SAYININ NE ÖNEMİ VAR Kİ?

Yaşar İÇEN 06 Eki 2018

Yaşar İÇEN
Tüm Yazıları
Biri de aynı beşi de dokuzu da! Her yitiriliş, toprağa düşen her masum beden, şehitlik mertebesine ulaşan her nefer yüreğimizi nefes alamayacak kadar acılara boğmuyor mu?

Batman’da yola döşenen bombanın patlatılması ile tüm ülke matemin rengine büründü bir kez daha. 

Bunu bekliyordum!  Hatta dile dahi getirdim çeşitli ortamlarda. 

“Yerel seçim öncesi söylemler ile algı oluşturulmaya çalışılıyor. Halktan istenen destek alınamayınca şiddete başvurulabilir...” 
Bölgeyi iyi analiz edince şifreleri çözmemek ve terörün fısıltılarını işitmemek imkansız.

Yerel seçim öncesi belirginleşmeye başlayan sadece terör olayları değil. 
Terörün gün yüzüne çıkmasıyla birlikte aday adayı kıpırtıları da başladı bölgede. 

“Ortamın gazına gelip tası tarağı satıp aday adayı olmamak için kendimi zor tutuyorum!” Her seçim öncesi bu acı espriyi yapıyorum, biliyorum fakat yapmamak imkansız.
Güneydoğu Anadolu’da siyaset konusunda hepimiz forvetiz! 
Sokakta sadece oyun oynaması gereken çocukların bile sohbet başlığı siyaset. 
Sanırım şimdi anlaşıldı “aday adayı olmamak için kendimi zor tutuyorum” esprilerim. 

Neden mi bu esprileri sık sık dile getiriyorum? 
Çünkü neredeyse her seçimde herkes aday adayı! Yerelde, genelde, mahallede, derneklerde, iş dünyasında, parti içerisinde yani nerede seçim yapılacaksa herkes aday!

“Kişi kendini eleştirmeyi bilmiyorsa, yanlışlarını ve eksiklerini görmüyorsa umut vaat etmiyor demektir”
“Bir yerde herkes her şeyi çok iyi bilirim ve yaparım diyorsa, o yerde olumlu hiçbir şey olmaz...” 

Hepimiz her şeyi bilmek ve herkesi tanımak zorunda bırakılıyoruz sıklıkla. 
Misal bir isim zikrediliyor. Tanımayanlar “bu da kim” dahi deme cesaretini gösteremiyor. 
Konuşmalar esnasında “ben bu kişiyi tanımıyorum” dediğim anda herkesin gözü fal taşı misali açılıp  “nasıl tanımazsın”  cümlesi koro halinde seslendiriliyor. 
“Evet tanımıyorum canım ne var. Hem ismi geçen kişi beni tanıyor mu bakalım?” repliğimi anında esprili bir mesaj olarak yolluyorum ortama.
Artık ne kadar anlaşılırsa! 

Her şeyi bilirim ruh hali her kademede kendine yer bulmuş vaziyette. Siyasi kademeden idari kademeye oradan sokaktaki sade vatandaşa kadar hepimiz biliyoruz. Maşallahımız var bu konuda.
Karşımızdaki insanı dinlemek bir yana konuşturmuyoruz bile. 

Bir grupta var ki; her seçimin mutlak demirbaşı kategorisinde. İstisnasız her seçim öncesi aday adayı olarak listede bu isimler yer alır. 
Halbuki bazen çekilmeyi bilmek, toplum gönüllüsü olmak en önemli erdemdir ve kitleleri daha çok etkiler olumlu anlamda. 
“Ben çekiliyorum yeni renkleri ve gençleri destekleme kararı alıyorum” diyen bir isim ben hatırlamıyorum. Hatırlayan var mı? 

Bu yıl kızımın üniversite sınavını kazanması ile Güneydoğu’nun acı bir gerçeği ile daha yüzleştim. Kızım burs alabilmek için araştırma yaparken gördük ki öğrencilere burs veren kişi, oda ve işletmemiz yok! 
Büyük hayal kırıklığı!

Ülkenin ekonomisine yön veren sayısız Güneydoğulu iş insanı varken, bölgede lüks merakı bu kadar yaygınken, lüks araç satışında markalar bölgeye araç yetiştiremezken bölgenin gençlerinin hayal kırıklığı ile başka bölgelerdeki insanlardan medet umması ne acı! 

Bu kez yerel seçimler çok farklı olacak diyebilirim. Çünkü vatandaş partiye değil karşısına çıkacak adaya oy verecek. 

Vatandaşın en önemli kriteri adayın mizacı olacak. Tribünlere değil gönüllere hitap eden, oynamayan, gerçekçi adaylar. 
Bununla birlikte sadece kendine değil, toplum içinde çalışan adaylar olmalı.

Geçmişteki seçimlerde adayların maddi gücü kriter olurdu. Fakat zamanla görüldü ki dağlar kadar serveti olanlar bir zerreyi dahi toplum faydasına akıtmıyor. 
Sonrasında bu kriter ters tepmeye başladı. Maddi anlamda güçlü adaylar anti pati uyandırmaya başladı. 

 Uzun lafın kısası vatandaş şu kriterlerde aday görmek istiyor karşısında;
*vatandaş odaklı,
*özü sözü bir,
*adaletli ve vicdanlı,
*aşireti, ailesi, maddiyatı, tarikatı adıyla değil güçlü şahsi duruşu ile var olmayı bilen,
*geniş yelpazede kucaklayıcı,
*egolarından arınmış ve fikirlere saygılı,
*duruma ve ortama göre değişmeyen duruşu ile güven veren,
*vatan bilincine sahip,
*klişe cümlelerden ve kalıplardan sıyrılmış kendi hitabetine sahip,
*konuşması, duruşu, vizyonu ile seçmen kitlesini utandırmayacak,
*eş, dost, akraba kıskacına bulaşmamış,
*azıcık çılgın, biraz enerjik, bir tutam sempatik, bol güler yüzlü özellikleri olan,
*kulaktan dolma siyasi cümleler ile boğmayıp vatandaşın dilinden konuşmayı bilen,
*siyaset için değil vatandaşa hizmet için gelen,
...