Bu sefer olmadı; olduramadı Trabzonspor. Yusuf’un, Olcay’ın sıfıra yakın etkisiz oyunu, Sosa’nın takıma monte olamaması gibi etkenlerle olmadı. Trabzonspor, atak, önde basan bir takım değil. Mağlup ettikleri, kendi gücüne denk takımlardı. Çok da iyi oynamadan galibiyetler aldı. Biz, ‘Futbol yok ama nasıl olsa kazanıyorsun. Kazanmayı bir öğren, oyuna sonra bakarız’ demiştik. Karabük, geçen hafta Fenerbahçe ile başa baş bir oyun sergiledi. Ligin dibindeki takımın gel geç demesini kimse beklemesin. İlhan Depe, Osman Çelik, Skulason, Ceyhun gibi enerjik oyuncularla Trabzonspor orta alanına top aldırmadılar. Trabzonspor bulduğu ilk pozisyonu Burak ile gol yaptı. Sonrasında yine Burak’la bir pozisyonu daha var. Karabük’ün neredeyse 75 dakika tek kalede oynadığı maçtan bahsediyoruz. Topun sahibi evsahibi takımdı. Buna rağmen beraberlik iyi sonuç. 

Şimdi Rıza hocaya eleştiriler olacaktır. Alıştırdı Trabzonsporluları her hafta galibiyete ama her güzel şeyin sonu vardır. Siz yükselişte, rakibiniz düşüşte bile olsa, Karabük için çıkış maçı olduğunu da unutmamak gerekir. 

Enseyi karartmadan yola devam. 

Evet pozisyon yok. 

Evet, mücadelelerde Trabzonspor geride. 

Evet galibiyeti hak edecek futbol yok. 

Ama, Trabzonspor ilk yarıyı çok iyi yerde bitirdi. Daha 5 hafta önce acaba, alt sıralardan kurtulur mu dediğiniz takım, şimdi zirvenin eteklerinde. 

Bu maç bize şunu öğretti; her zaman kötü oynayarak kazanamazsınız. Son anda Sosa’nın serbest vuruşu gol olsa, muhtemel herkes Rıza hocaya methiyeler diziyordu. Trabzonspor galibiyeti zaten hak edecek ne yaptı derseniz, HİÇ. İsmiyle, formasıyla alırsa 3 puan alacaktı. O da son anda kaleci Çağlar ve direğe takıldı.