TV YAYINLARINDA KURALLAR YOK SAYILINCA

Fehmi KETENCİ 14 May 2018

Fehmi KETENCİ
Tüm Yazıları
Bu konuyu yıllardır yazarız, "biraz düzelmesi, bu konudaki yasaları hiçe sayanların biraz kendilerine çeki-düzen vermeleri gerekir" diyoruz ama pek de umurlarında olmadıklarını çok net görebiliyoruz.

     Bu konuyu birkez daha dile getirdiğimiz dünkü yazımıza; “Görünen o ki, yıllardır en önemli eğlence kaynağımız olan televizyonlarda bazı amaçların esiri oldular. Planlar, iyice tutkunlaşan televizyon izleyicilerinin bu kronik zaafında olabildiğince yararlanabilme üzerine kurulmuş. Televizyon izleyicilerini nazikçe yolabilmenin yolu ise onları aksırtıncaya, tıksırtıncaya kadar reklamlarla tıka basa doyurabilmek”.

      Son cümlemizi biraz daha açarsak, şöyle demek çok daha doğru olacak; “Planlar, iyice tutkunlaşan televizyon izleyicilerinin bu kronik zaafında olabildiğince yararlanabilme üzerine kurulmuş. Televizyon izleyicilerini nazikçe yolabilmenin yolu ise onları aksırtıncaya, tıksırtıncaya kadar, reklam yayınlarını düzenleyen, başta; Sınır Ötesi Yayınlar Sözleşmesi olmak üzere, tüm kuralları hiçe sayan, sorumsuzca yayınlanan reklamlarla tıka basa doyurabilmek.

      İşin ilginç yanı; bu yapılanın doğruluğunu teyit edebilmek uğruna, reklam yayınları için belirlenen blok reklam yayın saatlerine ek olarak, hep birlikte, ortak hareketle, dizi sonlarında oluşturdukları ve uygulamaya koydukları, “kural delen” sanal reklam kuşaklarının giderek kurala donüştürülmüş olması ve bu sorumsuzluğa, yayınları denetleme görevi olan kurumların, izleyiciyi bıktıran, kural tanımaz reklam yerleştirilmelerine ve yayınlarına göz yummasıdır.

       Bu dediğimiz nedir, kısaca hatırlatmakta yarar var. Gece saat 20.00 civarlarında başlayıp, dizinin son demleri olan gece yarısı saat  00.00’u geçe “son” yazması gerekirken aynı planların sırf reklam kuşağı yaratmak için, peşisıra üç kez tekrarlanması ve arada izleyiciyi bıktıran o reklam yayınlarıdır. Ama unuttukları bir şey var ki; o tutkun dizi izleyicileri artık bu numarayı yemiyorlar ve dizinin son planını yayınlamak için yapılan bu numara sırasındaki bu reklamları hiç ama hiç izlemiyorlar.

      Şimdi, fazla söze gerek yok, Sınır Ötesi Yayınlar Sözleşmesi’ndeki, reklamlarla ilgili yer alan şu kuralların birkaçını hatırlayalım;

      Madde 13; Biçim ve Sunuş

      1. Reklamlar görüntü ve ses olarak, program hizmetinin diğer unsurlarından ayrı ve kolaylıkla ayırt edilebilecek biçimde düzenlenir ve ilke olarak, bloklar halinde yayınlanır.

      2. Bilinçaltı ile algılanan reklamlara izin verilmez.

      3. Programlarda ürün veya hizmetlerin, reklam amacı taşıyacak biçimde sunulması gibi haksız reklamlara izin verilmez.

      4. Haber veya haber programları düzenli olarak sunan kişilerin görüntü ve seslerine reklamlarda yer verilemez. (özellikle bu maddeye dikkat).

      Madde 14; Reklamların Yerleştirilmesi

     1. Reklamlar, programların arasına yerleştirilecektir. Bu maddeninin 2. ve 5. paragraflarına uygun olması şartı ile programın bütünlüğü, değeri ve hak sahiplerinin hakları zedelenmeyecek biçimde bir program içine de reklam yerleştirilebilir.

     2. Yalnızca, birbirinden bağımsız bölümleri olan programlara veya spor programlarına ve benzer yapıda aralar içeren olay ve gösterilerin devre veya bölüm aralarına reklam yerleştirilebilir.

      3. Konulu filmlerin veya televizyon filmlerinin (diziler, belgeseller ve hafif eğlence programları hariç) süreleri 45 dakikadan fazla olması halinde, her 45 dakikalık bölüm için, bir kez olmak üzere, bir reklam kesintisi yapılabilir. İki veya daha fazla 45'er dakikalık bölümden en az 20 dakikadan uzun süreli bölüm için bir ek reklam kesintisine daha izin verilebilir. (özellikle bu maddeye de dikkat)

      4. 2. Paragrafta sözü edilen programlar dışındaki programlara yerleştirilmiş reklam aralıkları arasında en az 20 dakika süre bulunmalıdır.

      Daha neler var neler.

      Türkiye “Sınır Ötesi Yayınlar Sözleşmesi”ne ilk imza atan ülkelerden

      Ve uygulayan, denetlemesi gereken, denetleyen de RTÜK.