İSTANBUL HAVALİMANI'NDA ENGELLİYE ENGEL YOK

Musa ALİOĞLU 24 Eki 2021

Musa ALİOĞLU
Tüm Yazıları
İGA'nın hayata geçirdiği "İGA yanımda" (İGA Cares) adlı uygulamayla artık daha erişilebilir seyahat mümkün olabilecek.

İstanbul Havalimanı’nın işletmeci firması İGA, yolcu konforu için gayret gösterip Covid-19 tedbirlerini de sıkı bir şekilde uygularken, bütün engelli yolcuların da seyahat öncesinde daha rahat hareket edebilmesi için yeni uygulamaları birer birer hayata geçirip kolaylıklar sağlıyor.

İGA’nın hayata geçirdiği “İGA yanımda” (İGA Cares) adlı uygulamayla artık daha erişilebilir seyahat mümkün olabilecek.

Mobil uygulamada geliştirilen sesli adımlar özelliğiyle görme engelli misafirlere havalimanında bağımsızca dolaşım imkanı sunuluyor.

İnsana hele de engellilerin hayatına dokunan bu uygulamayı gerçekleştiren İGA doğrusu alkışlanacak bir güzellik sergiledi. Sadece bunlar mı, değil tabii.

“İstanbul Havalimanı İşaret Dilinde İşaretini Arıyor” adıyla bir yarışma düzenleyen İşletmeci firma İGA CEO’su Kadri Samsunlu, burada yaptığı anlamlı konuşmasında engelli yolcuların hayatlarını kolaylaştırmak için hizmetlere ve yeniliklere devam edeceklerini belirtip, neler yaptıklarını şöyle anlatıyordu:

“Benim önem verdiğim konulardan biri de bu erişilebilirlik konusu. Yolcularımızın

önemli bir kısmı erişilebilirlik problemi olmayan, her yere rahat rahat erişebilen insanlardan oluşuyor. ‘Niye akıllı bir planlama yapmıyorsun da kaynaklarının bir kısmını bu tarafa yayıyorsun?’ diyebilirsiniz. Bunun birkaç boyutu var. Birinci boyutu herkes eşit olmalı. Bu tür yapılar sadece normal dediğimiz insanlar için yapılmıyor. Bu tür yapılar bütün insanlar için yapılıyor ve bu tür yapılara yaşamsal sıkıntıları olan insanlarımızın daha çok ihtiyacı var...

Siz bu insanların hepsine bu mekanın içinde yaşama hakkı vermek zorundasınız. Biz bunu kendimize hayal olarak koyduk. Dedik ki bu havalimanın içinde sadece ve sadece tüm insanların yaşayabileceği bir ortam yaşatacağız, oluşturacağız. Bu insanların neye ihtiyacı olduğunu da bu insanları tanıyan, bunlarla emek veren kişilerle beraber yapacağız. Paydaşlarımızla beraber yapacağız. Bu paydaşlarımızın bu süreçte bize verdikleri destekle beraber bu erişebilirlilik sistemini oluşturduk. Yoksa bunu anlamak, öğrenmek düşünmek gibi bir yetimiz yok. Ama bunu bilen, bununla yaşayan, bu grubun dili olmuş, lideri olmuş kişilerin görüşlerini süreçlerin içine yedirirseniz sonunda böyle bir ortam oluşur.

Erişilebilirliğin benim için ikinci bir şahsi sebebim var. Ben bir engelli babasıyım. Benim 21 yaşında bir otistik kızım var. Güzel bir söz var; ‘Ne çektiğimi bir Allah, bir ben bilirim’ diye. Bizim de buna benzer hikayelerimiz var yaşamımızda. Yaşam bir test. Bu testin içinde en iyisini yapmak zorundayız ve engellilerle yaşayan aileler de kendi çocuklarına yaşadıkları her gün bir gün sonrasını düşünerek yaşıyorlar. Bugün ben varım, yarın ben yokum. Bu çocuk ne olacak? Bu çocuk nasıl büyüyecek? Bu konuda devletimizin bir alkış hakkı var. Yaptıkları gerçekten müthiş, verdikleri maddi destek, eğitim destekleri, barınma destekleri… Çok net söyleyebilirim; bunu bir engelli babası olarak söylüyorum, eşim bir Avrupa vatandaşı, bilerek söylüyorum. Türkiye’de verilen imkanlar hiçbir yerde yok. Ondan dolayı bu konuda da hükümetin son 20 yılda yaptıklarına özel bir parantez açmak gerekiyor. Biz burada havalimanımızı herkes için özgür ve eleştirilebilir hale getirdik. Bunun sonucunda da kendi yaptıklarımızı belgelemek ve denetletmek istedik. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığımızın erişilebilirlik belgesini İstanbul’da yıllar sonra alan birinci kurum vilayet, biz ikinci kurum olduk.

Burada bağımsız hareket etmeyi sağlamak için farklı engel grupları için; çok fazla engel grubumuz var ama ana engel gruplarımızın tümünde giriş kapısından uçuş kapısına kadar havalimanımızı deneyimledik. Beraberce denetledik. Onlar da burada her noktada yapmamız gereken aksiyonları bize bildirdiler. Mesela otistik çocukların ciddi anlamda bir alana ihtiyacı var. Zaten bilmedikleri ortamlara girmek, önündeki sürecin ne olduğunu bilmeden bir alanda beklemek onları rahatsız ediyor. Onun için özel yolcu odaları oluşturduk. Bunlar hem kara tarafında var hem hava tarafında var.

Yetişkinlerimizin alt değiştirme odaları… Bunlar çok küçük detaylar ama biz bu havalimanını ikinci yaparken her yolcunun cebine bir hizmet koyma amacıyla yapıyoruz. Bugün böyle bir ihtiyacı olan yaşlı bireyini memleketine götürmek isteyen bir ailenin en büyük sıkıntısı bu. Zaten eziliyordu, onu götürürken bizim burada onun ihtiyaçlarının hepsini görebileceği bir noktayı hazırda tutmamız lazım. O nokta belki haftada bir kere kullanılıyor. Ama o oda bir kere kullansın diye yapılıyor.

Bir yaşlının böyle bir ihtiyacı varsa o zaman o odayı koyacaksınız. Allah’tan bu terminal zaten büyük, belki ayda bir kere kullanacak ama bir kere kullanırken o aile bunu hiçbir zaman unutmaz. O aile koyacak bunu cebine gittiği yerde bizim doğal pazarlamamızı yapacak. Ben gittim, bunu gördüm diyecek.

Siz normal insana verdiğiniz imkanlarıı koyun önüne, işte o zaman İGA’nın dünyadaki ikincilik sıralaması herkesin kafasında bir marka, bir pozitif imaj olarak yerleşecek. Bu da bizim ticari işletme olmak dışında bu ülkeye karşı görevimiz. Biz bunu böyle gördüğümüz için yapıyoruz, biz bunu istediğimiz için yapıyoruz. Bunu hiçbir karşılık beklemeden yapıyoruz. Çünkü bu insanların başka bir çözüm mercii yok. Bunu koyarsanız seyahat eder, bunu koymazsanız eve kapanır. Ben nasıl seyahat ediyorsam, toplumun her kademesindeki birey de aynı seyahati yapabilme hakkına sahip. Bu kapsamda bunu yapıyoruz.

Bunun dışında otizm ve demans gibi yüzüne baktığınızda anlamayacağımız ama ciddi anlamda mental sıkıntıları olan kişilere de farkındalık yaratmak için onlara kart veriyoruz. Bu çok özel bir uygulamadır. Yakanızda bir kart var, kartta ay çiçekleri var. Bizim personelimiz, 7 bin kişi temizlikte çalışan arkadaşlarda onbinlerce kişi o kartı gördüğü zaman hemen anlıyor. Ama alnında yazmadan anlıyor. Bu çocuğa, bu insana bizim özel ilgi göstermemiz lazım diyor. O kurdelanın ne anlama geldiğini bütün personelimize öğrettik. O yolcuya her noktasında yardım etmek görevi verilmiş durumda. Görme engelli misafirlerimiz için sesli adımlar ve erişilebilir rotalar gibi kolaylıklar var.

100’e yakın arkadaşımız uluslararası işaret dili eğitimini aldılar ve bugün yolcularımıza yardım ediyorlar. Beklediğimizin üzerinde bir ilgi oldu. Bu da bizim açımızdan çok sevindirici. Terminal içindeki anonslarda, dijital danışma kiosklarında, internet sitemizde ve mobil uygulamamızda işaret dilini her noktada görebiliyoruz. Erişilebilirlik konusunda önümüzdeki günlerde yeni şeyler yapmamız lazım. Bu konuda tüm paydaşlarımızdan, tüm bize destek verecek, görüş verecek kurumlardan yardım istiyoruz. Siz bize görüş verin, taleplerinizi iletin, biz zaten yapabileceğimizi yaparız. Elimizin en açık olduğu konu erişilebilirlik konusu. Bunu bilin ona göre bize yol göstermede, destek vermede bugüne kadar olduğu gibi yanımızda olmaya devam edin.”

Bu konuşmanın her satırına katılıyor ve engelli bireyler için, yaşlılar için, otistik çocuklar için kolaylıklar sağlayan tüm girişimleri için İGA Yönetimine teşekkür ediyorum. Bir otistik kız babası olduğunu konuşmasından öğrendiğim İGA İstanbul Havalimanı’nın Genel Müdürü H. Kadri Samsunlu’ya da kendi hayatındaki yalın gerçekten yola çıkarak böylesine hayırlı ve insani işlere imza attığı için engelliler adına şükran borcumuz vardır diyorum.

Mutlu yarınlara Türkiye’m.