Birileri çırpınıp duruyor… Kriz varmış, MHP ve AK Parti kurmayları arasında ihtilaf çıkmış, cumhurbaşkanlığı sistemi suya düşüyormuş…

Fox TV’yi seyredince, Kanal D ve CNN Türk’ü izleyenince bambaşka bir tabloyla karşılaşıyorsunuz… Hürriyet ve Sözcü’yü okuyunca “bu iş bitmiş” izlenimi doğuyor… Ama bir de bakıyorsunuz bunların hepsi oyunbozanlık ve “ah keşke öyle olsa” hayallerinden öteye gidemiyor…

İşin aslı şu: Başbakan ve AK Parti lideri Binali Yıldırım ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin ortaklaşa çizdiği yolda kurmaylar bizi cumhurbaşkanlığı sistemine götürecek yolda hassas konularda ciddi çalışmalar yapıyorlar ve bilhassa teknik detaylar üzerinde kafa patlatıp ciddi bir belgenin ortaya çıkması için uğraş veriyorlar. Yani hukuki ve idari boşluklar olmayan, kuvvetler ayrılığının tam olarak belirlendiği bir metin.

Burada AK Parti kendi başına bir şeyler yapsaydı belki işler çabuk yürürdü ama bazı hatalar yapılırdı ama MHP buna izin vermiyor. Tam aksine MHP olaya “yapıcı ama denetleyici muhalefet” rolünde müdahil oluyor ve ortaya adam gibi bir netice çıkıyor. Keşke bu işe CHP de katkı sağlasaydı…

Tam aksine CHP Anayasa değişikliğini TBMM’de öldürmeye çalışacak çünkü referandumda halkçı bir parti iddiasındaki CHP halka inanmıyor…

En son gelinen nokta seçimlerde yedek milletvekilliği, yani boşalan milletvekili sandalyesi artık boş kalmayacak. Bir başka nokta bir milletvekili kabineye girerse üyeliği düşecek ve yerine bir yedek yer alacak…

Yani olay MHP’nin de yapıcı müdahalesi ile gayet iyi yürüyor… Peki bu iş bittiğinde bu kriz çığırtkanlıkları seyircilerinin, okuyucularının hangi yüzle çıkacaklar?

Bu işin sonu Allah’tan bir mani gelmez ise haziran ayında Türkiye cumhurbaşkanlığı sistemine geçmiş olacak. Birileri artık şu fikre kendilerini alıştırsa…