Son günlerde dış politika gündemini Amerika Birleşik Devletleri’nin siyasi hamleleri belirlemektedir. Nitekim bizde bu yazımızda Amerika Birleşik Devletine değineceğiz. Lakin şu filmlerde görmeye alıştığımız, fırsatlar ülkesi, zenginlik abidesi Amerika’dan değil. Kendisini dünya jandarması ilan eden, çevresindeki dost ilan ettiği tüm ülkeleri demokrasi getiriyorum diye işgal eden, kendisinin varlığı dışında diğer tüm ülkeleri adeta düşman gören bir zihniyetin Amerika’sından bahsedeceğiz.

Bilindiği üzere ilk göçmenlerin kıtaya ayak bastığı dünden bu güne sürekli olarak insan haklarının ihlal edildiği, güçlünün zayıfı ezdiği, silahı olanın haklı olduğu, neredeyse tüm iç karışıklıkların icat edildiği,1980’lere kadar insanların ten renklerinden ve etnik kökenlerinden dolayı hor görüldüğü hatta öldürüldüğü karanlık Amerika Birleşik Devletleri’nden bahsedeceğiz.

Tüm dünyaya karşı güç olan ama kendi çıkarları söz konusu olduğunda kendi iç eyaletlerine karışamayan Amerika görmekteyiz. Hani ülkemize istihbarat teşkilatı kurmak için destek verirken bizi dinlemeye alan, Rusya tehdidi için bizi ileri uç karakolu olarak gören, iç dengesizliklerimizi körükleyen bir Amerika. Yıllarca dolar tehdidi ile darbe planları ve ekonomimizle siyasetimizle bizi hırpalayan Amerika, PKK örgütünü gözümüze baka baka destekleyen Amerika. Çeşitli bölücü örgütleri kuran, geliştiren, büyüten ve ülkemizi bu terör örgütü ile yönetmeye çalışan Amerika. Uzaktan bakanlar ve gücün yanında olmaktan başka çıkarı olmayanlar için masum ama verdiğimiz şehitler, yitip giden zamanımız ve de kaybolan ekonomik gücümüz incelendiğinde bizi hep zarara sokmuş Amerika...

İşte bu Amerika yani Amerika’nın karanlık tarafı bu günlerde çatırdamaya, ayrılmaya, kirli sırlarını ortaya saçmaya ve de çözülmeye başladı... Ülkede yaşanan iktidar savaşı ve menfaat çakışması artık sokaklarda, gösterilerde ortaya çıkmaya başladı. Ülkenin simge kurumlarından birisi olan senatonun halk tarafından işgaline varan bu eylemler tabi ki bir günde aniden başlamadı.

Bir süredir ülke içinde yaşanan değişik olayların siyahi Floyd’un polis tarafından öldürülmesi dâhil  olmak üzere yaşanan gelişmeler son zamanlardaki olayların yanan ateşini körükledi adeta. Son olarak normal bir seçim sürecinin bile adeta kan davasına dönüşmüş olması başkanlık yemini için yapılacak törenin bile yüksek güvenlik tedbirlerine dönüşmesi, ülke genelinde olmasa bile kısmi yerleşkelerde ileri derecede tedbirlerin alınıyor olması düşündürücü.

Gelen son dakika haberlerine göre Virginia eyaletinde Lobi gününü ileri süren silahlı grupların sokağa indiği, silahlı grupların her sene eyalette silahlanmaya yönelik kısıtlamaların getirilmesine engel olmak amacıyla gösterilere başladığı bu durumlarında FBI tarafından diğer eyaletlere seçime itiraz gösterisi olarak sıçrayacağı yönünde bilgiler mevcut. Görülen o ki Amerika da, iç siyaset karışmış durumda. Ülke bir şekilde ikiye bölünmüş gibi duruyor.

Yaşanan seçim sonuçlarına da bakıldığında alınan oy oranları ve adayların durumundan da yaşanan sürecin boyutları anlaşılmakta. Kim ne derse desin. İster doların güç kaybetmesi ister değişen blokların hareketi, isterse de genel konjonktür. Bizim açımızdan bakıldığında durum kısa ve net. Bizi sürekli olarak terör örgütlerine yardım ederek dolaylı ve direkt olarak tehdit eden, dolar üzerinden ekonomimize baskı kuran, çevremizdeki sözde komşularımızı bize karşı destekleyen, nihayetinde terör örgütlerini içimize salan bir zihniyetin içine düştüğü aciziyet karşısında söyleyebilecek tek sözümüz var.

Marshall yardımlarından başlayıp, Kore’de yiğitlerimizi cepheye süren, darbelerle nesillerimizi körelten, terör örgütlerine tırlar dolusu silah ve mühimmat sağlayan, Suriye iç politikasına karışan, muavenetimize, füze atan, askerimizin başına çuval takan, FETÖ belasını başımıza saran ama bize verin dediğimizde üç maymunu oynayan karanlık Amerika... Ne demiş atalarımız eden bulur... Unutmayın ki her şey layığına varır. İzleyip göreceğiz.

Şarkıda denildiği gibi ''Macera dolu Amerika''…