KONGO NEHRİNİN İKİ YAKASI

Güngör YAVUZASLAN
Tüm Yazıları
Uluslararası Adalet için Barış ve Uluslararası Adalet için Barış ve Eşitlik Konseyi (COJEP International) tarafından Demokratik Kongo Cumhuriyeti'nin başkenti Kinşasa'da "Sivil Toplum Kapasite Geliştirme Programı" için İstanbul'dan yola çıktığımızda bizi nelerin beklediği bilmiyorduk…

Kongo Nehri veya eski ismiyle Zaire Nehri, Orta Batı Afrika'ya hayat veren en uzun nehir. Bir yanda Kongo diğer yanda ise Demokratik Kongo. Bizim yolumuz Kongo Nehrinin kenarında Kinşasa’ya düştü.

Uluslararası Adalet için Barış ve Uluslararası Adalet için Barış ve Eşitlik Konseyi (COJEP International) tarafından Demokratik Kongo Cumhuriyeti’nin başkenti Kinşasa’da “Sivil Toplum Kapasite Geliştirme Programı” için İstanbul’dan yola çıktığımızda bizi nelerin beklediği bilmiyorduk… Afrika boynuzunda Kongo nehrinin öteki tarafı Demokratik Kongo’ya yolculuğumuz başladı… Elbette aktarmalı… Etiyopya'nın başkenti Addis Ababa aktarmalı Kinşasa’ya uçuyoruz..

COJEP International Genel Başkanı Ali Gedikoğlu, yolculukta bize adil bir dünyanın sivil toplum kuruluşlarının dayanışması ve iş birliği ile gerçekleşebileceğini anlatıyor… Dünya Sivil Dayanışma Forumlarını gelecek yıl Demokratik Kongo Cumhuriyeti’nin başkenti Kinşasa’da, Bangladeş’in başkenti Dakka'da ve Azerbaycan’ın başkenti Bakü'de gerçekleştirmek için yaptıkları çalışmalar hızla devam ediyor..

Etiyopya'nın başkenti yerel dilde "yeni çiçek" anlamına gelen Addis Ababa indiğimizde modern bir havalanı ve Çinlilerin sayısını fazla olması dikkatimizi çekiyor. Havalanındaki tabelalar Amharca, İngilizcenin yanı sıra Çince… Ülke Afrika’dan son yıllarda kalkınmada atılım yapmış durumda… Karşımızda dağların ortasında yemyeşil bir ülke var..

Addis Ababa’dan Kinşasa’ya uçuşumuz başladığında gizemli Afrika bizi sarıyor.. 

Sahra Altı Afrikası’nın en büyük ülkesi Demokratik Kongo Cumhuriyeti’ne uçağımız iniyor.. Ülke 100 milyona yaklaşan nüfusuyla büyük bir potansiyele sahip, altyapı eksikliği ve uzun yıllar süren sömürgecilik nedeniyle ülke yoksul kalmış. Yer altında bulunan maden zenginliği ve bereketli topraklarının yanı sıra 12 ay yağış alan bir coğrafya. Bunun yanında ülkenin yaklaşık yüzde 70’i ise açlık sınırında yaşıyor. Nüfusunun yaklaşık yüzde 70’i 24 yaş altı olan ülkede 65 yaş üstü nüfus sadece yüzde 2 oranında. Tüm ülke de 200’den fazla etnik grubu barındıran ülkede Fransızca hariç 4 etnik dil de resmi dil olarak kullanıyor. Bu sıra dışı ülke bizi bekliyor….

HAVALANINA İNİYORUZ VE BAŞLIYOR

Addis Ababa’dan Kinşasa’ya indiğimizde ülkeye zorlu bir giriş yapıyoruz. Uluslararası Adalet için Barış ve Uluslararası Adalet için Barış ve Eşitlik Konseyi Cojep Afrika Koordinatörü Avukat Georges Kalonji karşılıyor. Havaalanından şehir merkezine giderken gördüklerimiz sanki bu zamana ait değil. Kalabalık, genç ve bir o kadar hareketli insanlar.. Yol kenarlarında hep bir şeyler satamaya çalışan yüzlerce insan. Burada sömürgeciliğin insanları ne hale getirdiğini görüyoruz. Bu toprakları sömürenler bir halkın geleceğini de çalıp gitmiş. Yolumuzun üzerindeki çoğu araç bakımsız ama bir o kadar hızlı gidiyorlar. En dikkat çekici ise toplanmayan çöpler. Biraz ilerledikten sonra evler, yollar değişiyor farklı bir bölgeye geliyoruz. Burası Kinşasa’nın diğer yüzü, kamu binalarının, diplomatik temsilciliklerin olduğu bölgede kalacağımız otel de.. İnsanlar bizlere bakıyor gözlerinde Afrika var.