SAF BEYANI

Mahmut BIYIKLI 01 Şub 2018

Mahmut BIYIKLI
Tüm Yazıları
Türkiye ilginç bir ülke.

Kahraman çıkarmada da, hain barındırmada da gayet cömert. Afrin gibi millî bir meselede bile sözde aydınlardan çatlak ses çıkması kabul edilebilir bir durum değil. Tabipler Birliği gibi kurumların beyanatları da ihanet dışında başka kavramla izah edilemez. Böylesi zamanlar insanların safını belli ettiği zamanlardır. Yerli-millî çizgide siyaset ve düşünce üreten herkesin net bir şekilde safını belli etmesi sevincimizi, terörün safında söylemde bulunanlar ise üzüntümüzü ve öfkemizi artırmıştır.

İHANET MİLLÎ HAFIZAYA KAYDEDİLDİ

Bir kısım sözde aydın ve sanatçıların süslü cümlelerle güya barış yanlısı görünerek emperyalist devletlerin kurduğu terör koridoruna destek olmaları, akıl tutulması yaşadıklarının işareti ve ihanet çizgisine geldiklerinin açık göstergesidir. Terörü lanetleyemeyen teröristler aleyhine bir cümle dahi kuramayanların devletimiz karşısında aslan kesilmeleri, nereye çalıştıklarını da ayan etmektedir. Dışarıdan beslenen beyinlerin dışında vicdan ve sorumluluk sahibi hiç kimse bu kirli oyunda Türkiye’nin aleyhinde olamaz. İrfanına güvendiğimiz aziz milletimiz elbette bu isimleri not etmektedir. Kahramanlara bağrını açan bu millet, hainlere tavrını en naif şekilde göstermesini bilir.

Afrin Harekâtı bir turnusol vazifesini görmektedir. Bu süreçte ordumuzun ve yurdumuzun aleyhine bildiri yayımlayanların dışında bir de sinsice sessiz kalan birileri var. Tarafsızlık politikası yürüttüklerinden midir, yoksa başka gayelerle mi sessiz kalıyorlar, bilemiyoruz. Cemil Meriç’in dediği gibi böylesi durumlarda “tarafsızlık namussuzluktur.” Kesinlikle hiçbir mazeret böylesine önemli millî bir meselede sessiz kalmayı mazur kılmaz. Türkiye’nin bu cephede haçlı zihniyetinin uşaklarıyla mücadele ettiği netken neden susulur ki…

TÜRKİYE’DEN YANA OLAMAYANLAR

Sözde bazı İslamcı şair ve yazarlar da her konuda sosyal medyada ahkâm keserken Afrin’le ilgili tek cümle kurmamış derin sessizliğe gömülmüşlerdir. Vatan millet memleket derdi olmayanların İslam’la da ilgisi olmaz. O tipler İslami camia içine girmiş virüslerdir. Bu adamlar İrancı oldular, Pakistancı oldular, Mısırcı oldular ama bir türlü Türkiyeci olamadılar. Türkiyeli olamadılar. Yazılarına ve söylemlerine baksanız Âkif’ten atıflar vardır. Oysa Âkif ahlakından zerrece nasiplenmemişlerdir. Zira merhum Âkif, canını cananını bu kutlu vatan uğruna adamış bir kahramandır. Millî mücadeledeki duruşu ortadır. Bugünün bazı sözde İslamcı şair ve yazarları ise bu toprakların ana damarlarından kopuk, soysuz ve soyut bir evrene sürüklenmişlerdir. Tarih her şeyi kaydetmektedir. Gelecek nesiller bu zamanlarda kim ne yapmış, ne yapmamış her şeyi görecektir.

Afrin ırki bir mücadele değil bizzat iman mücadeledir. Bedir, Hayber gibi İslam’ın var olma savaşıdır. Şairin “…bu son ordusudur İslâm’ın” diye haykırması boşuna değildir. Afrin’de bu mübarek ordu, Türk için savaştığı kadar Kürt için de, Arap için de savaşmaktadır. Türk’ü, Arap’ı, Çerkez’i, Çeçen’i sevmeyen emperyalistler, Kürt’ü çok sevdiği için mi bölgede koridor kurmaktadır. Yarın kendi emellerine uymadığı zaman bölgedeki Kürtleri katletmekten çekinmeyecektir. Aklıselim Kürt kardeşlerimiz bu oyunun elbette farkındadır. Farkında olmayanlara da feraset diliyoruz.

TARİHÎ KÖKLERİMİZE SADIĞIZ

Bizler topraklara olan bağlılığımızı, mazlumun yanında saf tutmaktan şeref duyduğumuzu her fırsatta dile getirdik. Dillendirdiğimiz her şeyi, tarihî köklerimize sadık kalarak ve ondan aldığımız ilhamla aziz milletimizin dünyada hak ettiği yer için, istikbalimizi kurmak için haykırdık, yazdık.

Bugün de ülkemizin bekası ve sınır emniyetimizin tesisi adına Afrin’deki terör örgütü mensuplarına yönelik olarak başlatılan “Zeytin Dalı Operasyonu”nu aynı duygularla gönülden destekliyor, askerlerimizin muzaffer olması için dualar ediyoruz.

Batılı güçlerin açık desteğini arkasına alan, küçük yaştaki yavruları dahi canlı bomba olarak kullanmaktan kaçınmayacak kadar alçalan, topraklarımıza dair ne varsa düşmanlık eden terör örgütlerine hadlerini bildirmek ancak Türkiye’ye yakışırdı, nitekim öyle de oldu, oluyor.

ORDUMUZUN VE YURDUMUZUN SAFINDAYIZ

Bizler bu ülkenin karasevdalıları olarak Türkiye’nin sadece Türkiye’den ibaret olmadığını, tüm ezilmişlerin sığınağı olduğunu, Afrika’daki unutulmuşlardan Asya içlerinde hasret çekenlere ve yeryüzünün geri kalanına kadar tüm coğrafyalarda hayırla yâd edilmemizin ne anlama geldiğini yazmaktan, anlatmaktan yorulmayacağız.

İhanet cephesinde saf tutanlara inat bundan önce olduğu gibi, bundan sonra da memleketimizin birliğini, dirliğini tehdit eden dâhili-harici tüm unsurlara karşı, İslam’ın izzetinin mümessili konumundaki devletimizin ve ordumuzun yanında olmaya devam edeceğiz. Böylesine kritik süreçlerde dahi milli duyarlılık gösteremeyen kafası kalbi karışık sözde şair yazarlara hakikatli bir şairin şiirini hatırlatalım: ‘Ehl-i dildir diyemem sînesi sâf olmayana. Ehl-i dil birbirini bilmemek insâf değil’

Bu yazı bir saf beyanıdır. Arı duru ‘saf’ bir beyandır.

Safımız her halükârda ordumuzun ve yurdumuzun yanıdır.