Vahşi yaşam fotoğrafçısı David Slater, yıllar önce kara sulawesi ibikli makak cinsi maymunların fotoğrafını çekerken, maymunlardan bir tanesi kamerayı alarak yanlışlıkla kendi selfiesini çekti. Slater, daha sonra bu fotoğrafı Wikipedia sitesine yükledi. Wikipedia kuralları gereği fotoğrafı çeken Slater değil maymun olduğu için Slater, fotoğrafın telif hakkı kurallarını ihlal etti. Fotoğrafın hikayesini duyarak harekete geçen PETA - Hayvanlara Etik Muamele için Mücadele Edenler Derneği, Slater'a dava açtı. PETA, maymunu temsilen açtıkları davanın emsal olmasını hedeflediklerini söylüyor. Hayvanlara telif hakkı konusu yapılması yerine insan olmayan hayvanların da telif hakkına sahip olabileceğini savunan PETA, mahkemenin fotoğrafçı lehine verdiği kararı temyize götürdü. Yıllardır süren dava, Slayer'ın kişisel iflasına sebep oldu. PETA, dava sürecinden vazgeçmiyor. Slater ise hayatını vahşi yaşamı fotoğraflayıp insanların doğaya saygılı olmasını sağlamaya çalışarak geçirdiğini, fotoğraf çekildiği sırada maymunun hiçbir hayati tehlikesi olmasını kanıtlamaya çalışıyor. 

Akıllı telefon uygulaması dünyanın en hareketli ülkelerini açıkladı

Stanford Üniversitesi araştırmacıları, dünya genelinde kullanılan akıllı telefon fitness/aktivite uygulaması Argus ile iş birliği yaparak en fazla hareket eden ülkeleri açıkladı. Uzmanlar Argus uygulaması kullanan kişilerin telefonlarından üç aylık hareketlilik verilerini inceledi. Kişisel verilerin gizli tutulduğu araştırma sonuçları 46 ülkeden 720.000 kişiyi kapsıyor. Toplamda 68 milyon günlük aktivite incelendi ve kişilerin gün içinde attığı adımlar sayıldı. İşte gün içinde en fazla fiziksel aktivite yapan ülkeler:

1- Çin, günde ortalama 6.289 adım

2- Japonya, 6.010

3- İspanya, 5.936

4- İngiltere, 5.444

5- ABD, 4.774

En tembel ülkeler ve günde attıkları ortalama adımlar ise şöyle:

1- Endonezya, 3.513

2- Suudi Arabistan, 3.807

3- Malezya, 3.963

4- Filipinler, 4.008

5- Güney Afrika, 4.105

Şaşırtıcı olmayan şekilde, yaya dostu ve yürümeye uygun yolları olan şehirlerdeki insanların gün içinde daha fazla yürüyüş yaptığı görülüyor. Araştırma ayrıca hareket eşitsizliğinin en fazla olduğu yerleri de ortaya koydu. Hareket eşitsizliği, yürümeye uygun yapısı olmayan şehirlerde daha çok görülüyor ve insanların bir kısmı çok hareket ederken bir kısmının çok az hareket etmesinden kaynaklanan günlük aktivite uçurumunu belirtiyor. Bu durumda insanların ortalama adım sayıları yüksek olsa bile nüfusun bir kısmı çok az hareket ettiğinden obezite oranı bu ülkelerde oldukça yüksek. Araştırma, hareket eşitsizliğinin en fazla olduğu ülkelerin başında ABD olduğunu gösteriyor. ABD'yi sırasıyla Avustralya ve Suudi Arabistan takip ediyor.

Buna karşılık Çin, Japonya, İsveç, Norveç, Güney Kore ve Hong Kong hareket eşitliğinin en iyi durumda olduğu ülkeler ve bu ülkelerde obezite oranları da diğerlerinden düşük. Ayrıca yürüyüşe uygun şehirlerde aktivite yüksekliğinin erkeklere kıyasla kadınlarda daha çok olduğu da tespit edilmiş yani bir şehir yürümeye elverişsizse bu durumdan en çok kadınlar etkileniyor. Şehir ulaşım planlamacılığında araçlara verilen önemin yayalara da verilmesinin obezite gibi ciddi bir sağlık sorununun önüne geçmede ne kadar etkili olacağını bu araştırma ile bir kez daha görüyoruz.

Işınla beni Scotty 

Işınlanma ya da teleportasyon teknolojisi hala icat edilemedi ve her yere giderken yolda geçireceğimiz zamanı ve yola ayıracağımız parayı hesaplamak zorundayız fakat geçen hafta Çinli bilim insanlarından yüzümüzü güldürecek bir haber geldi. Geçtiğimiz ay gerçekleşen Çinli bilim insanları Dünya ve uzay arasında kuantum iletişimin mümkün olduğunu açıklamıştı. Şimdi ise bu teknolojiyi kuantum teleportasyon yoluyla uzaya bir proton yollamak için kullanmayı başardılar.

Deney, Çin'in kuantum uydusu Micius ile yer istasyonu arasında gerçekleşti. Araştırmacılar yeryüzündeki bir protonu uzaydaki istasyona teleportasyon ile yolladı. Atom altı parçacıklardan daha karmaşık yapıları henüz bir kontrollü ortamdan diğerine gönderemiyoruz ama şimdiye kadarki deneylerde tek bir parçacık en fazla 100 kilometrelik alanda ışınlanabiliyordu. Şimdi ise kuantum durumu bilinmeyen bir parçacık, yeryüzünden uzaya tam 1.400 kilometre uzağa gönderildi.

Teorik olarak bir cismi ya da canlıyı kuantum teleportasyon ile önce atom altı parçacıklarına ayırıp hedeflenen başka bir ortama ışınlamak mümkün. Kuantum teleportasyon ise kuantum bilgisayarların birbirine bağlanarak iletişim kurabilmesini sağlayabilmesi açısından çok önemli. Kuantum bilgisayarlar, kuantum mekaniğini kullanarak en hızlı süper bilgisayarların yapamadığı karmaşık hesaplamaları çok çok daha kısa sürelerde yapabilme özelliğine sahip. Kuantum bilgisayarları mümkün kılan kuantum iletişim kavramı da iki parçacığın kuantum hallerini mesafe ne kadar uzak olursa olsun paylaşabilmesi anlamına geliyor. Bizler günlük hayatın koşturmasalardı içinde kaybolmuşken Çinli biliminsanlarının araştırması, ışınlanmayı mümkün kılmak istiyorsak kuantum uydulara ihtiyacımız olduğunu gösteriyor.

Gelinlikçi iflas etti, gelinler panikte

Hayatlarının en mutlu günü olması beklenen düğünlerinden önce ABD'de binlerce gelin adayı bir kabus yaşıyor. Ünlü gelinlik tasarımcısı Alfred Angelo, iflas ettiği için 61 mağazasının tamamını bir gecede kapattı. Gelinliklerine ne olacağını bilemeyen gelin adayları ise panikte. Angelo'yu e-posta yağmuruna tutan gelin adayları, firmaya birkaç gün içinde 7.000'den fazla mail attı. Angelo'nun avukatı, gelen mailleri düğün tarihlerine göre önceliklendirerek çalıştıklarını söyledi. Pek çok gelin ve nedime ödemesi yapılan kıyafetlerinin akıbetini öğrenmek için mağazaların önünde kuyruklar oluşturdu. Alfred Angelo yaklaşık 80 yıldır gelinlik sektöründe faaliyet gösteren büyük markalardan biriydi. Fırsattan faydalanan bazı rakip markalar da Alfred Angelo mağduru gelin adaylarına özel indirimlerini duyurdu. Bu arada sosyal medyada açılan bir etiketle bazı kadınlar kendi gelinliklerini ve nedime kıyafetlerini panik halindeki gelin adaylarına yollamaya başladı. Angelo cephesinden ise hala kıyafetlerin ne zaman iletileceğine dair bir açıklama yapılmadı.