BU EGZERSİZ ALIŞKANLIKLARINA DİKKAT!

Gizem ŞENYURT 07 May 2018

Gizem ŞENYURT
Tüm Yazıları
Yaz mevsimine yaklaşırken kilo vermek ve fit olmak isteyenler spor salonlarına akın ediyor.

Uzun yıllardır düzenli olarak spor yapanların bile mutlaka dikkat etmesi gereken egzersiz hatalarını uzmanlar açıkladı.

Her gün egzersiz yapmak: Uzmanlar düzenli egzersizin faydalarını saymakla bitiremiyor fakat dikkat edilmesi gereken en önemli noktaların başında vücudunuzu dinlendirmek var. Fazla egzersiz ve dinlenme günlerini sürekli atlamak, sürekli yorgun hissetmenize ve enerjinizin sürekli düşük olmasına neden olabilir. Egzersizin fazlası, sadece kaslarınız için değil metabolizmanız ve hormonlarınız için de zararlı. Üstelik fazla egzersiz nedeniyle vücudunuzda artan kortizol seviyesi insülin direncine sebep olabilir, bu da kilo vermek bir yana vücudunuzun yağ tutmasına yani kilo almanıza bile sebep olabilir. Bu nedenle spor ve dinlenme günlerinizi dikkatle takip etmelisiniz.

Sadece hafta sonları spor yapmak: Hafta içi yoğun çalışma temposundan spora vakit ayıramayıp sadece hafta sonları spor yapmak da uzmanlara göre büyük hata. 5 gün egzersiz yapmayıp 2 gün ağır egzersiz yapmak kaslarınızın zarar görmesine hatta “rabdomyolisis” denilen bir duruma yol açabilir. Bu durum, kaslardaki proteinlerin yırtılma ya da zedelenme ile hücrelerden sızarak kana karışması ve böylece vücuttaki elektrolit dengesinin bozularak böbrek yetmezliğine sebep olması ile oluşuyor.

Tek tip egzersiz yapmak: Eğer sadece spin, ağırlık ya da kardiyo çalışıyorsanız ve bunun tüm gün kanepede tembel tembel oturmaktan daha iyi olduğunu düşünüyorsanız tekrar düşünün. Sadece tek tip egzersiz yapmak, vücudunuzun tek bölgesinin toparlanması  kaslarınızın sadece tek şekilde güçlenmesine sebep olur. Üstelik bu durum eklemlerinizin de zarar görmesine neden olur. Dünyanın en başarılı sporcuları, başarılarını egzersiz rutinlerini çeşitlendirmeleri ve değiştirmelerine borçludur.

Ağırlıklarınızı hızla artırmak: Güç egzersizleri yaparken çalıştığınız ağırlıkları hızla artırmak istiyor olabilirsiniz fakat yaptığınız tekrarlara dikkat etmelisiniz. Bağ dokularınız hedeflediğiniz ağırlıkları kaldırmaya zihninizin hazır olduğu kadar hızlı hazır olmayabilir. Çok hızlı gelişme yaşamak isterseniz kendinizi sakatlayabilir, bağ dokularınıza zarar verebilir, kopma ve yırtılmalara bağlı sakatlanmalar yaşayabilirsiniz.

Yeterince esneme hareketi yapmamak: Spora yeni başlayanlar da rutin olarak spor yapanlar da esneme hareketlerini aksatıyor olabilir. Kaslarınızı biraz sonra yapacağınız çalışmalara yeterince hazırlamazsanız, eksik ve az sayıda esneme egzersizi yaparsanız kısa vadede kaslarınızda güç kaybı hatta sakatlanma riskiyle karşı karşıya kalırsınız. Egzersiz öncesi esneme, egzersiz sonrası soğuma ve kaslarınızı rahatlatma hareketlerinizi ihmal etmemelisiniz.

Spor esnasında duruşunuza dikkat etmemek: Dik durmak nasıl ki omurgamız ve sağlığımız için çok önemliyse sporda yaptığınız her hareket esnasında duruş pozisyonunuza çok dikkat etmelisiniz. Yanlış duruş, hem sakatlanmanıza neden olabilir hem de saatlerce yaptığınız hareketlerin etkisiz kalmasına sebep olabilir. Spor salonlarındaki aynaları sadece fotoğraf çekmek için değil spor esnasında durduğunuz pozisyon ve postürünüzü kontrol etmek için kullanmalısınız.

İmkansız hedefler koymak: Spor yaparken kendinize hedefler koymak motivasyon açısından çok önemlidir. Fakat gerçekçilikten uzak konulan hedeflerin de bir o kadar zararı dokunmakta. Vücut tipinize uygun olmayan ya da çok kısa sürede ulaşmayı denediğiniz hedefler, motivasyonunuzu kırarak sizi spordan uzaklaştırabilir. Bunun yerine daha ulaşılabilir hedefler ve daha uzun zamanlar belirlemeniz faydalı olacaktır.

Yeterince su içmemek: Her gün içmemiz gereken su miktarı 2-3 litre iken terlediğimiz sporlar yaparken yeterli miktarda su almak çok önemlidir. Su, sadece metabolizmanızı hızlı çalıştırmaya değil aynı zamanda kaslarınıza oksijen götürerek yağları yakmaya ve onları çalıştırmaya da yarar. Bu nedenle yanınıza bir şişe su alın ve gün boyunca su için.

İnsanların günlerce uyuduğu şehir

Kazakistan’ın Kalaçi şehrindeki insanlar 2013 yılında gizemli bir hastalığa yakalandı. Ne olduğu ve neden oluştuğu bilinmeyen bu hastalık nedeniyle insanların konuşurken dilleri dolanmaya, oldukları yerde dengelerini kaybedip sallanmaya ve çift görmeye başlayarak günlerce süren derin uykuya daldılar.  İnsanlar çok kısa dönemli yemek yemek, tuvalete gitmek ve sigara içmek gibi ihtiyaçları giderip tekrar derin uykularına dönüyorlar, üstelik bu döngü günlerce ve gecelerce sürebiliyor. Hastalanan ilk kişi orta yaşlı bir kadın olan Lyubov Belkova. Nisan 2010’da süpermarkette çalışırken bir anda bilinci bulanıklaşan Belkova dört gün sonra hastanede gözünü açtığında herkes onun felç geçirdiğini düşündü. Kısa süre sonra bu “uyku hastalığı” şehirde yayılmaya başladı. Üstelik kasabadaki hayvanlarda da benzer durum görüldü.

Üstelik Kalaçi, bu hastalığın görüldüğü tek yer olarak da kalmadı. Komşu şehir Krasnogorsk da bu gizemli hastalıktan nasibini aldı ve ilk vakanın görüldüğü zamandan itibaren geçen iki senede tam 140 vaka raporlandı. Bazı durumlarda aynı insanlar birden fazla sefer gizemli uykuya yakalanıyordu. Kalaçi ve Krasnogorsk’un sakinleri bu hastalığın nereden kaynaklandığını bir türlü çözemedi. Bazıları bir tür hükümet komplosundan şüphelense de yetkililer olaya el attı. Önce kaçak votkadan şüphelenildi. Sonra tüm sakinlere bakteri ve kan testleri uygulandı. Bunlardan da sonuç alınamayınca toplu histeri ihtimali düşünüldü. Bu da yeterli açıklamayı getiremeyince 1990’larda bölgede işlenen ve artık kapatılan eski uranyum madenlerine çevrildi gözler. 7.000’den fazla ev radyasyon taramasından geçirildi ama sonuçlarda olağandışı bir durum saptanmadı. Uzmanlar da radyasyon zehirlenmesinin semptomlarının kanser ve organ hasarı olduğunu, insanların gizemli şekilde günlerce derin uykuya dalmasının bir radyasyon zehirlenmesi belirtisi olmadığını söyledi.

Yıllarca bu gizemi çözemeyen yetkililer vazgeçmedi. Son yapılan çalışmalar sayesinde suçlunun eski uranyum madenleri olduğu ortaya çıktı ama sorun radyasyon değildi. Sorunun sebebi, madenlerden sızan karbon monoksit ve hidrokarbon gazlarıydı. Karbon monoksit, kana karıştığında oksijenden 200 kat daha etkili şekilde hücrelere bağlanıyor, uzun süre bu yüksek karbon monoksit soluyan kişilerde beyin oksijensiz kalarak bilinç kaybına sebep oluyor.

Havadaki oksijen seviyesinin düşüp karbon monoksit seviyesinin tehlikeli derecede artmış olması nedeniyle iki şehrin kalan sakinleri buralardan tahliye edildi. Yine de bazı uzmanlar, gizemli uyku hastalığının sadece karbon monoksitten kaynaklanamayacağını, karbondioksit gibi başka gazların da havaya karıştığını iddia etti. Şimdilik insanlar tehlikede olmasa da gündemde cevapsız kalan pek soru olduğu da bir gerçek.

Hawaii’de güneş kremi yasağı

Dünyanın en zengin sualtı varlıklarına sahip yerlerden biri olan Hawaii’de eyalet meclisi, mercanlara zarar veren kimyasallar içeren güneş koruyucularının satılması ve dağıtılmasını yasaklayan tasarıyı kabul etti. Vali David Ige’nin de imzalaması ile kanun yürürlüğe girecek. Dünyada bu açıdan bir ilk olan yasa tasarısı vali tarafından da imzalanırsa pek çok bölgede emsal olacağına kesin gözüyle bakılıyor.

Yeni yasa, 1 Ocak 2021 itibariye yürürlüğe girecek. Bu tarih itibariyle dükkanlarda oksibenzon ve oktinoksat içeren güneş kremleri eğer bir sağlık yetkilisi tarafından onaylanmamışsa satılamayacak ve dağıtımı da gerçekleşemeyecek. Bahsi geçen iki kimyasalın kansere sebep olan güneşin zararlı ultraviyole (UV) ışınlarını filtrelediği ve bazı popüler güneş kremi markalarında kullanıldığı açıklandı. Asıl sorun, bu iki kimyasalın ayrıca mercanların beyazlamasına yani ölmesine sebep olması. Her yıl 14 bin ton kadar güneş kreminin mercan resiflerinde biriktiği hesaplanıyor. Hawaii Eyalet Meclisi, bu kararı Hawaii’nin sualtı yaşamını ve deniz canlılarını korumak, mercanların iklim değişikliğine dayanabilmesine katkıda bulunabilmek için aldıklarını açıkladı. Mercan resiflerinin sağladığı sualtı turizmi, Hawaii’ye yıllık 36 milyar dolarlık gelir sağlıyor. Benzer bir kararın 2016’da yüzde 93’ü beyazlayarak büyük çaplı mercan ölümlerinin gerçekleştiği ve takip eden zamandan beri her yıl kalan mercanların yüzde 50’sinin beyazlamaya devam ettiği Büyük Bariyer Resifi’ni korumak için Avustralya hükümeti tarafından da çıkartılması bekleniyor.