​BU YAZI SENİN İÇİN 'EVET' DİYEN SEVGİLİ KARDEŞİM…

Ekin GÜN 15 Şub 2017

Ekin GÜN
Tüm Yazıları
Yanlış anlama sakın, 15 Temmuz günü göğsünü mermilere siper eden, tankların üzerine yürüyen senin korktuğunu düşünmüyorum zaten.

Yanlış anlama sakın, 15 Temmuz günü göğsünü mermilere siper eden, tankların üzerine yürüyen senin korktuğunu düşünmüyorum zaten.

‘Evet’ diyen sevgili kardeşim, sadece, senin üzerine korku salmak için tazı gibi oraya buraya koşan, seni susturmak için harekete geçen ve kendilerine büyük baskı varmış gibi davranarak seni kirli bir çukura çekmek isteyenler önümüzdeki iki ay boyunca ellerinden gelen her şeyi yapacaklardır diyorum.

Onun için korkma, onun için her zamankinden daha fazla dik dur.

Baksana çakallıkları başlamadı da değil zaten…

Doğan Medya güya referandumda ‘hayır’ oyu vereceğini açıklayan İrfan Değirmenci’yi kovarak “hayır’cılara baskı var” dezenformasyonunu yaymak için kolları sıvadı bile.

Plazalarında ‘hayır’ için propagandalar üretenlerin ‘hayır’ diyeceğini açıkladığı için bir elemanını kovduğuna inanıyor musun?

Elbette ki inanmıyorsun, inandığını da sanmıyorum.

Yerine getirdikleri şahsiyetin 15 Temmuz şehitlerine nasıl hakaret ettiğini de biliyoruz zaten.

Reytingi düşük olduğu için kovduğunu saklayıp “hayır dediği için” kovduğunu açıklayanlar nasıl bir ahlaka sahiptir sana bırakıyorum ‘evet’ diyen sevgili kardeşim.

Korkma…

Her sen gibi görünene de kanma.

Çünkü sen gibi görünüp “mahalle zabıtalığına” oynayan ama hala referandumda hangi oyu vereceğini açıklamayan bazıları olacaktır, bazıları meydanda boy göstermeye başlayacaktır, başladılar bile.

Onların bugüne kadar “dava” gibi bir problemi olmadı ki bundan sonra olsun, referandum sonrası kendi çıkarına bakanların ve referandum sonrası kendi çuvalına oynayanların senden olduğuna inanma, sendenmiş gibi gözüktüğüne bakma.

O nedenle korkma hiç, durmadan yürü, durmadan ‘evet’ vereceğini her ortamda söyle, her girdiğin yerde göğsün kabara kabara 15 Temmuz’da yazdığın o diriliş destanını 16 Nisan’da taçlandıracağım de.

Durdurmaya çalışanlar olacaktır, “kutuplaşıyoruz” zırvasıyla tepene binmek isteyenler olacaktır, hiç fırsat verme.

“Kutuplaşmanın” her fikrin söylendiği özgür yerlerde olduğunu anlat onlara, geçmişte olmadığını çünkü kendi zihniyetinden olmayanları nasıl ezdiklerini bıkmadan usanmadan anlat, ezberlerini boz.

Bugüne kadar vesayet rejimiyle senin kafanın üstünde kılıç sallayanların 16 Nisan’dan sonra artık olmayacağına, artık o zihniyetin tarih olacağına inan, iki ay sabret ve rahmetli Menderes’in o sloganını kafandan çıkarma: “Yeter! Söz milletindir”

Korkma değerli ‘evet’ diyen sevgili kardeşim, yorulmadan devam et…

16 Nisan’daki sistem değişikliği referandumunu “rejim değişikliği” gibi pazarlayanlara da dikkat et, seni kirli emelleriyle çatıştırmak isteyenlerin oyununu bugüne kadar bozduğun gibi hem bu iki ay boyunca meydanı boş bırakmayarak hem de 16 Nisan’da oylarınla boz.

Referandumu Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın şahsıyla eşitleyenlere de Erdoğan’ın kendisinin de dediği gibi baki olmadığını, fani olduğunu anlat ama bu sistem değişikliğinin Türkiye’yi nasıl çağ atlatacağını gerekirse hane hane anlat, gerekirse sokak sokak dolaş, senin görünürlüğünden rahatsız olanların önünden bilerek geç, bilerek onların önünde “ben de varım” diyerek yürü.

15 Temmuz’da mermilere karşı göğsünü nasıl kalkan ettiğini, tankların önünde bir kale gibi durarak bu cesaretin ve ferasetin dünyadaki başka bir millette olmadığını, bu cesaret ve ferasetle görecek daha çok güzel günlerin olduğunu anlat.

Anlat ki… AKP’li fırıldaklar, fırıldaklıklarına fırıldaklık katsın, CHP – HDP prodüksiyonu neye uğradığını şaşırsın, ‘hayır’ demenin darbe anayasasına ‘evet’ demek olduğu anlaşılsın ve bazıları her ‘hayır’ diyenin terörist olmadığını ama her teröristin ‘hayır’ dediğini anlasın.

Anlamasa da, anlayıp da anlamak istemese de sen tarihe nasıl geçeceğine, çocuklarına, torunlarına nasıl bir miras bırakacağına, 15 Temmuz’u yaşamış ve bir ülkenin dirilişini başlatmış olan senin 16 Nisan’da bu dirilişi nasıl tamamlayacağına bak, gerisini boş ver, gerisinin derdi tasası daha ne oy kullanacağını bilemeyen şaşkınlara ve ‘hayır’ diyen statükocu zihniyete kalsın.

Gezi’sine, 17 – 25 Aralık’ına, 15 Temmuz’una, terör örgütlerine, Batı’ya, AB’ye, AP’ye, CHP’ye, HDP’ye ve tüm şer güçlerini oluşturan marjinal yapılara karşılık vereceğin bir ‘evet’ oyu tüm tarihi baştan yazmaya, bir ülkeyi ayağa nasıl kaldıracağına ve vesayetlerle senin iradene pranga vurulmak istenen bu düzeni nasıl baştan yazacağına en güzel adım, en güzel başlangıç olacaktır.

O nedenle korkma ‘evet’ diyen sevgili kardeşim…

Tarihe bir “evet’le” nasıl not düşeceğine, nasıl bir tarihi değiştireceğine ve Türkiye’yi nasıl çağ atlatacağına bak…

Gelecek günlerin nasıl güzel olacağını, bu gelecek güzel günlerde nasıl bir katkın olacağını hayal et, düşün.

15 Temmuz’da dünyaya gereken mesajı veren ‘evet’ diyen sevgili kardeşim, 16 Nisan’da da gereken cevabı verecektir, söylemeye bile gerek yok.

O nedenle seni susturmak isteyenler olacaksa da korkma, korkmuyorsun zaten, devam et, yürü, inadına yürü, koş.

Çünkü bu ülke bizim, çünkü bu ülke gerektiğinde canını dahi hiçe sayanların.

Şimdi ise bunu taçlandırmanın vakti…

Sadece bir ‘evet’ bunun için yeterli olacaktır, hatta artacaktır…