BU İVMELENME NEREYEDİR?

Yusuf DİNÇ 17 Ara 2019

Yusuf DİNÇ
Tüm Yazıları
Birçok birey ve işletme artık gelişen farkındalıkla yanlış ivmelenmelerden kaçınmaktadır.

Son dönemde işletmelere çok önemli imkânlar sağlandı ve sağlanmaya devam ediyor. KDV iadelerinin SGK giderlerinden mahsubu, ilave istihdamlara dönük teşvikler gibi doğrudan nakit akışına katkı sağlayan politikalar, bunların en önemlileri arasında sayılabilir. Fakat farkında olanlar için daha belirleyici bir imkân, sanayiciye son yılların en güçlü desteğini vermek üzere tasarlanan ivme kredisidir. İvme kredisinin en can alıcı faydası ise işletmelerin büyümesinin “sürdürülebilirliğine” yapması umulan katkıdır. Zira cari iktisadi modelde sürdürülebilirliğin asıl unsuru büyümedir. Büyümenin sağlıklı olanı ise yeni yatırımlar üzerinden ortaya çıkanıdır. İvme kredisi de tasarımı itibariyle işletme sermayesinden çok yatırım sermayesi sağlamaya dönüktür.

Üstelik bu yapısı ile “kredi” mantığının aslına rücu edilmektedir. İvme kredisi ile yeni yatırımları cezbedici bir finansman yapısının sunulması için ödemesiz dönem ve uzun vade ortamı oluşturulmaktadır. Böylece ekonomide pozitifliğin artırılması yanında bilanço yapılarında güçlü bir iyileşme sağlanabilir. Amma velakin kredinin tasarımı buna benzer birçok örnekte olduğu gibi eksiktir. Çünkü kredi, “sadece” faizli finansman modellerini destekleyecek biçimde geliştirilmiştir.

Bu nedenle kamu katılım bankaları bu imkânı sunamazken, faizli işlem yapmak istemeyen sanayici ise model dışına itilmektedir. Kredinin değişken oranlı yapısı bu tartışmada temel belirleyicidir. Birçoklarının malumu olduğu üzere değişken oran “aşırı” belirsizlik unsuru görüldüğünden katılım finans ilkeleri içerisinde bu yapıdaki finansman modelleri sunulmasında güçlük vardır. (Tabii ki belirsizliğin aşırı olup olmadığı her zaman tartışma konusu edilebilir.) Her halükarda toplumun bütününü kapsayan finansman politikaları geliştirilirken faizsiz uygulanabilmesi üzere “en azından” fikir geliştirilmesi gerekir. (Çözüm bulunamadıysa fikir yürütüldüğüne dair emare de yeter.)

Birçok birey ve işletme artık gelişen farkındalıkla yanlış ivmelenmelerden kaçınmaktadır. Halen üç kamu katılım bankasının faaliyet gösterdiği bir ekonomide böyle bir detayı atlamak veya ekonominin faiz hassasiyeti taşıyan unsurlarını göz ardı etmek politikaların başarısı veya başarısızlığında gittikçe daha büyük rol oynayacaktır.