​"PARDON, SİZ ATATÜRKÇÜ MÜSÜNÜZ?"

Ekin GÜN 17 Kas 2017

Ekin GÜN
Tüm Yazıları
Atatürkçülük tartışması sürüyor.

Atatürkçülük tartışması sürüyor. AK Parti “Atatürkçü” mü oldu? AK Parti’nin “Atatürk açılımı” tutar mı? “Atatürkçülerle” birlik ve beraberlik sağlanabilir mi? Atatürk’te mi birleşiyoruz? gibi sorular sorulmaya devam ediliyor.

Açıkçası Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 10 Kasım günü yaptığı konuşmanın birtakım yazarlar ve medya kuruluşları tarafından yanlış anlaşıldığını düşünüyorum. Peki Cumhurbaşkanı Erdoğan ne demişti, hatırlayalım: “Ülkemizde eskiden beri hep Atatürk ve Atatürkçülük tartışması yaşanmıştır. Milletimizin gönlündeki Atatürk ile sonradan kavramlaştıran Atatürkçülük ile fark ortaya çıkmıştır. Sorun bir zihniyetin Mustafa Kemal'i kendi ideolojik amaçlarının simgesine dönüştürmüş olmasıdır. Herkes gibi Atatürk de eleştirilebilir. Allah dışında hiçbir güç layüs'el değildir.”

Bu sözler biraz da Aydın Doğan medyasının abartmasıyla AK Parti’nin “Atatürk açılımı” olarak yorumlandı ama asıl meselenin bu olduğu kanaatinde değilim. Birtakım muhafazakâr yazarların kantarın topuzunu kaçırırcasına yaptığı yorumlara ve Cumhurbaşkanı’nın “Kemalistleşme eğilimi” gösterdiğine de katılmıyorum. E o zaman neden günlerdir bu konu etrafında patinaj yapıyoruz? Bu soruya cevap aramak önemli.

AK Parti, “Atatürkçülük” adı verilen ve devletin resmi ideolojisi haline getirilen o sisteme her zaman karşı durdu. Aslında AK Parti’nin millet tarafından desteklenmesinin en önemli sebebi de buydu. Çünkü AK Parti’ye oy veren büyük bir kesim 90’lı yıllarda “Atatürkçülük” adı altında zulme uğradı, en temel hak ve özgürlüklerine bile karışıldı. Onun için AK Parti’nin 15 seneden sonra 90’lı yıllara benzer bir açılım yapması intihar olur. Her şeyden önce varlık nedenine ters bir duruma işaret eder bu. Hakeza ortada CHP gibi “Atatürkçülüğü” kendine mesken olarak kullanan bir parti dururken, AK Parti’nin aynı yoldan yürümesi ancak “CHP’nin çakma versiyonu” haline gelmesini sağlar. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bunun farkında olduğunu düşünüyorum. 

Son zamanlarda bazı muhafazakâr yazarlar tarafından “Atatürk’ü CHP’ye bırakmayalım, Atatürk’te birleşelim” gibi yorumlar yapıldığı doğru. Bu son derece saçma bir saptama. Çünkü CHP’ye oy veren hemen herkes CHP’yi Atatürk’ün partisi olarak görmeye devam ediyor. Her ne kadar FETÖ’yü ve PKK’yı savunan CHP’nin “Atatürkçülük” kimliğinden uzak olduğunu söylesek de meselenin siyaseten değil yaşam tarzı çevresinde döndüğünü düşünüyorum. CHP’ye oy veren sekülerlerin siyasi ideoloji çok umurunda değil. Atatürkçülüğün modern bir hayat tarzına sahip olduğunu ve muhafazakârların Atatürkçü olamayacağını ifade ediyorlar. Daha amiyane bir tabirle anlatacak olursak, “alkol kullanıyorsan Atatürkçüsün, sekülersin” anlayışı karşı tarafta hâkim. Dolayısıyla AK Parti ülkenin dört bir yanını Atatürk’le de donatsa CHP’ye oy veren taban buna ikna olmaz. Çünkü bu taban muhafazakâr hayat tarzından ölesiye nefret ediyor, bu hayat tarzının Atatürkçülükle uzaktan yakından alakası olmadığını düşünüyor.

Benim yaşam tarzım da onlarla birebir aynı. Kemalist bir çevrede büyüdüm, hala daha en yakın arkadaşlarımdan birçoğu Kemalist. Düşünce dünyalarını, hayata bakışlarını iyi biliyorum. Onlara da defalarca “Atatürkçülüğün sizin savunduğunuz gibi bir şey olmadığını” belirtsem de bu münferit olarak anlatılacak bir şey değil. Üniversiteye gitmeden önce Kemalizm’e mesafemi çok net koymuş biri olarak söyleyebilirim ki Türkiye 15 senede çoğulculuk ve çokseslilik adına çok yol aldı. Mesele Atatürkçülerle, muhafazakârlarla, solcularla, sağcılarla, hangi görüşten olursa olsun bu ülkede yaşayan herkesle eşit ve mutlu bir şekilde yaşamak. Bunun için de zamanında herkesi susturan, kamplaştıran, kendine ayrıcalıklı bir zümre yaratan Atatürkçülüğe gerek yok, bu ülkeyi, bu ülkenin insanlarını sevmek ve demokrat bir bakışla düşünmek yeterli.

Cem Adrian’dan “Tuz Buz” 

Cem Adrian’ın yeni albümü çıktı. Spotify ve Youtube gibi kanallardan albüme ulaşabiliyorsunuz. Adrian’ın bu albümü de diğer albümleri gibi harika. Çok beğendim. Geçtiğimiz haftalarda da Cem Adrian’la ilgili bir yazı yazmış ve popüler müziğin her yerimizi sardığı bir dünyada gerek sözlerini gerekse de müziğini çok beğendiğimi ifade etmiştim. 

Özellikle Birsen Tezer’le “Beni Hatırladın mı?” parçasına yapmış olduğu düeti çok beğendim. Güçlü düetlerden biri de Ceylan Ertem’le yaptığı “Bu Gece Uyut” parçası. “Tuz Buz, Seni Seviyorum, Yine Özledim” parçaları da harika.

Geçtiğimiz haftalarda Cem Adrian’ı çok beğendiğimi ifade ettiğim yazıdan sonra gazetemizin yazarlarından Can Ceylan mesaj atarak yazıma itiraz ettiğini belirtmişti. Üzerine tartışmıştık. Şimdi de Sevgili Can Hocam’a Adrian’ın bu albümünü dinlemesini öneriyorum. Dinle Can Hocam, valla pişman olmayacaksın.

Cam filmi mağduriyetleri nasıl giderilecek? 

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın olaya el atmasıyla cam filmi yasaklarında değişiklik yapılacağı yetkililer tarafından açıklandı. İyi güzel de bugüne kadar bundan dolayı ceza yiyen ve cam filmlerini söktürenlerin mağduriyetleri nasıl giderilecek?

Buna ilave olarak böyle hassas konular enine boyuna düşünülerek medyaya yansıtılsa daha güzel olacak. Ardından olayı toparlamak zor oluyor çünkü.