IRAK'TA "KURTULUŞ RUHU" ARAYIŞLARI

Yaşar İÇEN 16 May 2022

Yaşar İÇEN
Tüm Yazıları
Geçtiğimiz hafta yoğun bir Irak ziyareti gerçekleştirerek siyaseti, bürokrasiyi, ekonomiyi, sosyolojiyi özetle hayata dair tüm verileri yerinde gözlemleyerek elde ettiğim notları belli başlıklar altında topladım…

Geçtiğimiz hafta yoğun bir Irak ziyareti gerçekleştirerek siyaseti, bürokrasiyi, ekonomiyi, sosyolojiyi özetle hayata dair tüm verileri yerinde gözlemleyerek elde ettiğim notları belli başlıklar altında topladım… Merak etmeyin belli aralıklarla sizlerle de paylaşacağım notlarımı…

Bugün genel çerçevede Irak demek istiyorum…
Irak bildiğimiz gibi… Her şey her geçen gün daha da olumsuz bir hâl alıyor… Halâ kurulamayan hükümet ve üzerinde bir türlü mutabık kalınamayan Cumhurbaşkanı ismi herkesin sabrını fazlasıyla taşırmış… Aylardır ülkesi adına yanyana gelmeyen Irak Parlamentosu’na tepkiler çok fazla…
İlk kez böylesi bir seçim sonrası yaşayan Irak Parlamentosu, ya yeniden seçime gidecek ya da uzlaşacak başka seçenek yok…
Bana kalırsa yeniden sandığa gitmeyi partiler göze alamıyor… Aylardır yaşanan çözümsüzlüğe sebep olan İran yanlısı Şii vekiller ve teröre destek veren vekiller “yeniden seçilememe” korkusu yaşıyor… Çünkü 2021 Seçiminde her iki kesimi de veto eden Iraklılar devam bunca sorunla yeniden sandığa giderse tamamen silecek bu isimleri… O halde Irak Parlamentosu’nun elindeki tek şık uzlaşı…Benim gördüğüm tabloda uzlaşıya dair en güçlü denklem sinyali de şu: Sadr Gurubu öncülüğündekilere Başbakanlık ve Kabinedeki isimler verilecek…
İran yanlısı Şiilerin biraz yumuşaması ve KDP’nin fedakarlığı üzerinden de Cumhurbaşkanlığı uzlaşısı… Ve önemli bir not; Irak Parlamentosu Cumhurbaşkanını ve Başbakanlık Kabinesini belirlese bile çok uzun sürmeyecek ve önümüzdeki yıl yeniden erken seçim konuşulacak…
Peki Irak için sık sık seçime gitmek düzelmeyi getirir mi? Getirmez elbette çünkü Iraklılar kültürel-toplumsal-aidiyet bağlarını kaybedip “Irak’ta yaşayan bireylere” dönüşerek kuru yaprak misali; İran’a, ABD’ye, Avrupa’ya, Arap ülkelerine, İngiltere’ye ve daha nicesine uçurmuş benliğini… Özetle vehametin ennnn dibini yaşıyor Irak…
Kürt Bölgesel Yönetimi’nde durum biraz farklı… Orada aidiyet ve kültürel bilinç daha üst seviyede… Son süreçte Türkiye’nin öncülüğünde yürütülen başarılı terörle mücadele duruşu daha fazla güç vermiş IKBY’ye… İnsanlar artık teröre tepkisini aleni gösteriyor… Önemli bir notu aktarmak istiyorum; IKBY de ilk kez böylesi bir huzur ortamı var ve Türkiye’nin yürüttüğü operasyona herkes destek veriyor…

Irak genelinde herkes; sadece şikayet ediyor fakat kimse çözüm için yan yana gelmiyor, yardımlaşma ve nezaket giderek kayboluyor, bencillik ve acımasızlık giderek yükseliyor, zengin ve fakir arasındaki uçurum korkunç boyutlara ulaşmış, zenginler fakirleri görmezden gelirken fakirler de zenginlere karşı nefret büyütüyor, vefa denen üstün değer yerle bir olmuş… Ve eksik olan her şey sadece Türkiye’den isteniyor çünkü biliyorlar ki; Iraklıyı gönülden seven, yardım elini uzatan,her konuda destek olan,yaralarını saran sadece Türkiye var…
Giderek olumsuzlaşan bu tablodan sonra Irak’ta ne mi olur?
Bir süre sonra Irak Parlamentosu “birleşemedik ayrılıyoruz” kararı alırsa hiç şaşırmasın… Çünkü İran yanlısı Şiilerin yarattığı kördüğümler karşısında Iraklılar şimdiden “nereyi istiyorlarsa alsınlar ve gitsinler yeter ki bizi rahat bıraksınlar artık” diyor…
Sonrası da hızla gelecektir elbette bu bölüşümün… Iraklı bir iş insanının zikrettiği şu cümle herşeyi özetliyor aslında; Irak kocaman güçlü bir fil idi şimdi yaralı ve güçsüz diye bazı ülkeler leş kargası gibi bedenini bölüp kendine pay almak istiyor…
Fakat bununla birlikte unutulmaması gereken ilahi bir kural var; yaşatılan acılar, alınan ahlar, insanların boğazından çalınan lokmalar, üç kuruş uğruna gidilen karanlık yollar er veya geç sahibini bulur ve cezasını verir…
Dünya malının yediği, içtiği, giydiği, yaşadığı, paylaştığı kadarı insanoğluna aittir…Fazlası için hırslanmak insanı zehirleyerek açgözlülüğe ve şeytana hizmetkar eder…