​NEYE ŞAŞIRACAĞIMIZI ŞAŞIRDIK!

Mustafa YAŞAR 23 Tem 2017

Mustafa YAŞAR
Tüm Yazıları
Bizim mahalleye benden yana bakalım mı bugün?

Bizim mahalleye benden yana bakalım mı bugün?

Hadi o zaman buyurun okuyun baştan sona.

Bakın bakalım ne haldeyiz, nelerle uğraşıyoruz ve ben tüm bunlar olur biterken neye şaşıracağıma şaşırıyorum.

Aşağıda okuyacaklarınız bir çırpıda aklıma gelen şaşkınlıklar.

Önce bir hatırlayalım.

Futbolcusu, uçakta gazeteci döver…

Hocası, uçaktan hızlı bir yerden bir yere gider mekan basar, kavga eder…

Gazetecisi, teknik adama soru soruyorum derken ‘adam mısın?’  diyecek hale gelir.

Takkesi düşen, keli görünen menajer, gazeteciyi tehdit, küfür eder…

Velhasıl bu liste böyle uzayıp gider.

Peki tüm bunlar olurken ne mi olur?

İşte tam da o noktada neye şaşıracağına şaşırır bu satırları yazan.

Tekrar başa dönelim ve şaşkınlıklarımla tanıştırayım sizi.

Arda Turan’ın gazeteci Bilal Meşe’ye uçakta saldırıp, küfürler etmesi ve darp etmesini unutmamışsınızdır umarım!

Ne oldu sonrasında o günden bu yana peki?

Kocaman bir hiç.

Babası yaşındaki adama saldıran Arda, “Hayatım boyunca iyi futbolcu olmak için uğraşmadım ama onurlu bir adam olmak için uğraştım” diye bağladığı konuşmasını “Pişman değilim” diyerek bitirdi ve çekti gitti.

Yazan tam da bu noktada şaştı kaldı.

‘Adam’ derken?

Peki Bilal Meşe ne yaptı?

Arda’ya dava açacaktı sanırım o da malum sebeplerle rafa kalktı.

Yazan yine şaştı. 

Hakkını hukuk yoluyla araması gerekirken,  kaba kuvvet kullanan birinin ekmeğine yağ sürdüğünü, dava açmayarak saldırıyı meşrulaştırdığını biliyordur umarım Meşe ağabey.

Bunu da yazdık şaşkınlıklarıma.

Ve Fatih Terim.

Arda Turan, Bilal Meşe kavgasında kulağının üstüne yatan…

‘Ben uçakta uzaktaydım. Duymadım, görmedim, sonradan öğrendim ve gereğini yaptım.’ diyen Terim.

O da şaşırttı yazanı geçen gün.

Olayı biliyorsunuz tekrara lüzum görmüyorum.

Şaşırdığım kısmı yazayım belki siz de benimle birlikte neye şaşıracağınıza şaşırırsınız!

Hukuk yoluyla çözülmesi her iki taraf için de çok medenice olacak bir olayda Arda’dan aşağı kalmadı Terim.

Bir hışımla gittiği mekanda sonrasında yarım ağızla ‘üzgünüm’ dediği, ama ‘bir daha olsa yine yaparım’ diyerek özrü kabahatinden büyük sözler sarf etti ve o da çekildi sahneden.

Oldu mu, yakıştı mı?

Yazan işte tam da bu noktada yine şaşırdı.

Devam edelim.

Çuvaldızlıkta üstüme yok nasıl olsa, o minvalde gidelim.

Şu bizim spor medyasından dem vuralım bitirirken de.

Medyaya rağmen, medyada benin anlamakta güçlük çektiğini görüyorum ki yeni, yeni birileri de anlamaya başlıyor ancak hala bir elin parmakları kadarız ne yazık ki.

Galatasaray’ın Avrupa’ya erken vedası sonrası basın toplantısından bu kez şaşkınlığım.

Bizim kulüp muhabirleri, yazarları tayfası eskiden beri taraftardır bilen bilir.

O taraftarlık düzeyindeki sözüm ona gazetecilikleri de en büyük şaşkınlığımdır benim.

Taraftar gazeteciler yıllar içinde evrildi ve şimdilerde fanatik-taraftar hale geldi!

İşte o fanatikler Östersund hezimeti sonrası basın toplantısında Igor Tudor’a öyle bir tavır takındılar ki; onlar adına ben utandım, kızardım.

Tudor’a soru sormak yerine hesap soranlar mı istersiniz…

Sözüm ona sorularıyla işi teknik, taktikten çıkarıp adamlığa kadar getirenler mi?

Tam anlamıyla rezaletti anlayacağınız.

Ve yazan o günde neye şaşıracağını şaşırdı.

Atilla Türker’in ‘menajer vurgunu’ haberleri sonrası olan bitenle bitirelim şaşkınlıklarımı. 

Türker tehdit edilirken, anasına, bacısına, kızına sövülürken 3 maymunu oynayıp saf tutmaktan kaçan meslektaşlarına da şaşırdı yazan.

Hala da şaşkın.

Ne diyelim?

Rabbim kimseyi şaşırtmasın.

Hele, hele neye şaşıracağımızı bilmeyecek halde hiç ama hiç şaşırtmasın.