"HAVAYOLU, HALKIN YOLU", DEĞİL Mİ?

Musa ALİOĞLU 14 Tem 2019

Musa ALİOĞLU
Tüm Yazıları
Son zamanlarda uçak seferlerinin birçok yerde azalması ve bilet fiyatlarının da çok yüksek oluşuyla ilgili olarak her kesimden yükselen sesler duyuyoruz.

İlk ses Trabzonlulardan geldi. TBMM’de konuşan İyi Parti Milletvekili Hüseyin Örs ve CHP Milletvekili Ahmet Kaya, Trabzon uçak seferlerinin azaldığını ve de uçak bilet fiyatlarının çok arttığını söylediler.
Ardından da, Diyarbakır Ticaret Odası Başkanı Mehmet Kaya, kente yapılan uçak seferlerinin azaltıldığını, bunun da bilet fiyatlarının artmasına neden olduğunu belirterek “Geçen yıl aynı tarihte 34 olan haftalık sefer sayısı 22’ye, Temmuz’da 35 olan sefer sayısı da 15’e inmiştir. Sefer az olunca, bilet fiyatları da çok artıyor” diye konuşmuş.
Diyarbakır Ticaret Borsası Başkanı Engin Yeşil ise, 2018’in ilk altı ayında 6 bin 600 uçak seferi yapılan kente, 2019’un ilk altı ayında 5 bin 500 sefer yapıldığını ifade etmiş.
AK Parti Van Milletvekili Osman Gülaçar ise, Van uçak seferlerinin yeterli olmadığını, hastaların bile Ankara’ya İstanbul’a götürülemediğini söylemiş.
Tüm bu demeçlerden şunu anlıyoruz ki, ortada bir sorun vardır ve bu durumdan şikayetçi olanların sesini milletvekilleri, meslek odaları, basın dile getirmektedir.
Aslında sorun iki boyutludur. Birincisi seferlerin azalışı, ikincisi fiyatların çok fazla yükselmesi. Bu sorunları da, THY ve özel havayolu kökenli sorunlar diye ikiye ayırabiliriz. THY, gerçekten her yerde sefer sayısını azalttı mı? Bilinen gerçeği bir kez daha dile getirelim. THY, Boeing Company’den 24 adet 737-8 ve 739-9 MAX tipi uçak için daha önce anlaşma yapmıştı. Uçaklardan 12’si gelmiş ve sorunsuz uçmaya başlamıştı. Ne zamanki Etyopya Airlines ve Lion Air şirketlerinin uçakları düşünce, Amerikan Federal Havacılık Teşkilatı (FAA) bu uçaklara uçuş yasağı getirdi ve THY de 12 uçağını seferden çekti. THY Genel Müdürü Bilal Ekşi’nin açıklamasına göre teslim edilmesi gereken 12 uçağın da bu sezona yetişemeyeceği kesin bir gerçek.
Seattle’da bekleyen bu uçaklar ancak FAA ve EASA (Avrupa Havacılık Emniyeti Ajansı) onay verirse uçabilecek.
12 uçak seferden çekilince ve planlanan 12 uçak da gelemeyince THY’nin evdeki hesabı çarşıya uymadı. Bunun böyle olacağını hiç kimse öngöremezdi. Sezon ortasında uçak bulup kiralamak da öyle çok kolay olmadığı için THY’yi suçlamak doğru bir tavır olmaz. Milli servet olan bu uçakların yerde yatmasına, halkın uçak bulamayışına benim gibi herkesin aynı duyarlılıkla üzüldüğünü görüyorum.

Tüm bu olumsuzluklara rağmen THY’nin Haziran 2019’a ait sayılara baktığımızda yolcu artışını, sefer sayılarımı çok iyi bir durumda olduğunu da görebiliyoruz.
•Haziran 2018 döneminde 6,4 milyon olan toplam yolcu sayısı, 2019 yılının aynı döneminde yüzde 3,2’lik artışla 6,6 milyon olmuş. Yolcu sayısı iç hatlarda yüzde 1,3, dış hatlarda ise yüzde 4,6 artmıştır.
•Doluluk oranı Haziran 2019 döneminde 1,2 puanlık artışla ile yüzde 80,3 olmuş. Aynı dönemde iç hatlarda doluluk oranı da 4,0 puanlık artışla yüzde 86,1 olmuştur.
•Dış Hat Yolcu sayısı Haziran 2018 dönemine göre yüzde 10,6 oranında artmış.

THY’nin Ocak-Haziran 2019 dönemine ilişkin trafik sonuçları ise aynen şöyle:
•Ocak-Haziran 2018 döneminde 35,7 milyon olan yolcu sayısı, 2019’un aynı döneminde yüzde 1,7’lik azalışla 35,1 milyona inmiş. İç hat yolcu sayısında yüzde 5,8’lik azalış, dış hatta da yüzde 1,6’lık artış olmuş.
•THY’nin yolcu doluluk oranı 0,3 puanlık azalma ile yüzde 80,1 olarak gerçekleşmiş.
•Yolcu Uçakları Konma Sayısı, Ocak-Haziran 2018 döneminde 239.361 iken, 2019 yılının aynı döneminde yüzde 1,8’lik azalışla 235.020 olarak gerçekleşmiş.
•2018 Haziran ayı sonunda uçak sayısı 326 iken. 2019 Haziran’da 338 olmuş.
(Bu uçakların da 23’ü kargo uçağıdır.)

Bu rakamlardan da anlaşılıyor ki, THY seferlerini uçak sayısının yetersiz oluşu nedeniyle azaltmıştır. Yaz mevsiminde talepte artış olunca da bu eksiklik iyice ortaya çıktı. O nedenle feveran edenler bu gerçeği de göz önüne almalıdırlar. Fiyatlar konusuna gelince daha önce yazdığım gibi, uçak bilet fiyatları en çok petrol ve pariteden etkilenir. TL ile bilet satıp, dolarla ödeme yapan her şirketin gider kalemleri içinde yakıt önemli bir yer tutar. Şirketler de bilet fiyatlarını bu nedenle arttırıyor demek doğru olur.
Eleştiri oklarını hep THY’ye çevirenlere “Özel sektör ne yapıyor?” diye sormak gerekir. Sun Express, Pegasus, Onur Air, Atlas Global iç hatta her yere uçmuyor. Neden olarak da tek yöne 350 TL’ye bilet satarsak zarar ederiz diyorlar.
Bu noktada hakları vardır diyebiliriz.
Bu arada, filolarında 5’ten fazla uçak olduğundan iç hatlarda tarifeli seferler yapma yetkisi olan, Corendon, Free Bird ve Tailwind şirketleri de karlı olmayacağı gerekçesiyle yıllardır iç hatlarda uçuş yapmaya hiç sıcak bakmıyorlar.

Şimdi size başka bir gerçekten bahsedeyim.
Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı, yıllardır iç hatlarda bilet fiyatlarına 352 TL’lik bir tavan fiyat getirmiştir. Fakat karar kağıt üzerinde vardır. Gerçekte, tavan fiyat yok. Yani, serbest piyasa koşullarının arz+talep=fiyat denklemi geçerli olmaya devam ediyor. Bakanlık, aldığı bu kararı Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü (SHGM) aracılığı ile neden uygulatmıyor diye de sorabilirsiniz. Sormayın, çünkü böyle bir yaptırıma ekonominin katı kuralları hiç mi hiç izin vermez. Bakan, bu kararı hiç istisnasız uygulayacaksınız dediği gün THY zarar eder, hisseler borsada düşer. Özel sektör de iç hat uçuşlarını durdurur ve havacılığımız büyük irtifa kaybeder. Bu tavan fiyat uygulaması devam ettiği taktirde Türk havacılık sektörü de biter.
Peki, ne olacak derseniz, MAX’ler ve diğer siparişler devreye girene kadar THY elindeki filoyu en rantabl bir şekilde kullanmaya devam edecek. Özel sektör hesabına geldiği yerlere uçacak, zarar edeceği hatlara asla heves etmeyecek.
Halkımız da sivil toplum kuruluşlarıyla, vekilleriyle, bazı meslek odalarıyla yaz boyu yeni seferler için sızlanacak, bilet fiyatların da çok yüksek olduğunu her yerde dile getirmeye devam edecek.
Kış gelince, uçaklara olan talep azalır ve bilet fiyatları da haliyle biraz daha aşağı düşer. Bu kez de sızlanma sırası başta özel sektör olmak üzere şirketlere gelir.
Hani, bir zamanlar 49TL’den başlayan fiyatlara bakarak “Havayolu, halkın yolu oldu” diyenlerin kulaklarını çınlatmak mı lazım acaba. Bırakın uçağı, otobüs bilet fiyatlarının bile 20 saatlik yol için 200 TL’ye çıktığı böyle bir dönemde doğrusu havayoluyla uçmanın artık fazla lüks olduğunu, her vatandaşın istediği anda uçağa binebilme gibi bir gücü olmadığını kabul etmek lazım. Rekabet, kalitenin yanı sıra, ucuzluk da getirir diyerek topu Ulaştırma Bakanı, hemşehrim Mehmet Cahit Turhan’a atıyorum. Sayın Bakan, özel sektörde iç hatta uçuş yapan halihazırdaki şirketlere biraz destek olsanız, iç hatta uçmayan diğer üç şirketin de elini taşın altına koymasına vesile olup, 15 yıldır izin verilmeyen yeni şirketlerin kuruluşuna müsaade etseniz de biz de her şeyi THY’den beklemesek olmaz mı?
Giderek, hep aynı kesim insanın uçağa bindiği, her Türk vatandaşının uçağa binmesi bir yana, uçağa binmeden ölen binlerce insan olduğu sürece, ekonomik dar boğazdaki milyonlar için havayolu ile seyahat hayal, “Havayolu, halkın yolu” sözü de, geçerliliğini tam olarak yitirmese bile, bu günlerde nostaljik bir söylem olarak kalmaya mahkumdur.
Ucuz uçuşlar Türkiye’m...