Türkiye Büyük Millet Meclisinde HDP’yi temsil eden, Ermeni asıllı Garo Paylan Meclise Ermeni soykırımının tanınması ilgili teklif sundu. Evet, teklifin kabul edilmeyeceği belliydi, sadece siyasette bu kabilden şovlar yapılıyor. Yerinin hakkını vermesi lazım ne de olsa...

Karabük Üniversitesinden değerli Hocam Ali Asker hep, ‘’Demokrasi bir "ehven-i şer"dir. Onsuz olmaz" der. Ama demokrasiyi içi dışı düşmanlık, nefret kaynayan birine sunarsan da herkesi sana karşı kışkırtmaya, her türlü yalanı iftirayı tirajlamaya devam eder, peki bununla ne yapacağız?!

Mesela, 1915’te değil de, 1999’da 23 yaşında şehit olan kocamla, doğumundan 15 gün sonra babasız kalmış oğluma göre de Ermeniler hesap vermeye hazır mı?

Garo Paylan, belki benim bir Ermeni düşmanı olduğumu düşünebilir. Haşa! Benim çok candan Ermeni arkadaşlarım var, makul düşünen, bu düşmanlığın başta Ermenistan devleti olmak üzere bu coğrafyada yaşayan tüm Anadolu ve Kafkasya insanına zarar verdiğini anlayan, bunun için savaşan, ama kendi Ermenileri tarafından linç yiyen, değerli arkadaşlarım.

Ben Garo Paylan’ın cahil olduğunu düşünmüyorum. Ben Garo Paylan’ın katil olduğunu da düşünmüyorum. Hocalı katliamı, Karabağ’da yaşananlar, dünyada Ermenilerin defalarca Türklere saldırısı, terör ve düzenli kötüleme kampanyalarına rağmen Garo Paylan’ın Türkiye’de sevilmediğini de düşünmüyorum. Çünkü o hala buradadır, Türkiye’de vatandaş olarak tüm siyasi, medeni ve insani haklarını sonuna kadar kullanıyor, TBMM gibi ali bir kurulda temsilciliğini devam ettiriyor. (Kimi temsil ettiği tartışılır ama).

Ama Garo Paylan’dan farklı olarak Ermenistan’ da bir tane bile Azerbaycan kökenli Türk yok; kalmadı, sürüldüler. Hem de 1 milyonu aşkın kişi, tam 35 yıl önce. Şimdi ailelerin sayısının arttığını düşünürsek, o 1 milyon kaç kişi olmuş siz düşünün. Yani o 1 milyonu aşkın kişi Garo Paylan’dan farklı olarak kendi doğduğu, pasaportunu taşıdığı ülkeye giremiyor bile. Siyasi ve medeni haklarını kullanmak söz konusu bile değil. Yani 2 ülke arasındaki demokrasi, insan hakları ihlali, milli düşmanlık konusundaki fark ortada.

Kimin kimi suçlaması lazım, yakın tarihte bu kadar katliam yapan, insanların hayatlarını yarım bırakan, kendi vatandaşı sadece Türk milli kimliğini taşıdığı için malına el konulan, sınır dışı edilenler mi, yoksa 100 yıl önce hala kanıtlanamayan, hala tarihçiler tarafından soru işaretleri ile dolu ve tartışmaya açık, hayali bir olayı ısıtılıp ısıtılıp önümüze getirenler mi haklı?

Ve nihayet! Twitter’da "Garo Paylan yalnız değildir" diye hashtag açılmış. Değildir tabi! Yalnız olur mu? Türk düşmanlığı bitmeyenlerin hepsi onunla. Ama bugün Garo Paylan’a adaletsiz ve haksız bir muamele yapılsa biz yine itiraz ederiz. Bizi sevmeseler bile, biz insana, demokrasiye, hakka, adalete değer veriyoruz.

Şu an tek istediğimiz şey anlamaları. Kafkasya’nın ortasında Ermenistan diye bir devletin sadece kışkırtmalar ve Türk düşmanlığı sebebiyle gelişememesi, hala dışa muhtaç kalması. Gereksiz Büyük Ermenistan sevdası, sözde Ermeni soykırımı gibi yalanlarla binlerce Ermeninin hayatının ihtiyaç ve zorluk içinde bitiyor olması.

Bir gün komşularıyla sorunsuz bir Ermenistan’ın gelişen ekonomisi, mutlu vatandaşları, güzel geleceği için bu kışkırtmalara kanmayacağı, hiçbir alt yapısı olmayan toprak iddialarını boş verip gücünü Ermeni gençlerin, çocukların güzel geleceğini inşa etmeye zaman ayırmaları dileğiyle...

P.S. evet, Bugün Garo Paylan yalnız değildir, ama umarım bir gün yalnız kalır. Etrafına bakar ve siyasi oyunlara alet edebileceği bir kişi bile bulamaz. Anadolu insanını parçalayacak, arasına düşmanlık salacak herkes, her dava bir gün iflas edecektir. Emin olun, çünkü insanlar düşmanlık içinde yaşamaktan bir gün vazgeçer, yorulur ve barış her zaman kazanır...