PARİS MODA HAFTASI! 

Funda ÖZKALYONCU
Tüm Yazıları
Zihin yakan görüntüler sergileniyor.

Bu hafta Paris'te moda haftası var 

Kare kare tüm görüntüler, gazete sayfalarında ve televizyonlarda bangır bangır yayınlanıyor.

Beyin yakan, inanılmaz akıl almaz görüntüler sahneye çıkıyor.

Dünyanın en ünlü markalarından biri, en ünlü mankenleri ile, üzerinde peluş hayvan kafaları ile sahneye çıkıyorlar.

Aslanlar var, kaplanlar var hepsi kafası kopmuş podyumda kızların omuzlarında dolaşıyor.

Sanki hayvanlar alemi, kafası gövdesinden ayrılmış, kadınların omuzunda baka baka sahneye çıkıyor.

Belgesel desen hiç değil.

Zihin yakan görüntüler sergileniyor.

Ya bir başka marka.

Kırmızı biber ile salça gibi tasarımını manken üzerinde sahneye çıkıyor.

Ya bir diğeri, baştan aşağı altınlara batmış hali altın gibi boy gösteriyor.

Kıyafetler, bir türlü mankenler üzerine oturmayan tuhaf tasarımlar ile çok acayip görüntüler ile sahneye çıkıyor.

Ortaya, tuhaflık seyredilir anlayışının kare kare görüntüleri gözümüze sokuluyor.

Yani.

Moda ve haftası çılgın başlıklar ile bu sene kafalar ne kadar karışık ve ne kadar manyaklık varsa ortaya çıkıyor.

Haber olsun diye.

Bir kreasyon podyuma çıkıyor, mankenin üzerindeki çantayı çok beğenen en önde oturan kadın çantaya saldırıyor ve kapmaya çakışıyor.

Manken ile seyirci çantayı vermemek ve kapmak için itilip kakışıyor.

İki kadın defile sırasında kavga ediyor yani.

Bu haftaya yılın modası diyerek ve inanılmaz paralar harcanırken.

İnsanlık.

Moda.

Artık, ne kadar manyağız halinin damgasını vuruyor.

Keşke.

Ben size Paris'i anlatsam.

Defalarca gittim, bazen yalnız ve bazen aşkla.

Paris'in kendine has bir büyüsü var.

Yaşanmışlıkları çok, anlatılmışlığı çok, bu nedenle bizim İstanbul'umuz gibidir aslında.

Aslında filmler, şarkılar ile herkesin kendi zihninde bir Paris'i vardır.

Hadi gidelim.

İşte Paris'teyiz.

Eyfel'e tırmanmak ve oradan Paris'i seyretmek ilk adımdır.

Ve ikinci adım, Seine nehri.

Bir sağından bir solundan her köprüden karşıya geçersin.

Ve sonunda beauto mouches'lerden birine binersin, bakına bakına nehirde Seine serüvenini tamamlarken, Notre Dame kilisesine nehirden bakarken, bu arada, Victor Hugo'yu da selamlarsın.

Sonrası Montmartre.

Ressamların barınağı, ressam dolu orası, hemen bir portreni çizdirirsin.

EH.

Champs- Elysees'ye gitme zamanı gelmiştir.

Zafer anıtının etrafında birkaç tur atıp fotoğraf çektikten sonra, sağlı sollu şık ve pahalı butiklerin vitrinine baka baka geçersin.

Şahane kafeler var, birinin sokaktaki masalarında birine oturur kahve içersin.

Paris'te sokakta kahve içmeden asla olmaz.

Sonrası, nereye istersen oraya git.

İstersen bit pazarı 

İstersen toptancıların olduğu mahalleye.

Ve, çok sevdiklerimize Paris hatırası hediyelikler zamanı. 

Paris hatıraları, kutulanmış Paris kokusu bile var, belki bir yakınınız Paris solusun diye alabilirsiniz.

Daha çok gezilecek sokaklar, caddeler, bulvarlar var.

Daha çok gezilecek kiliseler var.

Ve daha çok oturulacak kafeler var.

Ve. 

Hatta, kaybolmak güzeldir derseniz, kaybolan gezme zamanları var.

En önemlisi, Louvre Müze'si var.

İşte onu da, başka zaman anlatırız.

Şimdiler de gitmek, gezmek, hediye almak imkansız, ama hep beraber hayal kurmak bedava. 

Funda'nın aklındakiler…

... Doğru haber mi bilmem.

Doğru olmasa, dedikodu ve yalan olsa bile korkunç.

Ayrıca kurgumu bilemem ama, konuşmanın görüntüleri var.

Corona'yı biz yaydık diyor adam.

Adam kim, Jordon Walker.

Adam Pfizer firmasının, araştırma ve geliştirme direktörü imiş, gazeteci konuşmasını gizlice kayıda almış.

"Covid 19 planlı bir şekilde başladı diyor, virüsü önce maymunlara enjekte ettik, böylece birbirlerini enfekte etmelerini sağladık, sonra onlardan örnek topladık, çok tehlikeli olduğunu anladık ve dürüst olmak gerekirse virüsü Wuhan'dan yaydık." 

"Varyantlar da bizim için nakit ineği oldu, laboratuvarda virüs üretmeyi seviyoruz, yeni mutasyon çok daha güçlü olacak" diye anlatmış adam.

Ve diyor ki.

Virüs yayılacak, aşısı da hazır.

Ve ilaç firmaları büyük paralar kazanacak.

2020 yılından beri 6.8 milyon kişi ölmüş, yüz milyon üzerinde insanlar ölümle burun buruna gelmiş.

Hepimiz defalarca aşı olduk.

Günlerce evlerde nefes alamadan kapalı kaldık.

İnsanlar işinden gücünden oldu.

Paramız bitti ve ardından ekonomik kriz patladı ve fakirleştik. 

Ne manyak kafa bu.

Ne kötücül anlayış bu.

Ölsün bunlar.

Funda'nın aklındakiler…

... Her konuyu kadın üzerinden gizli gizli suçlayarak haber yapmaktan vazgeçin.

Çağla Şikel ile boşandığı eşi, Emre Altuğ arası bozulmuş.

Güya, habere göre Çağla hanımın karıştığı aşk haberlerine Emre bey bozuluyormuş.

Ondan bozulmuş. 

Uydurmayın ve uydurarak yazmayın.

Ne hakla, ne hadle kim karışabilir.ki.

Çok ayıp.

Kadın çok çalışkan çok disiplinli ve çok düzgün bir kadın.

Yıllardır çalışıyor ve çocuklarına tüm sorumluluğunu üzerinde taşıyarak bakıyor.

2 çocuk yanında ve kadın bakıyor.

Uğraşmayın kadınlarla.

Tüm ilişkiler, kadının üzerinden yazılmaz ve bozulmaz.

Emre'nin genç kız sevgilisi var, gözümle gördüm.

Çok gereksiz ama illa bakacaksanız, biraz erkek tarafından bakın, ama uydurma haber yapmayın.