MİLLİ DUYGULARIN FENDİ KÜRESELLEŞMEYİ ALT ETTİ

Yaşar İÇEN 08 Eki 2018

Yaşar İÇEN
Tüm Yazıları
Dünya, küreselleşmenin ne alengirli ne cafcaflı bir tuzak olduğunu yeni yeni dile getirmeye başlamışken Türkiye de kendi payına düşen dersleri nihayet çıkarmaya başladı...

Dünya da duvarlar yıkıldı, sınırlar silindi, milli para birimleri ve yöresel kültürler yok edildi...

“Birleşelim güçlenelim” masallarıyla uzun zamandır avutulan ülkelere, dünyanın imrenmesi içinde tüm algılar üflendi. 

Bu imrenme algısı öyle ustalıkla yapıldı ki; tüm ülkeler küreselleşme halkasına dahil olabilmek için verdiği mücadele ile “Ferhat’ın dağları delip Şirin’e kavuşma azmini” bile geride bıraktı. 

Sonra ne oldu peki? “Dandini dandini ezgileri ile dünyayı ayağında sallayıp uyutmaya çalışan ülkeler danalar misali toprakları tarumar etmeye başladılar”

Zamanla maddi manevi sömürüldüğünü anlayan ülkelerde “milliyetçilik duygusu” hızla yükselişe geçti.
Dünya genelinde son yıllarda yapılan seçim sonuçlarına baktığımız zaman “milli duygularla” gidilen sandıklardan yine bu yöndeki partilerin birinci çıktığını görüyoruz.

Suriye’de yaşanan savaş sebebiyle büyük bir mülteci akını oldu Türkiye’ye doğru. 
Tam yedi yıl oldu! Üç beş ay bilemediniz bir yıl için misafir edip dostane anılar ile topraklarına uğurlamayı planladığımız Suriyeli mülteciler yedi yıldır ülkemizde ve gidip gitmeyecekleri de bir muamma! 

Suriyeli mülteciler ile dostane anılar yerine her geçen gün kabaran suç, öfke, olay, uyuşturucu, şiddet, fidye defterlerimiz oldu!

Geçtiğimiz günlerde Şanlıurfa acı bir olay yaşadı. Suriyeli bir aile ile Şanlıurfalı bir aile arasında yaşanan kavga sonucu Şanlıurfalı aileden iki kişi öldürüldü. 
Kaos ortamından beslenen çığırtkanlar, mülteciler konusunda dolu olan halkı galeyana getirmek için anında sokaklara döküldü. 
Buradan sakin cümleler ile anlattığıma bakmayın siz “Şanlıurfa’da gerçekten büyük bir kaosun eşiğinden dönüldü” aslında. 

Şanlıurfa Valisi Abdullah Erin ve İl Emniyet Müdürü Veysal Tipioğlu doğru ve hızlı strateji ile yerinde hamleler yaptı. 

Güneydoğu’yu çok iyi bilmekle birlikte iki ölümden sonra Şanlıurfa halkının vereceği tepkiyi de çok biliyorum. 
Şanlıurfa, aşiret yapısının ağır bastığı zor ve kitlesel hareketlerin yoğun yaşandığı bir şehir. 
 Aşiretten sözü dinlenen bir kişinin cümlesi ile anında binlerce kişi sorgulamadan sokağa dökülebilir. 
Bu sebepten diyorum ya; Vali Abdullah Erin ve İl Emniyet Müdürü Veysal Tipioğlu sayesinde Şanlıurfa büyük bir kaosun direğinden döndü! 

Bu konuda her iki kurum amirinin görev başarısının yanı sıra sosyal iletişim başarısı da çok etkili oldu. 
Şehre uzattıkları iletişim kanallarının samimi, doğru, güçlü olması vatandaşların devletin ve Şanlıurfa’nın menfaatleri doğrultusunda hareket etmesini sağladı. 
Şanlıurfa’nın etkili her bireyinin de Valilik ve Emniyet birimlerinin yanında  yer alarak halkı telkin etmeye çalıştıkları görüldü.

Evet bu kez direkten dönüldü fakat Şanlıurfa’nın ve tüm Türkiye’nin mültecilerden yana sıkıntılı olduğu artık görülmeli ve bu yönde acil olarak doğru politikalar hayata geçirilmeli. 

Verilen; şehitleri, gazileri ile gözünü kırpmadan Türkiye uğruna her mücadeleye varım diyen vatandaşların menfaatleri herkesin önünde yer almalıdır... 

Dünya küreselleşmenin esaretine başkaldırırken Şanlıurfa ve Türkiye de haklı olarak bir an önce öz kültürüne dönmek istiyor...