BİR DENİZ YILDIZI HİKAYESİ

Esra TANRIVERDİ 06 Haz 2022

Esra TANRIVERDİ
Tüm Yazıları
Deniz yıldızlarını kurtarma hikayesini bilir misiniz?

Cumhurbaşkanımıza katılıyorum, bence de en az 5 çocuk! Eğer gücünüz yetiyor eğer sahip çıkabileceğinize inanıyor ve eğer kendinize güveniyorsanız en az 5 çocuk yetiştirin. İlla ki doğurmak, illa ki sizin kanınızdan ve sizin canınızdan olması gerekmiyor. SEVMEK İÇİN KAN BAĞI DEĞİL CAN BAĞI YETERLİ!

Deniz yıldızlarını kurtarma hikayesini bilir misiniz?

Adamın biri sabaha karşı okyanus sahilinde, güneşin doğuşunun keyfini çıkarmak için sahile inmiş. Uzakta sahilde birini görür. Biraz yaklaştığında sahile vuran deniz yıldızlarını okyanusa atan bir çocuk olduğunu fark eder. Çocuğa yaklaşarak sorar:
-Deniz yıldızlarını neden okyanusa atıyorsun?
Çocuk der ki:
– Güneş yükseldi mi, sular çekiliyor. Onları suya atmazsam susuzluktan ölecekler.
Adam devam eder:
– Sahil kilometrelerce uzanıyor ve binlerce deniz yıldızı var, hangi birini atacaksın. Ne fark edecek ki?
Çocuk, adamı dinledikten sonra bir deniz yıldızını daha okyanusa atar ve cevap verir:
– Bu deniz yıldızı için fark etti.
Adam, çocuğun yalnızca okyanus manzarasının keyfini çıkarmaya gelmeyip bir fark yaratmak istediğini anlar ve ona katılarak bütün sabahı okyanusa deniz yıldızı atarak geçirir.

İnsan olmanın bir erdem olduğu günümüzde hiç düşündünüz mü hayat akıp giderken başkalarının hayatında bir fark yaratmak için ne yaptınız veya ne yapabilirsiniz?
Mesela bir çocuğun?
Bir çocuğun hayatına dokunmak, ona umut olmak, karşılıksız sevmek… Henüz tanışmadığınız küçük bir insanın size ihtiyacı olduğunu düşünün. Yaşından büyük yaşam koşullarının ağırlığı altında ezilen, temel hakkı olan yemek, eğitim, barınma gibi ihtiyaçlardan mahrum bırakılan bir çocuk…Oysa ki bir çocuğun en temel ihtiyaçları öncelikle sağlık, beslenme, eğitim, kıyafet ve bütün bunları da içine alan SEVGİ…
Ne yazık ki ülkemizde bütün bunlardan mahrum kalan pek çok çocuk var. Bir çocuğu aile ortamında, sevgi ve şefkatle büyüterek topluma kazandırmanın mutluluğunu yaşamak kadar güzel bir duygu tanımam ben.
Sağlıklı bir toplum ve mutlu yarınlar için sahip olduğumuz en değerli varlıklarımız çocuklar…
Betül Mardin ne güzel söylemiş: “Çocuk yapabiliyorsan yap. Birini bu kadar çok sevmek, onun sorumluluğunu taşımak sadece onu değil, seni de mutlu eder. Doğurmayacaksan, evlat edin. O zaman da senin çocuğun değişen bir şey yok. Evlat edinmeyeceksen de, manevi çocuğun olsun, birini okut, geleceğini şekillendirmesine yardımcı ol.”
İşte tam bu noktada koruyucu aile devreye giriyor. Biyolojik ailesinden görmediği şefkati koruyucu ailesinde görmeyi bekleyen binlerce çocuk var. Yapmış olduğum araştırmaya göre bugün yurtlarda aile bekleyen 13 binden fazla çocuk var. Onları sadece bayramlarda hatırlamak, tatillerde ziyarete gitmek yeterli bir tutum değil. Bu nedenle ben insanların evlerini, kalplerini çocuklara açmalarını istiyorum. Bence bütün çocuklar bu şansı ve sevgiyi hak ediyor.
Koruyucu aile olmak için evli olmak şart değil. Kadın-erkek ayrımı yok, çocuklu-çocuksuz, 25-65 yaş arasındaki herkes koruyucu aile olabilir. T.C. vatandaşı olmak, sürekli Türkiye’de ikâmet etmek, düzenli gelir ve en az ilkokul mezunu olmak gerekli.
Kriterleri karşılıyorsanız hemen başvurabilirsiniz. Koruyucu aile demek evlat edinmek değil. İkisi birbirinden apayrı durum.
Anne değilim ama bir çocuk yetiştiriyorum. Büyüklerini sayan küçüklerini koruyan; yurdunu seven, dürüst, saygılı, çok çalışkan, beyefendi, hayatla barışık ve sevgi dolu. O benim Can'ım.
Herkes bir çocuğun elinden tutarsa Can’lar çoğalır. Çocuk yuvalarında anne baba bekleyen ne canlar var. Koruyucu anne abla abi olabilirsiniz.

Ben bir deniz yıldızının hayatını kurtardım, haydi sıra sizde!