Hızımızı aldık ya başladık devam edelim.. “Büyük başın büyük derdi olur” şehir efsanesinden yola çıkarak İstanbul gibi bir büyük metropolü yönetmenin hiç de kolay olmadığını söyleyelim. “Yiğidin hakkını yiğide teslim edelim” İstanbul’u yönetenlere de pek fazla haksızlık etmemek lazım diyerek bugünkü yazımıza başlayalım. Doğrudur; yoğunluğuyla, sorunlar yumağına dönüşen yaşam biçimiyle, bu tür dertlerle karşılaşması olağandır güzeller güzeli İstanbul’un.

        Sanki az derdi varmış gibi, iki üç yıldır “Hafriyat Kamyonları” denilen öyle bir sorunla karşı karşıya ki; kesin ve tam yasaklayıcı önlemler alınmadıkça giderek İstanbul için baş belası bir soruna dönüşecek. Önce Maslak bölgesinde yapılacağı söylenen çok katlı gökdelen inşaatları giderek şehrin her tarafına yayılmaya başlayınca o güzelim İstanbul siluetinden eser kalmadı. Şehrin bağrına saplanan kocaman hançer gibiler. Her yerde hızla yayılmaya başlayan bu çok katlı inşaatlar şehri tam anlamıyla bir şantiyeler şehri görüntüsüne dönüştürdüler. Bu inşaatlar için, önceleri kontrollü bir şekilde, şehrin belli bölgelerine ve belli kurallar çerçevesinde hizmet veren namıdiğer “hafriyat kamyonları”, son üç yılda başlayan ve yoğunlaşan “kentsel dönüşüm düzenlemeleri” nedeniyle şehrin bir çok bölgesinde başlayan inşaat hafriyatlarıyla İstanbul’u tam anlamıyla işgal ettiler.

        İstanbul’da her ay çıkarılan beş milyon ton ağırlığında hafriyat, birçok soruna neden oluyor. Şirketlerin masraftan kaçınma düşünceleri ve kamyon şoförlerinin eğitimsizliği, kontrolsüzlüğü, başıboşluğu, sorumsuzluğu, şehrin umulmadık noktalarında çeşitli kazalara ve moloz birikintilerine neden oluyorlar..

      İstanbul’u adeta esir alan hafriyat kamyonları trafikte terör saçıyor. O koskoca kamyonları taksi kullanır gibi ve de genellikle sol şeritte, hız sınırını hiçe sayarak kullanıyor olmalarıyla son zamanlarda bir çok kazaya yol açtılar. Sol şerit her zaman onların. Şehrin göbeğinde son sürat hızla gidiyorlar. Tamamen sorumsuzca trafiği kullanmalarıyla yol açtıkları kazalarda son bir yılda yirmi bir kişi hayatını kaybetti.

      Ajans Press’in medya incelemesinde; hafriyat kamyonlarının neden olduğu kazalardan dolayı geçtiğimiz yıldan beri 21 kişinin hayatını kaybettiği bilgisine ulaşıldı. Basında yer alan haberler incelendiğinde ise son üç yılda hafriyat kamyonlarının neden olduğu kazaların medyaya yansıyarak haber haline getirilenlerinin sayısı; 763 olarak belirtiliyor.

     Hemen her gün bir kazaya karışan hafriyat kamyonları 2012 yılından beri 5 bin kazaya neden olurken, bu kazalar nedeniyle  kazaya karışanlara 504 bin lira ceza kesilmiş. İBB Ulaşım Koordinasyon Merkezi’ne göre İstanbul’da kayıtlı olarak toplam 8 bin 494 hafriyat kamyonu mevcut. Bu kamyonlar tarafından her ay yaklaşık 5 milyon ton ağırlığında hafriyat taşınıyor, hafriyatın döküleceği resmi alan sayısı ise 14. Ancak döküm alanlarının 7’sinin kapasitesi dolmuş durumda, hal böyle olunca kamyonların neden olduğu kaçak dökümler şehri adeta bir moloz yığınına çeviriyor.

      İstanbul’da trafiğe çıkan hafriyat kamyonlarının trafik kurallarına uymaması; bir tarafta aşırı hızları, sol şeritte gitmeleri ve araçlara yol vermemeleri nedeniyle meydana gelen kazalarıyla şehrin göbeğinde adeta birer trafik canavarına dönüştüler ve İstanbul’un genelinde terör saçıyorlar. Tüm bu yaşananlara rağmen hafriyat kamyonlarına kesilen cezalar, caydırıcı olmadığı gibi, yarattıkları trafik terörünün verdiği zararı önleyemediği çok net belli. Hafriyat kamyonlarını karıştığı kazalar tüm hızıyla devam ediyor. Görünen o ki verilen cezalar da kâğıt üzerinde kalıyor.

      Şehir içinde aşırı hızla, taş toprak saça saça giden kamyonlarda branda şartına da uyulmuyor. Tüm yollarda sol şeridi babalarının malı gibi kullanan hafriyat kamyonları sorununun tez elden çözüme kavuşturulmasının zamanı geldi de geçiyor.