​TERÖRİSTLERİN ZAP KAMPINI BİR DE BENDEN DİNLEYİN

Alican DEĞER 18 Eki 2017

Alican DEĞER
Tüm Yazıları
TSK'nın harekât düzenlediği PKK'nın Zap kampına gitmiştik.

TSK’nın harekât düzenlediği PKK’nın Zap kampına gitmiştik. Tam 21 yıl önce, bir heyetle birlikte. O zaman televizyoncuydum. Haberini yapmıştık. Aradan geçen onca yıldan sonra ilk kez yazıya dökme fırsatım oldu.

TSK, terörizmle mücadele ediyor. Tüm gücüyle. Şimdilerde Kuzey Irak’ta terörist örgütün en önemli barınma alanlarından Zap kampına operasyon düzenliyor. Maalesef şehit haberleri geliyor. Çok sayıda teröristin etkisiz hale getirildiği bilgileriyle birlikte. İşte şimdi operasyon yapılan bu bölgeyi ve kampı anlatmak isterim sizlere.

1996 Ağustos’u. Terörizmle mücadele tüm hızıyla sürüyor. Türk siyaseti ise, eskinin normalinde olduğu gibi karmakarışık. Rahmetli Necmettin Erbakan neredeyse daha bir aylık Başbakan. 28 Şubat’a giden süreç. Yaşı yetenler hatırlar, yetmeyenler tahmin edebilir. 

Erbakan, Türkiye’nin en önemli sorunu olan terörizmi kucağında buluyor. Ağustos’un 3’ünde Van Milletvekili Fetullah Erbaş’ı Güneydoğu sorunuyla ilgili çalışma yapmak amacıyla görevlendiriyor. Temel amaç terörün sonlandırılması, halkın arada ezilmesinin önlenmesi. Bu doğrultuda Kürtçe televizyon yayını yapılacağı açıklanıyor. Hedeflenen GAP Tv’den günde 1-2 saat Kürtçe yayın. Şimdiki gibi 24 saat yayın yapacak bir TRT kanalı hayal.

Ağustos ayı başında bu açılımlar yapılırken PKK’nın daha önce kaçırdığı 7 askerin durumu gündeme geliyor. Teröristlerin dertleri belli. Türkiye ile sanki eşit statülermiş gibi pazarlık masasına oturmak. Türkiye kesinlikle ret ediyor. Ama kamuoyu baskısı da var. 

Başbakan da bu işin artık son bulmasını istiyor. Açıkça söylemese de.

PKK gayri resmi kanallardan askerleri teslim edeceğini açıklıyor. Ama bir şartı var. Gidilip Kuzey Irak’ta şimdi operasyon yapılan Zap kampından alınacaklar. 

Bir grup siyasetçi ve insan hakları savunucusu Kuzey Irak’a geçip, askerleri geri almak için bir girişim başlatıyor. Öyle sessiz sedasız da değil. Kalabalık bir gazeteci grubuyla birlikte gidilecek. O zamanlar İslami yazar olarak ünlenen İsmail Nacar da işin fikir babalarından. Fetullah Erbaş ve İsmail Nacar, PKK'ya "Barış konusunda iyi niyetli olduğunu göstermesi için somut bir adım atması" çağrısında bulunuyorlar.

Heyette, Refah Partisi Van Milletvekili Fetullah Erbaş, İnsan Hakları Derneği Genel Başkanı Akın Birdal, Mazlum-Der Genel Başkanı Yılmaz Ensarioğlu, yardımcısı İhsan Aslan ile kimi asker yakınları ve gazeteciler var. Gazetecilerden biri de Kanal D muhabiri olarak ben.

Heyetle birlikte Habur’dan geçerek Irak Kürdistan bölgesine giriyoruz. O aralar o kadar çok bölgeye gidip gelmiştim ki, pasaportumda artık damga vuracak yer kalmamış.

İlk etapta Dohuk’ta ağırlanıyoruz. Yanlış hatırlamıyorsam valinin konutunda. Geniş bir bahçesi var ve bu bahçede yemek düzenlenmiş. Hafızamda kalan detaylardan biri bir Türk görevlinin heyeti takip eden gazetecilerin adını not aldığıydı. Ben bir şekilde adımı söylemedim. Sonra ismi alınan bu gazetecilere Kuzey Irak’a geçiş yasağı gelmişti. 

Neyse iyi ağırlandık açıkçası. Sonra bir gece zifiri karanlıkta Zap bölgesine doğru harekete geçtik. Teröristlerin kampı aslında Türkiye’nin Çukurca-Dağlıca bölgesinin tam karşısına denk geliyor. Yani Dohuk’a bir hayli uzak. 

Zifiri karanlıkta ben diyim 3 saat, siz deyin 4 saat yol aldık.  Bir dağ başında durduk. Burnumuzun ucunu göremiyoruz. O kadar karanlık. Sağda solda birkaç katır ve katırcı seçilebiliyor. Biz 15-20 kişilik bir grubuz. 

Derken ortalık siyah sesleriyle çınlamaya başladı. Karanlığın içinden aralıksız ateş ediliyor. Nereden geldiğini bilmiyorsunuz. Heyette milletvekili, insan hakları dernek yöneticileri, gazeteciler var. Bildiğin katliama hazırlık. Silah sesleri bitmek bilmiyor. Kaçılacak bir yer, sığınılacak bir taş arkası yok. Olsa bile göremiyorsunuz zaten.

Yarın: Terörist kampına nasıl götürüldük?