ABD sabote etmezse, Beşir Esat yönetimi sözünde durupda ülkeyi karıştırmaya devam etmezse, Rusya ve İran sağlam dururlarsa Suriye’de Ulusal Diyalog Kongresi toplanacak ve ülkenin geleceği şekillenecek.

Bu işin bir tarafı belli… Yani Esat’ı veya onun zihniyetini her ne pahasına olursa olsun ülkenin yönetiminde tutmak isteyen ve ülkenin elit tüccarları, iş adamları, sanayicileri, esnafları, siyasetçileri, akademisyenleri, hâkimleri, askerleri, polisleri ve istihbaratçılarından oluşan bir kurulu düzeni savunan kesim bir blok olarak karşımıza çıkıyor. Bunlarda her dinden, her tarikattan ve her etnik gruptan insan var…

Peki, esas mesele onların karşısına kimleri koyacaksınız da ülkenin çoğunluğu olan ve bugüne kadar ezilen kitleyi kimler temsil edecek?

Bu toplantıya Sünni muhalefet nasıl güçlü bir şekilde katılacak? Kürtler ve Türkmenler nasıl temsil edilecek?

ABD, Kürt teröristleri kullanıp barış sürecini nasıl sabote edecek? 

Şu ana kadar Türkiye silahlı ılımlı muhalif grupları bir arada tutmayı ve onları Astana’da söz sahibi yapmayı başardı… Ama bu işin bir de siyasi yönü var.

İşte burada iyi bir şekilde ev ödevi yapıp bu grupları güçlü bir şekilde yeni anayasa çalışmalarında söz sahibi olacak ve seçimlerde varlık gösterecek hale getirmek lazım… Burada Türkiye’ye iş düşüyor… Ama görüyoruz ki Amerika Türkiye’yi tökezletmek için bir gayret içinde.

ABD’nin dümen suyunda giden Suudi Arabistan, Türkiye, Rusya ve İran liderleri Soçi’de Suriye’nin geleceğini görüşürken Suudiler de Suriye muhalif grupları toplantısı yapıyordu… Çıkan netice: Esat gitmeden bir şey olmaz… Peki, hadi Esat’ı götürün dediğiniz zaman hepsi çaresiz… İşte işi buraya götürmemek lazım… Suudiler Orta Doğu’yu allak bullak etmekler meşguller bu da ABD ve İsrail dışında kimsenin işine gelmiyor…Halbuki böyle bir Orta Doğu kimsenin işine gelmemeli çünkü bu işte İsrail olayların altında ezilir ve çok zararlı çıkar.