Türkiye, siyasi ve askeri anlamda en çalkantılı dönemlerinden birini yaşıyor.

Bir bavul dolusu sahte belgeyle ortaya atılan Ergenekon Davası, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin en zor yetişen, seçkin subaylarının saf dışı kalmasına, yıllarca hapis yatmalarına ve aileleriyle birlikte hayatlarının kararmasına neden olmuştu. 

Ülke savunmasında çok önemli bir yer tutan, Türk Hava Kuvvetleri'nin çok değerli mensupları da hapishanelerde çile çekip çürürken, savaş uçaklarını sevk ve idare eden pilotlar da değişik yöntemler kullanılarak görevden uzaklaştırılmıştı.

Bunun bir kumpas olduğu ve TSK içine sızmış bir çete tarafından organize edildiği gerçeği ortaya çıktığında ne yazık ki iş işten geçmişti.

15 Temmuz'da kanlı darbe girişimiyle vatana ve millete kasteden bu çetenin, neler yaptığını şimdilerde iddianamelerde ve verdikleri ifadelerinde ürpererek okuyoruz. 

Darbeye katıldıkları iddiasıyla Türk Hava Kuvvetleri bünyesinden uzaklaştırılan pilot sayısının fazla oluşu ortaya çok acı bir gerçeği çıkarmış. Tam 265 savaş pilotu ordudan ihraç edilince, her tipten savaş uçaklarımız uçuş yapamaz hale gelmiştir. 

Komuta kademesi, uçakları nasıl uçururuzun hesabını yaparken, zamanın Milli Savunma Bakanı Fikri Işık "THY ve özel sektörde görev yapan asker kökenli pilotları, dönem dönem orduda istihdam edeceğiz" derken çok iyimser bir tablo çiziyordu. 

Zamanın Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Abidin Ünal, konunun vahametini çok iyi bilen birisi olarak,  Bakan Işık kadar iyimser olmamış olacak ki, söz konusu pilotlara "Değerli pilot arkadaşım" diye başlayan bir mektup yazma gereğini bile duymuştu. 

Türk Silahlı Kuvvetleri, çok çaresiz kalmış olacak ki, tarihinde belki de bir ilk olan bu dokunaklı ve anlamlı mektubu, kuvvet komutanının ağzından kaleme alarak, eski mensuplarına "Lütfen yuvanıza dönün" diye davetiye çıkarmıştı. 

O tarihlerde, "Hiç kimse rahatını bozup da TSK'ya geri dönmez" diye yazarken, ne yazık ki acı bir gerçeği dile getirdiğimi şimdi çok daha iyi anlıyorum. 

Öncelikle belirtmeliyim ki, hiç kimsenin vatanseverliğini sorgulamak haddim değil. Fakat, birileri yüreğinden gelen  sesle, eski yuvalarından gelen mektuba "Emredersiniz komutanım" diyerek cevap verirken, birilerine Airbus ve Boeing kokpiti, F-16 kokpitinden daha cazip gelmişti. 

Ne yazık ki, beklenen sayıda başvuru olmamış, uçakları uçuracak pilot sayısı yeterli sayıya ulaşamamıştı. Hava Kuvvetleri Komutanlığı, çareler arıyor, her yolu deniyordu. TSK ile ilişiği kesilen ve soruşturma sonucu suçsuz bulunan bazı pilotlar bile uçak başı yaptırıldı. 

Tüm bunlara rağmen, pilot sayısı standardın altında kalmaya devam ediyor, uçaklar gerektiği gibi uçamıyordu. 

Aradan tam bir yıl geçti. Öğretmen pilot eksiği için, NATO'dan müttefikimiz olan Amerika'dan yardım istedik. "Öğretmen gönderemeyiz, siz pilotlarınızı buraya gönderin" dediler. Pakistan'dan bile yardım istedik, ama sonuç alamadık...

Hain darbenin en büyük zararını çeken Türk Hava Kuvvetleri’nin pilot sıkıntısını çözmek için, hükümet kısa adı KHK olan 694 Sayılı Kanun Hükmündeki Kararnameyi yayınlamak zorunda kaldı. 

Havayollarını da zor durumda bırakmamak için, yapılacak iş birliğinin nasıl ve ne şekilde olacağı da Resmi Gazete'de yayımlanan KHK'nın 37'inci maddesinde ayrıntılı olarak yazıyordu.

TSK'da önceleri, pilotlar için  15 yıl olan mecburi hizmet, ihtiyaç fazlalığı ve özel sektöre faydası olsun diye 12 yıla indirilmiş, bir çok pilot da daha iyi maddi şartlar için başta THY olmak üzere değişik şirketlere gitmişti.   

İşte bu şekilde özel sektöre giden bu pilotlara, şimdi yuvaya dön deniliyordu. 

Şartları uygun olan ve güvenlik soruşturmasını geçen bu sivil pilotlar 18 yıla çıkan mecburi hizmeti TSK çatısı altında doldurmak zorunda olacaklar.

Pilot krizini, gönüllü gelenlerle çözmek mümkün olmadığı için, zorunlu olarak çözme yoluna gitmek acı bir durum. 

Özel sektörde 10 bine yakın pilot var. Bunların içinde asker kökenlilerin sayısı da, azımsanacak kadar çok. Yani, THK filosundaki her tip uçağı ve helikopteri kullanabilecek yeterli sayıda pilot özel sektörde görev yapmaktadır. 

Birden fazla cephede savaşan ve bir kaç cephe için de, teyakkuz halinde olan ordumuzun, en kısa zamanda bu açığı kapatması hayati önem taşımaktadır.

Eften püften nedenlerle FETÖ tezgahı ile ordudan uzaklaştırılan, darbe girişiminde kurunun yanında yananların da belirlenip orduya geri çağrılması doğru bir tavırdır.

Gökyüzü size emanet, savaşan kartallar. 

NOT: THY Genel Müdürü Sayın Bilal Ekşi'ye, babası İslam Ekşi'nin vefatı nedeniyle başsağlığı ve sabır diliyorum.