ERZURUM GÜNLERİ VE ENTROPİ

Dr. İlhami FINDIKÇI
Tüm Yazıları
Erzurum Tanıtım Günleri'ndeki söyleşi ve imza gününde okurlarımızla buluştuk. Evrendeki önlenemez bozulmaya rağmen "Güzel'e Yolculuk" etmenin esrarını dillendirmeye çalıştık. Çocuk, genç, yetişkin okurlarımızla hasbihal etme imkânı bulduk.

Erzurum Konfederasyonu (ERKON) Başkanı Mustafa Macit Bey ve ekibinin titiz çalışmalarıyla gerçekleşen etkinlik, kuşkusuz Erzurum’un tanıtımına katkıda bulundu. Ama asıl dikkatimizi çeken konu, programı destekleyen ve onur konuğu olan Erzurum Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Sekmen Bey ile sohbetimizde de aktarmaya çalıştığımız üzere işin manevi yönü ve insanların psikolojik tatminleriydi.

Zira bozulmaya meydan okumak üzere kendi öz değerleriyle buluşmanın gözlerdeki ışıltısına şahit olduk. Memleket türkülerini dinlerken ağlayanlar, bar oyununa kendini kaptırıp stantlarda halay çekenler, hasret kaldıkları göğermiş peyniri tadanlar, cağ kebabı kuyruğunda muhabbete dalanlar…

İnsanlar bir arayış içinde. Hızla yitirilen değerleri, yeniden kazanmanın mücadelesidir bu. Etkinlik alanındaki bu insani arayış ve heyecan, fizikteki entropi yasasının, insan ilişkilerindeki belirleyici etkisini yeniden hatırlattı.

Tek Yönlü Gidiş

Fizikte termodinamiğin iki temel yasasından birincisinde; maddenin ve enerjinin, ayrı varlıklar olduğunu, evrendeki değişimlere rağmen her zaman aynı ve mutlak sabit olarak korunduğuna inanılmıştı. Ancak Einstein’ın ünlü formülüyle maddenin, enerjinin bir formu olduğu ve evrendeki enerjinin değişmez ve sıfıra eşit olduğu ileri sürülünce madde ve enerjinin bir ve bütün olduğu anlaşıldı.

Alman fizikçi Rudolf Clausius tarafından, 19. yüzyılın ikinci yarısında kullanılan entropi kavramı, termodinamiğin ikinci yasasını oluşturdu. Entropi; evrendeki enerjinin sürekli olarak ilk halinden daha düzensiz ve bozulmaya doğru gittiğini ifade eder. Evrende düzensizliğe ve bozulmaya doğru tek yönlü gidiş yasası olan entropi, sıfır sabitinden büyüktür.

Varlık özelliği kazanan, var olan her şey, zamanla bozulmaya ve yok olmaya doğru ilerler ve bu durum geri döndürülemez (tersinemez). Böylece her şey, o şeyi oluşturan bileşenlere ayrılmaya ve dağılmaya mahkûmdur. Enerji sürekli olarak vardan yoka, ısı, sıcaktan soğuğa doğru aktığından zamanla termodinamik denge yani sabit ısı yakalanmış olacak bu da “ısı ölümü” olarak evrenin sonunu oluşturacaktır. Evrenin, bir anlamda düzensizliğin hâkim olduğu bir düzen tarafından yönetildiği söylenebilir.

Fizikten biyolojiye, psikolojiden felsefeye kadar bütün bilim dalları bu yasadan etkilenmiştir. Öyle ki Einstein entropi için; “Bilimlerin ilk kanunu” demiştir. Teist ve ateistler arasında evrenin başlangıcı ve sonu olup olmadığına dair yüzyıllara dayanan tartışmalar da entropiden etkilendi. Zira bu termodinamik yasasıyla bir sona doğru giden evrenin bir başlangıcı da olduğu kanıtlanmıştır. Böylece entropi yasası; semavi dinlerin, başlangıcı olan evrenin bir Yaratıcı’sının olduğu ve evrenin bir gün yok olacağı görüşüne paralel bir sonucu ortaya koymuştur.

Varlık Dağılmaya Mahkûmdur

İnsanın zamanla yaşlanması, entropiye en güzel örnektir. Sağlığımızı korumaya ve yaşlanmayı önlemeye yönelik tüm çabalarımız, bizi yaşlanmaktan ve doğal sona gitmekten alıkoyamaz. Bu durum bir balık, bir ağaç, bir yaprak kısacası tüm varlık âlemi için geçerlidir.

Buradaki hassas nokta varlığın, bir yandan kendi yaşamını sürdürmesi için evrende daha fazla düzensizliğe neden olması, diğer yandan bu çabasıyla kendi düzenini koruyarak doğal bozulmaya gidişi yavaşlatmasıdır. Örneğin bir ağacın; kökleriyle suya erişmesi, güneş ışıklarını alması, dallarını ve yapraklarını yeşertecek enerjiyi oluşturması ve sonuçta meyve vermesi, doğal yok oluş sürecini yavaşlatan bir etkiye (negatif entropi) sahiptir.  

Ancak tüm bu çabalar, genel düzensizlik haline doğru gidişi önleyecek büyüklükte olamaz. Mesela evrendeki tek yönlü işleyiş gereği oturduğumuz evin ısısı, sıcaktan soğuğa doğru akar, hiçbir zaman soğuktan sıcağa doğru akmaz. Ağzı açık kalan kolonyanın kokusu odaya dağılır ama dağılan koku tekrar şişeyi doldurmaz. Tüm bu süreçler geri döndürülemez. Yani ev, kendi kendine ısınmaz, koku, kendi başına şişeye geri giremez.

Entropinin; aile, iş ortamı ve toplum ortamında insana etkisini ele almaya devam edeceğiz.