RIZA REKORA GİTTİ

Mehmet Arif DEMİR
Tüm Yazıları
Bu seneye kadar tam 11 defa Rıza Kayaalp kendi sıkletinde Altın Madalya kazandı.

Avrupa Güreş Şampiyonası bu sene Hırvatistan/Zagrep’te dün sabah seansıyla başladı. Bu yazıyı yazdığımız saatlerde serbest stilde 57, 65, 70, 79, 97 kilolarda ( 57 kiloda Süleyman Atlı, 65 kiloda Hamza Alaca, 70 kiloda Servet Coşkun, 79 kiloda Muhammet Akdeniz, 97 kiloda ise İbrahim Çiftçi) eleme turları devam etmekteydi. Öncelikle ülkemizi temsil eden güreşçilerimize ve Türklük Dünyası’nın tüm sporcularına başarılar, bol madalyalı bir turnuva diliyoruz.

Yazımızın başlığından da anlaşılacağı üzere bu sene bu turnuvada hepimizin gönlü Rıza Kayaalp’ten yana, kalpler onun için atıyor, dualar, niyazlar onun 12. defa Avrupa Şampiyonu olması için âminleniyor.

Bu seneye kadar tam 11 defa Rıza Kayaalp kendi sıkletinde Altın Madalya kazandı. Bu istikrar biz Türkler için pek alışılmadık bir şey aslında. Nice böyle parlayıp kayan yıldız gördü bu gözler. Bir sene fırtına gibi esip ertesi sene “ben oldum” zannıyla idmanları aksatan, çalışmayan nice yıldız kaydı bu güreş âleminin semâsından. İşte bunun için daha kıymetli Rıza Kayaalp’in yaptıkları.

Meşhur Rus “yarması” Aleksandr Karelin’in 12 kez kazandığı Avrupa Şampiyonası Altın Madalyasına Rıza’mız birkaç maç uzaklıkta. Eğer bu sene minderde “şansımız da yaver giderse” bu rekoru Rıza egale etmiş olacak. Aslında bu seneye kadar 2011 ve 2020 turnuvalarında ufak-tefek aksilikler sonucu uzanamadığı Altın Madalya’yı boynuna takmış olsaydı şimdi biz Karelin’in rekorundan değil Rıza’nın rekorundan bahsedecektik çok rahat bir şekilde ama kısmet değilmiş demek ki.

Aleksandr Karelin bir dönem dünya güreşine damgasını vuran bir isim olarak güreş severlerin hatırâlarında yer etmiş bir güreşçiydi. Genelde “Rus Ayısı” diye bilinirdi. Sibirya’da odun keserken keşfedilen ve teknik olarak greko-romen’e yönlendirilip madalya fabrikası gibi çalışan bir efsaneydi. Tek kolu sakat olarak mindere çıkmasına rağmen acı kuvvetiyle rakiplerine minderi dar ederek o sene de altın madalyanın sahibi olduğu maç unutulmazdı. Elbette bizim güreşçilerimizi de bol-bol yenmiş ve aklımıza meşhur Rus spor sisteminin “doping” konusundaki en üst düzeyi hakkında bir fikir oluşmasını da sağlamıştı.

O yıllarda Rus ve Doğu Blok’u sporcularında hep yaygın olarak bu türden illegal desteklerin önemli bir başarı kuvvet çarpanı olduğu bilinmekte fakat Rus biyokimyacıların geliştirdiği harika “silici”ler yüzünden yapılan testlerde WADA’nın eli hep boş dönmekteydi.

Neyse asıl konumuza dönüp yazıyı toparlayalım. Bu turnuva, Rıza kadar Taha ve Yasemin için de önemli. Taha 10. Kez, Yasemin 6. Kez Altın Madalya almak için güreşler atacak. Tam 30 güreşçiden oluşan dev bir kadro ile çıkıyoruz Zagrep’te mindere. Geçen sene Budapeşte’deki turnuvada 17 madalya ile rekor kırmıştık bu sene inşallah daha fazla madalya ile yurda döner güreşçilerimiz.

Haydi bastır Türkiye, haydi bastır Rıza (ve diğer tüm güreşçilerimiz) …