkelerinde yaşamakta olan Müslümanlar da sormaktalar “AB kriterleri ve değerleri sadece AB'de yaşamakta olan Hristiyanlar için mi geçerli?” diye.

Avrupa’nın gerçek demokratlarının bu gidişe bir dur demelerinin zamanı geldi de geçiyor! Meydanı sahte demokratlara bırakmamalılar!