​OSMANLI'NIN KURUCUSU: OSMAN GAZİ

Dr. Öğr. Enes DEMİR
Tüm Yazıları
Hanedân-ı Ali Osman'ın, Devlet-i Aliyye'nin kurucusu ve bânisi olan Osman Bey, bir diğer ifadeyle Osman Gazi, Ertuğrul Gazi'nin 3 oğlundan biridir. Annesi Halime Hatun'dur. 1258 yılında doğduğu rivayet edilmekte olsa da bu tarih net değildir.

Hanedân-ı Ali Osman’ın, Devlet-i Aliyye’nin kurucusu ve bânisi olan Osman Bey, bir diğer ifadeyle Osman Gazi, Ertuğrul Gazi’nin 3 oğlundan biridir. Annesi Halime Hatun’dur. 1258 yılında doğduğu rivayet edilmekte olsa da bu tarih net değildir. 

Osman Bey, 1280’li yıllardan itibaren Ertuğrul Gazi’nin yerine obasının başına geçmiştir. Ağabeyleri varken onun bey olması, üstün vasıfları ve liderlik kişiliği ile alakalıdır. Bu bağlamda obasında yapılan Toy’da Ertuğrul Gazi ve beyleri tarafından lider seçilmiştir.

Osman Gazi’nin, babası Ertuğrul Bey’den devraldığı oba idaresini bir beylik kurmak suretiyle büyütüp yükselttiği görülmektedir. Bey olmasının ardından bölgedeki Bizans tekfurları üzerine yaptığı gaza akınları ile kendi muhitinde ismi duyulan Osman Gazi, 1280’den sonraki süreçte Kastamonu merkezli Candaroğulları/Çobanoğulları’na bağlı olarak faaliyetlerini yürütmüştür.

Osman Gazi’nin bölgede bir gazi lider ve askeri komutan olarak ortaya çıkması ile gaza faaliyetlerini yürütmesi, bölgedeki diğer oba ve boylara mensup Alplerin, Gazilerin de ilgisini çekmiştir. Böylece Osman Gazi’nin sancağı altına bazı Alpler ve Gaziler katılmaya başlamıştır.

Osman Bey, Türk Alplerinin kendisine katılmasıyla beraber, Bizans sınırında yoğun gaza ve fetih faaliyetlerine girişecektir. Bu kapsamda Kulacahisar’ı fetheden Osman Bey, ardından İnegöl, Karacahisar, Yarhisar, Harmankaya, Lefke, Geyve, Hendek, Göynük gibi yerleri fethetmiştir. Osman Gazi’nin bu fetihleri, çevre beyliklerdeki askerlerden bir kısmının, gelerek onun emrine girmesine vesile olmuştur.

Osman Gazi, bey olduğunda Söğüt ve Domaniç’e hakimken, fetih siyaseti ile bölgedeki birçok kaleyi almış ve ardından Bilecik üzerine yönelmiştir. Osman Bey, alınması zor olduğu halde Bilecik gibi önemli bir yeri de fethetmiştir. Şehir, alındıktan sonra Osman Bey’in merkezi olmuştur. Bilecik gibi önemli bir yerin alınması, Osman Gazi’nin liderliğini ve karizmasını tamamen artırmış ve bağımsızlık emareleri göstermesine kapı aralamıştır.

Osmanlı kaynakları, 1299’da Osman Gazi’nin kendi adına hutbe okutturup istiklalini ilan ettiğini belirtmektedirler. Fakat her ne kadar bu doğru olsa da; Osman Gazi’nin Selçuklu sınırlarında bir beylik olarak teşekkül ettiği, tam bağımsız bir devlet kurmadığı rahatlıkla ifade edilebilir. Zira bu durumu belirtirken, Osmanlıların içinde bulunduğu coğrafya, uç kültürü, gaza ideolojisi, siyasi ve idari durum da göz önüne alınmalıdır.

Hadd-i zatında Osman Gazi’nin siyasi ve idari bir şahsiyet olarak çevresinde sivrilmesi ve adından sıkça söz ettirmesi 1302 yılında Bizans birliklerine karşı kazandığı Bapheus/Koyunhisar (Yalova’nın doğusu) Savaşı ile olmuştur. Bu savaş sonrası Osman Bey’in çağdaşı olan Bizans tarihçisi Pachimeres, Osman Bey’den gaza yapan bir bey olarak bahseder ki; tarihi açıdan Osman Bey’in faaliyetlerini göstermesi bakımından önemlidir. Halil İnalcık, bu savaş sonrası Osman Bey’in bağımsız bir bey olarak ortaya çıktığını ifade ederek devletin kuruluşunu 1302 olarak belirtmektedir.

Osmanlı Beyliği kurulduktan sonra Osman Gazi, fetihlerini devam ettirmiş ve Bizans gibi bir devleti yaptığı akınlar ve fetihlerle zor durumda bırakmıştır. Bizans tekfurları üzerine giriştiği seferlerde birçok kaleyi ele geçiren Osman Bey, Bizans için önemli merkezler olan İznik ve Bursa’yı da tehdit eder hale gelmiştir. 

Hayatı gazalarla geçen ve asırlarca devam edecek büyük bir devletin temellerini atan Osman Gazi, yaygın görüşe göre 1326 yılında Bursa’nın fetih haberini aldıktan sonra vefat etmiş ve oğlu Orhan Gazi tarafından Bursa’ya defnedilmiştir.

(Osman Gazi döneminde fethedilen yerler ve Osmanlı Beyliği’nin sınırları)