​TAMBU KLAVYE

Ersin AKMAN 31 Ağu 2017

Ersin AKMAN
Tüm Yazıları
Türk Telekom 25 Ağustos Cuma günü Bodrum'da düzenlediği bir basın toplantısıyla Tambu isimli klavyesini tanıttı.

Türk Telekom 25 Ağustos Cuma günü Bodrum’da düzenlediği bir basın toplantısıyla Tambu isimli klavyesini tanıttı. Tambu, cep telefonlarımızda veya tabletlerimizde yazı yazarken kullandığımız mevcut klavye yazılımlarına alternatif olarak düşünülmüş bir uygulama.

Tam bu noktada “yazı yazarak iletişim kurduğumuz tüm cihazlarda zaten halihazırda bir klavye uygulaması varsa ekstra bir uygulamaya ne gerek var” dediğinizi duyar gibiyim. Ama inanın bana hem iOS hem de Android uygulama marketlerinde en çok bulunan uygulama türlerinden biri de klavyeler.

Çünkü birçok kullanıcı kendisine sunulanın yerine özelleştirebileceği, kullanımı kolay alternatifler arıyor. O nedenle de sanal klavye dünyasının en bilinen ismi olan SwiftKey isimli uygulamayı satın almak için Microsoft geçen yıl 250 milyon doları gözden çıkarmıştı.

Gayet başarılı olmasına rağmen pazarın tek hakimi de değil SwiftKey; en az 10 tane gayet kuvvetli rakibi var. Yani sanal klavye pazarı henüz keşfedilmemiş, altına hücum mantığıyla yatırım yapılabilecek bir segment değil. Zaten Türk Telekom Dijital Servisler Başkanı Ramazan Demir’in lansman sonrasında merak edilen konulara verdiği cevaplardan da şirket yönetiminin Tambu projesine başlamadan önce gerekli pazar analizini yaptığı kolayca anlaşılıyor.

Tüm bu şartlar altında, yani pazarın ilki olmayan ve büyük satın almaların çoktan gerçekleştiği bir ortamda Türk Telekom gibi asıl işi operatörlük, servis sağlayıcılığı ve altyapı geliştirme olan bir şirketin bu pazara girmesinin mantığı ne olabilir?

Asıl cevap yerellik. Ramazan Demir’in koçluğunda yola çıkan Tambu ekibi de üst düzey kullanım kolaylığı, akıllı zeka gibi tüm rakiplerde olan özelliklere yerelliği eklemeyi unutmamışlar. Daha doğrusu benim lansmanda Türk Telekom Dijital Servisler Başkanı Ramazan Demir’in yaptığı sunumdan anladığım kadarıyla yerelliği en ön sıraya koyarak Tambu sanal klavyeyi geliştirmeye başlamışlar.

Sonuç olarak da gerek atasözlerimiz gerekse de deyişlerimizden oluşan bir gif (hareketli küçük görseller) kütüphanesi yaratmak için kolları sıvamışlar. Ortaya da sadece Türk kültüründe olan terlik atan anne, “batsın bu dünya” diyen bir ağır abi, çay ve simit ikilisi veya sucuklu yumurta görselleri çıkmış.

Eminim ki birçok kişi mesajlaşırken veya sosyal medya üzerinde bu yerel çıkartmaları kullanmaktan büyük keyif alacaktır. Hatta hangi klavyeyi kullanıyor olursa olsun Tambu’nun bu etiketleriyle karşılaşanlar da kopyala – yapıştır yaparak bu emojileri paylaşacaklardır.

Tambu’nun gif arşivinin de zenginleşmesiyle Türk halkı daha az kelime, daha çok hareketli (veya hareketsiz) resim kullanmaya başlayacaktır.

Tanıtımda yaptığı sunumda pek üzerinde konuşmak istemese de Ramazan Demir’in yakında Tambu’ya lokasyon bazlı bazı hizmetler getirmek istediği de çok açık. O nedenle uygulama kurulum esnasında sizin yer bilginize ve telefon numaranıza ihtiyaç duyuyor. İlk akla gelenler kullanıcının bulunduğu bölgedeki bir dükkanda (mesela bir restoran) sunulan özel bir indirim oluyor ancak Türk Telekom’un böyle bir operasyonun altından kalkabilecek kadar çevik bir şirket olduğunu düşünmüyorum.

Gelişime açık bir platform

Ramazan Demir’in yaptığı açıklamalardan kullanıcıların da Tambu’da paylaşabilmesi için kendi tasarımlarını yapabileceklerini anlıyoruz ki bu özellik Tambu’yu tüm diğer klavye uygulamalarından ayırıyor. Bir derbi maçı öncesi taraftar gruplarının ne kadar yaratıcı tasarımlar yapabileceğini düşünsenize. Veya özel gün ve kutlamalarımız için… Tam bu noktada da nasıl bir kontrol / onay sürecinin etkin olacağı sorusu karşımıza çıkıyor. Öyle ya yasadışı veya yasadışı olmasa bile belli kitlelerin tepkisini çekebilecek emojiler de mutlaka üretilecektir.

Tambu, ilgilenilirse gelecek vadeden bir proje. Sonuç olarak Türkiye’de bir ilk. İçerik geliştirmenin zevkli ve kısmen de kolay olduğu bir proje. O nedenle de üzerindeki her emeğin karşılığını ödeyebilecek kapasitede.

Fakat ülkemiz GSM operatörlerinin iyi başlayan ve sonu gelmeyen projeleriyle dolu. Mesela Vodafone’un Dergilik projesi veya Turkcell’in yakın zamanda durdurduğu Gamecell’den yola çıkarak fikren iyi olmasına rağmen yürümeyen birçok iş sayabiliriz.

Tambu’yu bu gelecekten kim koruyabilir? Türk Telekom CEO’su Paul Doany tarafından desteklendiği anlaşılan Tambu projesinin bir an önce milyon kullanıcıya ulaşması gerekiyor ki teknoloji dünyamızın tozlu sayfaları arasında kaybolup gitmesin. 

Bu yıl Türk Telekom’un inTouch isimli kendi cep telefonunu çıkartmadığı da düşünülürse insanlara Tambu’yu en akılda kalır şekilde anlatmaktan başka yol kalmıyor. Öyle ya yeni bir inTouch modeli olsaydı, Tambu yüklü olarak satışa çıkardı ve milyonlarca kullanıcıya ulaşma süresi çok hızlanabilirdi. Görünen o ki Türk Telekom yöneticileri biraz zaman, biraz bütçe ile kolayca başarı öyküsüne dönüşecek bir fikri hayata geçirmişler. Dilerim ki yakın gelecekte Tambu’ya SwiftKey kadar değer biçildiği günleri de görürüz ve bu proje ile gururlanırız. Yeter ki Türk Telekom’un tepe yönetimi bu projeye olan inancını kaybetmesin.