​DENGESİZLİĞE ÖVGÜ

Halil İbrahim İZGİ
Tüm Yazıları
Dengesizlik densizlikle karıştırılmasın, üzülürüm.

Dengesizlik densizlikle karıştırılmasın, üzülürüm. Patavatsızlıkla hiç. Sevdiğim, saygı duyduğum kişilerin ortak özelliklerini düşünürken bir çoğunun dengesiz olduğunu fark ettim. Dünya görüşlerimiz aynıdır, farklıdır, mühim değil. Ortak özellikleri bildikleri doğruları zarif ve hesapsız şekilde dile getirmeleri. Hepsi Don Kişot değil elbette. Bazıları konuşarak, bazıları susarak devam ettiriyorlar bu dengesiz tavırlarını. 

Konuyu biraz daha açayım: Yüzbinlerce mülteci Avrupa’dan sığınma bekliyor. Daha önce gidenlerin hayatı gözlerini kamaştırıyor. Onlar da biraz sabrederek Avrupalı olmayı istiyorlar. Denge konusu burada başlıyor. Avrupa ülkeleri önce genel bir denge kuruyorlar, diyorlar ki biz acaba ne kadar mülteci ile başa çıkabiliriz. Ortaya bir rakam çıkıyor, sonra dengenin diğer kısmına geçiyorlar, bu kadar göçmeni aramızda nasıl üleşebiliriz diyorlar. Kızılca kıyamet orada kopuyor. Hepsi zengin olan ülkeler dengelerini bir türlü kuramadıkları için mülteci kamplarındaki insanları süründürüyorlar. İnsanlık dışı haller yaşıyorlar. İşte bunların hepsi bir denge sorunu. Türkiye bu açıdan biraz dengesiz, birkaç gün içinde iki yüz bin kişiyi ülkeye aldığımız oldu. Dengelere bakacak olsaydık yüzbinlerce insan daha hayatını kaybetmiş olabilirdi. Avrupa’da az buçuk dengesiz olan ülke İsveç, Danimarka filan olabilir. O kadar dengecinin içinde dengesiz görünecek kadar açık görüşlüler. 

Denge oyunları devletlere mahsus değil, onlarla sınırlı değil. Geçenlerde matbuat aleminden bir dostumla sohbet ediyorduk. Konu gazeteciliğe geldi. Aklımın almadığı bazı konuları sordum. Okurun hiç ilgisini çekmeyecek konuların neden gazetelerde yer aldığını mesela. Azıcık saf muamelesi yaptıktan sonra tane tane anlatmaya başladı. Matbuat alemindeki denklemleri ve isimlerin bu denklemlerdeki yerlerini anlatan özet geçti. Her şeyi anladığımı zannederken hiçbir şey anlamadım. Bu kadar dengeyle belki bitki yetişir ama fikir yetişmez. İyi fikirlerin ortaya çıkabilmesi için biraz dengesizlik şart. Bildiğim kadarıyla büyük devletler, büyük kurumlar sadece doğruları söylesin diye dengelerden pek anlamayan kişileri istihdam ediyorlar. Bu kişilerin tek görevi değişkenlerden bağımsız olarak doğruları dile getirmek. 

Tarihimizde de örnekleri yok değildir. Mesela Hz. Ömer halife seçildiğinde ashabın kendisine karşı dengesiz olmasını yani eğri gördüğü yönlerini düzeltmelerini rica etmiştir. Osmanlı padişahları yürürken “Gururlanma padişahım senden büyük Allah var” diyen “dengesizler” olurmuş. 

Hayat uzun bir yolculuk ve sonunda hiçbirimiz hayatta kalmayacağız. Bu nedenle küçük hesaplarla çevrili bir hayat, dengelerle çevrili günler pek iştah açıcı gelmiyor. İstiyorum ki her taraf dengesizlerle dolsun ve dengelerin tümü çöp sepetlerine dolsun. Biliyorum çok şey istiyorum, devletlerden insanlara varıncaya kadar her şeyin dengeler hem de ince dengeler üzerinde yürüdüğü bir çağda gerçekleşmez. Ama yine de bir miktar dengesizi istihdam etsek ve onların bize bu dünyanın biteceğini, her şeyin sona ereceğini hatırlatmasına izin versek? Sanırım bunun mümkün olması biraz daha gerçekçi. Birkaç dengesizden kimseye zarar gelmez? Ne dersiniz?