Fırat Kalkanı askeri harekâtı sınır bölgelerimizi DEAŞ’tan temizlemenin yanında, PKK, PYD ve YPG üçlüsünün Suriye’nin kuzeyine çöreklenmesini önlemek için çok başarıyla icra edilen bir operasyondu… Böylelikle Fırat’ın doğusunda Irak sınırına kadar olan bölgeyi kontrol eden ve esasında tamamen PKK olan bu üçlü Akdeniz’e doğru kayamadı. Ama Fırat Kalkanı Harekâtının batısında kalan ve Hatay sınırımızın doğusundaki Afrin bölgesi hala PKK’nın elinde.

PKK, Amerikalıları da arkasına alarak, hatta Esat güçleri ile de anlaşarak Akdeniz’e açılan İdlib’i ele geçirip sinsi bir planı uygulamaya çalışıyordu… Normal şartlarda ne Irak’ın Kürtleri ne de Suriye’nin Kürtleri rüyalarında bile göremeyecekleri kazanımları bu iki ülkenin istikrarsızlaştırılması sonucu elde etmeye başladılar… Ama şımardılar ve şimdi darbe yiyorlar…

Türkiye bu sinsi planı gördü ve oyunu Ruslarla bozdu. İşte onun için Türkiye’nin Silahlı Kuvvetleri ve aylardır eğitip donattığımız Özgür Suriye Ordusu ile İdlib’i kontrol etmesi, oradaki çeşitli muhalif grupları dizginlemesi ve orada asayişi sağlayıp orayı Fırat Kalkanı bölgesi gibi yaşanır hale getirmesi çok önemli.

İşte artık Türkiye bunu yapıyor. Bizim kuvvetlerimiz İdlib’in içini kontrol edecek, dış korumasını ise Ruslar yapacak. PKK ve Amerikalılar ise yaya kalacak. İşte buraya da çok dikkat etmek lazım… İdlib’i istikrarsızlaştırıp muhalif grupla arasında fitne yaratarak yeni çatışmalar çıkarmak için PKK ve bilhassa Pentagon’un fazla mesai yapacağı kuvvetle muhtemel…

Türkiye’nin muhalif gruplar, hatta El Nusra kalıntıları ile yakın temasta olması, olası fitne fesat oyunlarını bozması lazım. Burada hem Silahlı Kuvvetlerimize hem de MİT’e görevler düşüyor.

Bu arada Afrin’i de boş bırakmamak orada da PKK’yı ve ABD güçlerini sürekli diken üzerinde tutup yoracak faaliyetler gerekiyor…

Kandil’in Türkiye içinde bile kullandığı bazı militanları Suriye’ye gönderdiği göz önünde bulundurulursa PKK’yı bitirmenin yolunun da Suriye’de bunlara ağır hasar vermekten geçtiği görülüyor.