SAMSUNG'UN GALAXY S9 AÇMAZI

Ersin AKMAN 15 Mar 2018

Ersin AKMAN
Tüm Yazıları
Teknolojiyi kıyısından köşesinden takip eden herkes, cep telefonu sektöründe bu yılın ilk bombasını Samsung'un Galaxy S9 ailesiyle patlattığını biliyordur.

Birkaç hafta önce İspanya’nın Barselona kentinde tanıtımı yapılan S9 ve S9+’un neredeyse hiçbir anlamda yenilik sunmadığını ise sanırım cep telefonu pazarını yakından takip eden ve kendi çevrelerinin “influencer”ı olan tüm okurlarım kabul edeceklerdir.

Samsung’un geçen yıl telefon tanıtmadığı Mobil Dünya Kongresi’nde bu yıl tekrar telefon tanıtmaya karar vermiş olması bence bu etkinliğin sağlıklı bir şekilde devam edebilmesi için çok önemli. Zaten yaklaşık bir hafta süren etkinliğe baktığımızda Samsung’un Galaxy S9 ve S9+ lansmanından daha kalabalık, daha güzel, daha iyi düşünülmüş bir başka olayla da karşılaşmadık.

Dünyanın en büyük mobil teknolojiler aktivitesinin parlayan yıldızı Samsung Galaxy S9 ailesi olmasına rağmen bana soracak olursanız geçen yıl tanıtılan Galaxy S8’den neredeyse hiçbir farklı olmayan bir modelle karşı karşıyayız. Hatta S9’a bakarak Note 7 faciasından sonra Samsung’ta işlerin pek de iyi gitmediğini bile söyleyebilirim. Peki koca teknoloji devi neden böyle bir hamle yapar? Bence hissedarlar “yeni bir teknoloji üretemiyoruz” bahanesini asla kabul etmezler ve her kapitalist şirket gibi Samsung’un da dönem sonunda para kazanmasını beklerler. İyi ama hiçbir yeniliği olmayan bir telefonun ticari anlamda başarı getirmeyeceği belli değil midir? Tabii ki bellidir! Bu şartlar altında Samsung’un cep telefonlarında kullanılan bileşenlerin çoğunu da üreten bir şirketler topluluğu unutmamak gerekiyor. S9 nedeniyle belki Samsung Mobile zarar edebilir ama cep telefonunun ekranını, pilini, işlemcisini üreten farklı Samsung şirketleri (veya iştirakleri), bu ticaretten mutlaka kazanç sağlarlar. Hele bir de bu şirketler borsaya açık değilse… Ki inanın Samsung’un (veya Samsung şirketler grubunun) Kore’deki yapılanması hakkında hiçbir fikrim yok. Genel anlamda bu işlerin nasıl yapıldığını anlatabilmek adına Samsung’tan yola çıkarak örnek veriyorum sadece.

Ben Galaxy S9 alır mıyım?

Ben ne S9 ne de S9+ satın almam. Alacak olanlara da paralarını bir önceki model olan S8 ve S8+’a yatırmalarını öneririm. Koreli teknoloji devinin Türkiye’deki fiyat politikası gereği aralarında çok da fark olmadığını, o nedenle S9 ailesini düşündüğünü söyleyenlere ise S8’in Dubai’de şu an 2 bin 400 – 2 bin 500 TL fiyatla satıldığını söyler, Amerika’da da fiyatların çok farklı olmadığını eklerim.

Bu yazdıklarımın Samsung Türkiye’yi yönetenler tarafından kabul görmeyeceğini biliyorum ama 4 bin 599 TL fiyatla S9’un satıldığı bir ülkede S8 fiyatını halen 3 bin 799 TL olarak belirlemenin pek de adil olmadığını düşünüyorum. Bu noktada Samsung’un sadece Türkiye’de daha fazla S9 satabilmek için S8 fiyatında indirime gitmediğini söyleyenlere hak veriyorum. Çünkü tüm dünyada S9’un duyurulmasıyla birlikte S8 fiyatlarında yaşanan gevşemenin ülkemizde yaşanmamış olmasını başka türlü tanımlayamıyorum.

Samsung Galaxy S9 ailesinde çift kameranın sadece S9+ modelinde kullanılmasını ise Samsung’un yaptığı büyük bir stratejik hata olarak değerlendiriyorum ve tahminen gelecek yıl S10 serisinde her iki modeli de çift kameralı yaparak bu hatadan dönüleceğini düşünüyorum.

Ayrıca Sony’nin iki farklı modelinde bir yılı aşkın süredir kullandığı ve saniyede 960 kare çekebilen ağır çekim özelliğini Samsung’un bir yenilikmiş gibi sunmasına bir anlam veremiyorum.

Yeni Galaxy S9 ailesinin bence en önemli özelliği S8’e çok benzemesi. S8’in de Türkiye’deki ederi bazı ince hesaplar yapıp, geçen yılın telefonu olması nedeniyle gerekli indirimleri de düştükten sonra en fazla 3 bin TL olarak karşıma çıkıyor. Samsung Galaxy S9 ailesinin çıkışını en fazla 3 bin TL vererek “yılan gibi” bir S8 alarak kutlamaktan başka çıkış yolu bulamıyorum…