“Martılar ağlardı çöplüklerde

Biz seninle gülüşürdük
Şehirlere bombalar yağardı her gece
Biz durmadan sevişirdik...

Sonbahar damlardı damlarımıza
Biz seninle sararırdık
Aydınlansın diye su kirli yüzler
Biz durmadan savaşırdık...”

Son süreçte ne çok dinliyorum ne çok özlüyorum Ahmet Kaya’yı bir bilseniz! Rahmetli abimden dolayı ninni yerine Ahmet Kaya’nın sesi mimlenmişti zihnime. O neslin Ahmet Kaya aşkı tüm evlerde baş köşedeydi. Aşk, hasret, sevgi, hüzün ve hatta isyan bile onunla güzeldi...
Şarkılarından süzülen nağmeler ülkemin her kesimini kucaklar ve yaralarına tuz basardı. Bastığı tuzlar yaralarımızı pişirir, kanımızı durdurur, kalın bir kabuğu bağlatır ve yeniden ayağa kalkıp azimle var olmamızı sağlardı...
Ahmet Kaya’yı Türkiye’den koparıp vatan hasretiyle ölmesine vesile olanlara kimsenin diyecek bir sözü yok; lanetlerden başka!

Aradan yıllar geçti fakat ben Ahmet Kaya’nın ölümünü şüpheli bulduğumu ısrarla dile getiriyorum. Çünkü bazı ideolojiler bizzat celladı olarak kahramanlarını yaratmayı sever.
‘Mağdur et sonra sonsuza kadar üzerinden propaganda yap!’ Bunlara çokça şahit olduk.

Ahmet Kaya kendisine ‘ülkeyi terk et’ aklının verilmesiyle bir anda gitti ve sonra çok pişman oldu... Çok mağdur oldu... Çok üzüldü... Ne olursa olsun Türkiye’ye dönecekti. Fakat dönerse Türkiye’yi ayrıştırma planlarının ters tepme ihtimali vardı ve dönemedi! Ya da döndürmediler! Nurlar içinde uyusun...

Evet Ahmet Kaya hep vardı hepimizde fakat son günlerde daha bir fazla var, daha bir özlemle, daha bir içimizi acıtarak, daha bir gözpınarlarımızı kanatarak var!
Türkiye içte ve dışta akıl oyunlarına tabi tutulurken, idarede kim kime dumduma durumları yaşarken, kişisel menfaatler ülkenin önüne geçerken, hırslar vicdanları katlederken; sesi sonuna kadar açıp o zaman Ahmet Kaya dinlemeli!
Dinlemeli ki Ahmet Kaya’nın ‘inadına sevgi, inadına aşk’ felsefesiyle birbirimizi daha fazla sevelim, daha fazla saralım, daha fazla anlayalım... Ve sadece Türkiye adına daha güçlü var olalım!
Elimizde doyasıya yaşayacağımız sevmelerimiz, sevilmelerimiz ve sevişmelerimiz kaldı anlayacağınız!