Vakıf Katılım web

MONOPSON PERAKENDE PİYASASI

Yusuf DİNÇ 09 Tem 2019

Yusuf DİNÇ
Tüm Yazıları
Türkiye'de son dönemde perakende tarafta bir takım monopsonumsu yapılar oluşmaya başladı. İlk başlarda uygun maliyetle ürün sunan bu kurumlar binlerce mağazaya ulaşan ağlarıyla tüketici nezdinde fiyat benchmarking için temel referans noktasını oluşturdular.

Erişilebilirlikleri, standart geliştirmiş olmaları ve güçlü marka imajlarıyla avantajlar sunan bu kurumlar bir taraftan da monopsona yaklaştıkça sistemik risk unsuruna dönüşmeye başladılar. Zaten piyasada monopson güce ulaşılması her zaman kapitalist sistemik risk unsurudur. Monopson tek alıcılı piyasa demektir. Başka bir deyişle tüm satıcıların tek bir alıcısı olduğu durumdur. (Bugünün standartlarında makul bir portföy dağılımını bozan her firma böyledir denebilir.) Bu durum monopsonun başarısızlığı halinde sistemin bütününü içine çekecek bir girdap oluşturur. Başarılı bir müşteri portföy dağılımı sağlamak imkansızlaşır. Monopson giderse büyük ihtimalle dayanabilen kalmayacağından herkes gider.

Hele de piyasalar bizdeki gibi kredili (açık hesap) çalışıyorsa, işler sıkışmışsa, bir de şeffaflık sorunu varsa 3-5 satın almacının yanlış/keyfi/metodolojik olmayan kararları satıcı firmaları uçuruma sürükleyebilir. Bir de sipariş geçileceğine dair bir sinyalle firmalar tüm üretim ve finansman maliyetlerine katlandırılıp stok oluşturtulup aylardır siparişin geçilmesi beklenirse, yandı gülüm keten helva. Zaten malı 120 günle alacaksın iç iskontolayacaksın 4 ay çarpı 4 hafta kadar çevireceksin bir de savruk olacaksın kabul edilir değildir. (Üstüne bir de Sermaye Piyasası Kurumunca izahnamelerin onaylanıp bono ihracına çıkacaksın.)

Böyle giderse bu millet bakkalları mumla arayacak! Piyasada hangi sektör olursa olsun vadeli (kredili) alım yapanlara dönük hükümetin bir şeffaflık politikası geliştirmesi şart görünmektedir. Bunların mali tablo sunma şartı yanında kredi kayıt bürosu kayıtlarının açılması elzemdir. Bu tip firmaların ihraç yapsın yapmasın halka açık sayılması dahi gereklidir. Yoksa vadeli satış Türkiye’de geri dönüşsüz biçimde bitecektir. Biterse bu sefer gayrisafi yurtiçi hasıla içinde oluşturulan vadeli hacim dönüşsüz biçimde güçlü tutulması imkansız bir hale gelecektir.