Vakıf Katılım web

NEDEN İNCİRLİK?

Alican DEĞER 06 Oca 2017

Alican DEĞER
Tüm Yazıları
Şimdi gelin düşünelim. Neden Adana? Neden Ankara değil? Veya atıyorum, Çorum değil?

Şimdi İncirlik Üssü tartışılıyor ya.1980 öncesinin solcuları herhalde gözleri yerlerinden fırlamış bir şekilde izliyordur. Çünkü hepsinin hedefi aynıydı. İncirlik Üssü. Üstelik şimdi bu tartışmayı açan ise bir sağ iktidar. 

Gelin biraz öncesine gidelim. İncirlik bizim Adana’nın sınırları içinde bir askeri üs. Hukuki durumu biraz karışık. Amerikalı ve Türk askerler var içinde. Hatta iki komutan falan gibi bir denge mekanizması kurulduğu biliniyor. Bizim topraklarında olduğu için aslında bizim. Ama kullanımı ortak.

Öncelikle üssün ne zaman kurulduğunu düşünmemiz gerekli. İddialar İncirlik Hava Üssü'nün kurulması kararının Aralık 1943’deki İkinci Kahire Konferansı sırasında alındığı yolunda. Ama inşaatına Amerikan Mühendisler Kolordusu tarafından 1951 baharında başlanmış. 

Şimdi gelin düşünelim. Neden Adana? Neden Ankara değil? Veya atıyorum, Çorum değil? Öyle ya 1951 komünizm ile soğuk savaşın hareketlenmeye başladığı yıllar. Belli ki Sovyetlere karşı bir tesis olmalı. Sovyetler’e yakın bir bölge değil de, neden Adana?

Bana göre en temel sebebi Ortadoğu’ya yakın olması. Yani daha o tarihten Ortadoğu’nun ne kadar karışık olacağı (Veya karıştırılacağı) belliymiş. Ve beraberinde yine belli ki, yer seçimindeki bir diğer önemli kriter de İsrail’e yakın olması. O yıllarda İsrail Devleti yeni yeni kuruluyor ve “Himayeye muhtaç.”

Başlangıç ve görünür amacı: “Amerikan orta ve ağır bombardıman uçakları için acil evreleme ve kurtarma yeri” olması. Bu amaçla 1954 Aralık ayında Genelkurmay ve ABD Hava Kuvvetleri arasında bir ortak kullanım anlaşması imzalamış. 1955’te ise ilk resmi ismi konmuş: Adana Hava Üssü. Sonra 1958’de adı değişmiş: "İncirlik Hava Üssü."

Peki, İncirlik Üssü neden önemli?

Birincisi; İncirlik, NATO standartlarında ve ABD ordusunun çok yakından tanıdığı bir üs. Yani adapte olmakta hiç bir sıkıntı çekmiyorlar. Dolayısıyla Amerikan Hava Kuvvetleri için herhangi bir pistten ibaret değil. Ha Amerikan topraklarındaki bir üs, ha İncirlik. Aynı standartlar.

İkincisi de; üssün yeri: Amerika’nın Ortadoğu'da ki izleme faaliyetleri ya da operasyonları için ideal yakınlıkta.

Üçüncüsü, dost bir ülkenin topraklarında. Öyle saldırıya uğrarım korkusu falan yok. Personel de güvende anlayacağınız. Aileleri falan bir arada yaşayabiliyorlar.

Meraklıları bilir, ünlü U2 krizi de buradan başlamıştı. Hani Sovyetler’in bir casus uçağını düşürmesi ve sonrasında Küba’ya nükleer füzeler yerleştirmek istemesi ile başlayan. Hani, şu az daha üçüncü dünya savaşı çıkartmak üzere olan kriz. 

Bu krizin bitme şartlarından biri neydi hatırlıyor musunuz? Türkiye’deki Jüpiter nükleer füzelerinin kaldırılması. Sizce bu füzeler nerede duruyordu?

Geçmişte Türkiye’nin de eli boş durmadı aslında. Kıbrıs Harekatı sonrası başlayan Amerikan Ambargosu ile üssün kullanımını askıya aldı. Amerika, Türkiye’yi boğarken, en azından bunu yapabildik. Ama son çareydi Türkiye için.

İncirlik Üssü her daim önemli görevlerin yeri oldu. Afganistan mı işgal edilecek? İncirlik devrede. Saddam mı devrilecek? İncirlik çalışacak. Suriye’de iç savaş mı var? Hemen İncirlik.

Aslında İncirlik o kadar önemli ki, geçmişte yapılan açıklamalara göre  "Afganistan ve Irak'a indirilen kargonun yaklaşık yarısı İncilik Üssü'nden aktarılıyormuş. Irak'a lojistik destek veren kargonun ise yüzde 70'i. Yine bu kargoların kullandığı ve ikmal ettiği yakıtın üçte biri ya Türkiye'den geliyormuş ya da Türkiye üzerinden. 

Şimdi. Yani bugünlerde, Türk siyasi tarihi açısından önemli gelişmeler yaşanıyor ki Türkiye resmi ağızlardan İncirlik Üssü’nü tartışmaya açıyor. 

İncirlik Üssü’nün bu derece etkili ağızlardan tartışılmasının en son ambargo yüzünden olduğu düşünülürse, önemi daha da anlaşılır.

Belli ki, Türkiye İncirlik Üssü’nün özellikle Suriye iç savaşında oynadığı rolden sıkılmış durumda. Burada konuşlanan uçakların bizim terör ile savaştığımız günlerde bile sadece gösteri uçuşları yapmasından rahatsız. 

Bunu daha nasıl söylesin? Açık açık anlatıyor ama karşımızdaki sanki başkasına söyleniyormuş gibi davranıyor. Anlaşılan şimdi bu tartışmanın tonu biraz daha sertleşecek gibi.