16 Nisan referandumunda yüzde 48,6 “hayır” oylarını kendilerine verilmiş gibi kabullenip havalara girenler şimdi o oyların kendilerine iktidar yollarını açacağına inanıp armutlarla elmaları birbirine karıştırıp “hamle” üzerine “hamle” yapıyorlar…

Adalet yürüyüşünün önderi Kemal Kılıçdaroğlu şimdi de işin içine siyasette iç çamaşır operasyonu gibi hamleler katarak Hindistan özgürlük savaşçısı Mahatma Gandhi imajından sıyrılıp “halkın adamı” imajına sarılmaya çalışıyor… Yakında birileri “ayakkabılarınızın arkasına basarak yürüyün” ve “yumurta topuk kullanın” derse hiç şaşmayın…

Bunlara kızmamak lazım… Tam aksine verin eline ipini kendini assın çünkü işleri bu boyuta taşımaya kalkanlar siyaseten iflas etmiş kitleleri ayağa kaldıracak, peşinden sürükleyecek projeleri üretemeyen kişilerdir…

Recep Tayyip Erdoğan partisindeki zaafları gördü ve hemen düzeltme yokuna giderken CHP’nin düştüğü içler acısı duruma seyirci kalan, partiye gerçekten neşter vurup onu ayağa kaldıramayan Kılıçdaroğlu ancak bunları yapabiliyor…

Bir de tabii ki Meral Akşener olayı var… O da parti kuracak ve cumhurbaşkanlığına aday olacak… Ama bir de çalışma arkadaşlarına bakın… Ümit Özdağ, kendine bir merhem olabilse bari… Bayındırlık Bakanı iken 17 Ağustos depremzedelerin ağını almış ve adı yolsuzluklara karışmış ve “Akşener Fetöcüdür” diyeh Koray Aydın… Koray Aydın yüzünden Akşener’in yanından ayrılanlar bile var… Yani ortada parti yok ama ayrılanlar var…

Bunlarla bunlar “hayır” cephesini diri tutacak ve Erdoğan’a karşı “güçlü” bir cephe oluşturacaklarmış…

Meral Hanım CHP’ye girse hem burada seçmen tarafından kabul görür hem de potansiyel oylarını oraya taşır… Ama kendi parti kurduğu zaman pek bir yere varamayacağını zaman 2019’a görürsek şaşmayalım…

Bunların hepsi yüzde 48,6’yı diri tutmak ve Erdoğan’a set çekmek için… Ama boş hamleler…