An itibari ile olup bitenleri ağzım açık izliyorum. Deniz; Gülşah’a… Bircan; önüne gelene… Gülşah’ın eski sevdiceği; maşallah alayına saydırıyor. Hepsinin iddiaları da birbirinden korkunç, yenilir yutulur cinsten değil. Ahhh bir de açık açık konuşsalar. Anlattıklarını anlamak için 2 çevirmen, 1 bilirkişi, 3 decoder lazım. Allah aşkına bi salın rahat rahat anlatın, siz de rahatlayın biz de! Saatler süren hummalı çalışmamın ardından çıkardığım özet şu… Olayın fitilini ateşleyen kişi Deniz Akkaya… Deniz; Söylemezsem Olmaz programında, Gülşah Saraçoğlu ile ilgili ona anlatılan bir olayı anlatıyor. İddiaya göre Gülşah Saraçoğlu, Nüket Duru’nun arkadaşından yüklü miktarda para çalmış. Bu iddialara Gülşah Saraçoğlu ne zaman cevap verecek diye beklenirken, nedendir bilinmez eski sevgili Gökhan cevap veriyor. Hoş buna “cevap” demeyelim, saldırı ve hakaret diyelim. Tabi kızlar boş durur mu? Onlar da ışık hızında cevap veriyor. Pardon; ben yine “cevap” demeyeyim. Had bildirme, ayar verme diyeyim. Hatta “Camii duvarına işedin oğlum sen!” tadında storylerle dertlerini anlatmışlar diyeyim.

Reyting belası!

Günler su gibi geçiyor. Bak işte yaz dediğin üç ay değil, üç gün gibi geçti gittiiiii. Döndük dolaştık yine televizyon karşısında oturduk. Yaz sezonu ile ara veren dizilerimiz başladı. Tabi yeni dizilerde art arda başlıyor. Bizim evde annem için yeni dizi yeni heyecan demek. Her yeni dizide büyük umutlarla televizyonun karşısına geçiyor. Beğendiği dizilerin, bir sonraki hafta yayından kalktığını görünce de üzülüyor. 

Bunlardan biri de “Baş Belası” dizisiydi. Başrol oyuncusu İrem Helvacıoğlu; dizinin reyting kurbanı olduğunu açıklamış. Ve bu düşük izlenme oranının sebebini de koronaya bağlamış. “Ne koronaymış dizi de bitirmiş!” demeyin… Esasen kızın haklı olduğu bir taraf var. Geçen sene kapamalardan ötürü herkes evdeydi ve daha çok televizyon izleyicisi vardı. Normalleşme süreciyle beraber evde oturan bi Allah’ın kulu kalmadı. Dolayısıyla bu durum reytinglerin de yansıdı. Baş Belası dizisi, geçen kış başlasaydı hala devam eder miydi? Bilmem. Ama şu aldığı reytinglerden daha fazlasını alır mıydı? Bence alırdı.

Kültür-Sanat

Yapı Kredi Kültür Sanat Merkezinde yine görülmeğe değer bir sergi var. İstanbul'da canlı ve cansız varlıkların ilişkilerini dikkate alarak, ekoloji sorusuyla ilgilenen bu sergide… Sinem Dişli İstanbul’un doğasının tarihine bakmış ve yapıtını Yarımburgaz Mağarasına odaklanarak kurgulamış. Sanatçı hem mağarada hem de mağaradan buluntuların sergilendiği, İstanbul Arkeoloji Müzelerinde çekimler yapmış. Arkeoloji ve jeoloji arasında doğal ve kültürel olanın izlerini süren Sinem, çalışmasını bir video ve fotoğraf yerleştirmesi olarak üretmiş. Mağaradaki çeşitli tortulaşmalara, buluntulara ve beraberinde güncel izlerin ve tahribatın görünür etkilerine yönelik bir çalışma üretmiş. Sanatçı bir milyon yıllık geçmişiyle bu mağarada canlı ve cansız etkileşimlerinin izlerini yüzeyde mineral yapılarını takip ederek fotoğrafladığı, farklı pozlama süreleriyle zamansal farkları üst üste bindirerek kurguladığı bir yapıt ortaya koymuş.