PAPATYA FALI GİBİ OLDU

Fehmi KETENCİ 16 May 2022

Fehmi KETENCİ
Tüm Yazıları
Kısa bir süreden beri yazdığım yazılarımda üç yıldan beri aklımızı başımızdan alan tam bir korku çemberi içinde yaşamaya mahküm olduğumuz salgının yavaş yavaş gitmeye hazırlandığını görebiliyoruz.

Kısa bir süreden beri yazdığım yazılarımda üç yıldan beri aklımızı başımızdan alan tam bir korku çemberi içinde yaşamaya mahküm olduğumuz salgının yavaş yavaş gitmeye hazırlandığını görebiliyoruz. Görebiliyoruz veya söylenenlerden aklımızın yettiğinde anlayabildiğimiz bu. 

     Yazılarımda attığım başlıklarda birini zaman zaman kullandığım ve sohbetlerimizde hep söylediğim şey. “Aklımızı idareli kullanalım!” 

     Aklımıza ipotek koyan salgın konusu da alıp başını gitmek üzere. Geride neler bırakacak, hangi sürprizlerle karşılaşacağız bilinmiyor. Onu salgının üzerimize örttüğü örtüden kurtulduğumuzda görceğiz ama, bir başka gerçekle de yüzleşeceğiz, geçim sıkıntısı gerçeği, o daha da beteri.

     Hayal kurmak; her daim sözünü etmekten geri kalmadığımız, bakıp veya uzanıp da ulaşamayacağımız seçenelerimizden biri oldu artık. Hayal kurabilme yeteneklerimizi iyice kaybetmiş durumdayız. Hayal kurmak da enflasyonun esiri mi oldu bilemiyoruz ama, yaşamımızın büyük  bölümünün olmazsa olmazı artık. Herşey aleyhimize çalışıyor. Enflasyondan yaşamımızın sanal dansına dönüşmüş durumda. 

     Biraz geriye dönüp yazdıklarıma baktığımda hep aklımda kalan bazı bölümlerinden pek de kurtulamayacağımızı anladım. Özetle şunları yazmışım;

     “Artık; sebep, şikayet bahanelerin çok yerine oturmadığı, gerçeğiini göremediğimizi farkına varacağız. Bir başka şeyi daha fark edeceğiz. Olan budur, olanla yetinmemiz gerketiğini, nasihatlerin bizlere yetmeyeceğini kabullenmemiz gerektiğini fark edeceğiz. Yaşam şartlarımızın bize göre değil verilene göre dizayn edildiği gerçeğiyle karşılaşacağız. Kafamıza dank edece, işte o zaman.

    Dert bir değil ki. İyice kontroldışı bir seyir izleyen, günübirlik hale dönüşen temel tüketim maddeleri zamlarının mutfağa yansımalarının yoğun hissedild iği bu ortamda, salgın endişesinin hala gündemde  olması da artık dayanılır gibi değil. 

     Söyllenelere göre, yansıtılan veya gösterilen umut fotoğrafları var ama, salgın sonrasında kalan fotoğraf bizlere neler yansıtacak asıl korkutan o olacak işte. Ekonomik darboğaz, dargelirlilere ve en önemlisi mutfağa nasıl yansıyacağı gerçeğiyle karşı karşıya kaldığımızda nasıl bir yaşam biçimine mecbur kalacağızı göreceğiz, Asil bilemediğimiz hayalerimizle ne kadar ortüşüp örtüşmeyeceğini gördüğümüzde, işte o zaman yaşam şartalarımızın ne çok zorladığını farkına varabileceğiz.

    Salgın korkusunda kurtulmayı ne kadar istiyoruz. Gerçeklerle yüzleştiğimizde daha net anlayabileceğiz.” 

     Salgınla iyice yüz göz olduk artık. Şu anda ne durumdayız tam olarak bilemiyoruz. Sağlık Bakanlığı’nın sitesinde açılanan raporlara göre yaşamımızı düzene sokmaya konsantre olmaya başlayalım mı, tam olarak karar verecek durumda değiliz. Ortam biraz olsun düzelmeye başladığına göre, “üç yıldır özlemini duyduğumuz normal yaşam şartlarına uyuma hazır olmalıyız” demektir.. Şimdi asıl sorunumuz; enflasyonun etkisindeki temel tüketim maddelerinin etiketlerine yansıyan fiyatlarıyla mücadele edebilmektir.

     Tarım Bakanımız; “Türkiye’de aç ve açıkta olan kimse yok, herkesi doyuran, üreten bir tarım sektörümüz var” demişti. Ancak; petrol ürünlerinden benzin ve mozata gelen zamların taşıma hizmetlerine yansıyan fiyat artışları nedeniyle, çarşı, pazardaki sebze, meyve fiyatları yanına yaklaşılacak gibi değil.. Bazı meyve ve sebzelerde tane ile satın alınma durumuna geçildi çoktan. Mesela ben; evde dört kışiyiz; mutfakta tencere katnatmak için-neyse ki şimdilik alabiliyoruz-bir süredir; dolma yapmak için, dört dolmalık biber, dört kapya biber ve ortadan bölerek kullanmak için iki patlican ve iki kabak alıyorum. 

     Yaz geliyor ısınma için kullandığımız doğal gaz faturaları biraz düşecek gibi ama, iyice kontrolden çıkan ve zama doymayan elektrik fiyatları can yakmaya devam ediyor.

     Ne olursa olsun, tam olarak alışkın olduğumuz normal yaşama dönmüş değiliz.Üzerimizdeki salgın  olumsuzlukları ortamının örtüsü kalkıp, yaşam şartlarının zorluklarıyla karşı karşıya kaldığımızda, olması gerekenlere kendimizi daha şimdiden hazırlamaya başlasak iyi olacak. O şartlara alışmak pek de kolay olmayacak.

     Unutmayalım, son üç yıldır yaşadığımız olumsuzlukların üzerimize yüklediği kafa karışıklıkları, “Papatya Falı Gibi” tahmin edebileceğimizden çok daha fazla tahribat yapmış olabilir. Aklımız bize çok lazım olacak, üç yıllık tahribata uğramış, zor şartlara direnmiş iyice yorgunlaşan akl ımızı daha idareli kullanmaya bakalım.