OYUN BİTTİ

Mehmet Arif DEMİR
Tüm Yazıları
​Pazar akşamı saat 18.00 civarında Hakem Alper ULUSOY -oldukça kötü yönettiği- maçın son düdüğünü çaldığında, Ülker Stadyumu'ndaki binlerce taraftar, milyonların duygularına tercüman olurcasına "Yönetim İstifa" diye hançerelerini yırtmaktaydı.

Pazar akşamı saat 18.00 civarında Hakem Alper ULUSOY -oldukça kötü yönettiği- maçın son düdüğünü çaldığında, Ülker Stadyumu’ndaki binlerce taraftar, milyonların duygularına tercüman olurcasına “Yönetim İstifa” diye hançerelerini yırtmaktaydı. 

Hasar tespiti

Gelinen noktada; bu sezonun Lig açısından bittiğini, ZTK’da  bir şans bulunsa da; içine girilen moral çöküntünün etkisi ile sonuna kadar götürmenin mümkün olamayacağını görmek  için müneccim olmaya gerek yok. Avrupa Ligi; oyuncuların belki onur mücadelesi yapabilecekleri tek kulvar olarak önümüzde. Bir klişe haline gelse de “döneminde en çok Galatasaray şampiyonluğu gören başkan” ödülünün tek sahibi, “betondan da anlarız, futboldan da…” mottosunun mucidi, Beyaz Pele olarak anılan bir Brezilya Kahramanı olan Zico’yu, kardeşi ile yaptığı tartışmayı bahane edip gözünü kırpmadan kovabilen, Nisan ayında alınmış ilk ve tek şampiyonluğun müellifi Ersun YANAL’ı ziyaretçilerini bahane edip kapı dışarı eden,  Lefter’den yıllar sonra tribünlerin heykelini dikerek vefa gösterdiği Alex de Souza’yı “bacak bacak üstüne attı” gibi absürd ötesi bir gerekçeyle geldiği yere gönderen  Aziz Başkan  için artık yolun sonuna gelindiği çok açıktı.

İflas

Oynanan 7 maçta, 9 puanla, 9. Sırada bulunmak bir yana Yenilmez/Yıkılmaz Kale olan Kadıköy’deki stadında bu sezon oynadığı maçlardan tek galibiyet alabilmesi pek hayra alamet değil. 3 Kasım’daki MANU maçı ve 20 Kasım’da oynanacak “El Clasico” kapıya dayanmışken bu derbeder görüntü ellerindeki tek psikolojik üstünlüğü de yitirme endişesine sürüklüyor  taraftarları.

Yaşanan “3 Temmuz Süreci”nde başkanına sonuna kadar sahip çıkan, Çağlayan Adliyesi önünde ve Boğaz Köprüsü yollarında coplara ve gaz bombalarına  yiğitçe karşı çıkan ve kurulan komploları bozma gücünü gösteren taraftarlar artık gerçekleri görmeye ve seslerini yükseltmeye başlamış oldular. Yıllardır Fenerium Mağazalarını ihya eden, aldığı kombinelerle üstüne düşen vazifeyi eksiksiz yerine getiren Sarı-Lacivertli gönüldaşlar bu sezon başında Perreira’yı takımın başında görünce şöyle bir irkilmişlerdi, gelenler, gidenler, yeni hoca (Advocaat) derken hep bir “dur bakalım” ihtiyatını sürdürdüler. Ta ki Pazar akşamı duvara toslayana kadar. Caner ve Gökhan’ın bedelsiz elden çıkarılıp rakibe kaptırılması, sezona yeni hoca ile başlayamaması, kulüp ve takım içinde “sevgisizliğin” iletişim dili haline gelmesi, forma aşkı için oynayan Mehmet TOPAL dışında futbolcu olmaması hep bir şeyleri işaret ediyordu ama adını koymak istemiyorlardı. İşte o durumun adını şimdi hep birlikte haykırıyorlardı; Yönetim İstifa ! Yönetim İstifa !

Şimdi herkes (Aziz YILDIRIM ve ADVOCAAT) üstüne düşen görevi  yerine getirmeli ve Fenerbahçe sevgisi ne gerektiriyorsa -istifa dahil- yapmalı.